Avrupa Birliği Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı Gözlem Merkezi'nin 2000 yılı raporunda, Avrupa'da ırkçılığa dayalı şiddet olaylarının arttığı ortaya çıkarken, 11 Eylül'den sonra Müslümanlara yönelik şiddetin arttığı belirtildi
Avrupa Birliği'nin, Viyana'da açtığı Avrupa'da Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi'nin 2000 yılı raporunda, geçen yıl ırkçı şiddet ve yabancı düşmanlığının Avrupa çapında çok önemli tırmanış gösterdiğine, bu yıl özellikle 11 Eylül saldırılarının ışığında bu eğilimin daha da artmasından kaygı duyulduğuna dikkat çekiliyor.AB ülkelerinde daha barizRaporda yabancı düşmanı şiddet eylemleri, Yahudi düşmanlığı, ırkçılık ve başka renk ve dinden insanlara uygulanan ayrımcılığın tehdit edici bir boyuta ulaştığının altı çiziliyor. Bunun özellikle beş Avrupa Birliği üyesi ülke Almanya, Fransa, İngiltere, İsveç ve İspanya için geçerli olduğu kaydediliyor. Raporda, Almanya'da 2000 yılında ırkçı nedenlerle işlenen suç oranı, bir yıl öncesine kıyasla büyük bir artış göstererek yüzde 33'e yükseldi. İngiltere'de ise oran ikiye katlanırken, sorunun tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yaygın olduğu vurgulanıyor. Yabancı kökenli insanlara yönelik şiddetin yanısıra, yabancı kökenli insanların toplumsal yaşamın pek çok alanında ayrımcılığa uğradığı tespit edildi.İstihdam piyasasında ırkçılıkMerkezin yöneticisi Beate Winkler, bu sorunun özellikle de istihdam piyasasında yaşandığına işaret ederek, "Yabancı kökenliler, müracaat koşullarında diğerleri ile aynı referanslara sahip olmalarına rağmen yabancı diye mülakata bile çağrılmıyorlar. İş yerinde aynı işi yapmalarına rağmen genelde daha az para alıyorlar. Yabancılar arasında işsizlik oranı daha yüksek ve eşit yükselme şansından yoksunlar" ifadelerini kullandı. Tüm bu kötü göstergelerin ardından raporda, olumlu gelişme olarak Avrupa Birliği bünyesinde 2000 yılında ayrımcılığı önlemek için hükümetlerin yasa çıkarma girişimleri gösteriliyor. Ancak raporu hazırlayanlar, 2001 yılının bilançosunu çıkarırken, daha kötü bir tablo ile karşılaşacaklarından endişe duyuyor. Raporda, 11 Eylül saldırılarının ardından özellikle de Avrupa'daki müslümanlara karşı artan ırkçı saldırıların, müslümanları psikolojik baskı altında sürekli savunmaya geçip kendilerinin terörist olmadığını kanıtlamak zorunda kaldıklarına dikkat çekiliyor.
Avrupa Birliği'nin, Viyana'da açtığı Avrupa'da Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi'nin 2000 yılı raporunda, geçen yıl ırkçı şiddet ve yabancı düşmanlığının Avrupa çapında çok önemli tırmanış gösterdiğine, bu yıl özellikle 11 Eylül saldırılarının ışığında bu eğilimin daha da artmasından kaygı duyulduğuna dikkat çekiliyor.AB ülkelerinde daha barizRaporda yabancı düşmanı şiddet eylemleri, Yahudi düşmanlığı, ırkçılık ve başka renk ve dinden insanlara uygulanan ayrımcılığın tehdit edici bir boyuta ulaştığının altı çiziliyor. Bunun özellikle beş Avrupa Birliği üyesi ülke Almanya, Fransa, İngiltere, İsveç ve İspanya için geçerli olduğu kaydediliyor. Raporda, Almanya'da 2000 yılında ırkçı nedenlerle işlenen suç oranı, bir yıl öncesine kıyasla büyük bir artış göstererek yüzde 33'e yükseldi. İngiltere'de ise oran ikiye katlanırken, sorunun tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yaygın olduğu vurgulanıyor. Yabancı kökenli insanlara yönelik şiddetin yanısıra, yabancı kökenli insanların toplumsal yaşamın pek çok alanında ayrımcılığa uğradığı tespit edildi.İstihdam piyasasında ırkçılıkMerkezin yöneticisi Beate Winkler, bu sorunun özellikle de istihdam piyasasında yaşandığına işaret ederek, "Yabancı kökenliler, müracaat koşullarında diğerleri ile aynı referanslara sahip olmalarına rağmen yabancı diye mülakata bile çağrılmıyorlar. İş yerinde aynı işi yapmalarına rağmen genelde daha az para alıyorlar. Yabancılar arasında işsizlik oranı daha yüksek ve eşit yükselme şansından yoksunlar" ifadelerini kullandı. Tüm bu kötü göstergelerin ardından raporda, olumlu gelişme olarak Avrupa Birliği bünyesinde 2000 yılında ayrımcılığı önlemek için hükümetlerin yasa çıkarma girişimleri gösteriliyor. Ancak raporu hazırlayanlar, 2001 yılının bilançosunu çıkarırken, daha kötü bir tablo ile karşılaşacaklarından endişe duyuyor. Raporda, 11 Eylül saldırılarının ardından özellikle de Avrupa'daki müslümanlara karşı artan ırkçı saldırıların, müslümanları psikolojik baskı altında sürekli savunmaya geçip kendilerinin terörist olmadığını kanıtlamak zorunda kaldıklarına dikkat çekiliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.