Avrupa'nın gerçek yüzü

BTP Genel Başkan Yardımcısı Kepekçi, Paris'teki son olayların Avrupa'nın kirli geçmişinin ürünü olduğunu belirtti Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Fransa'da başlayıp tüm Avrupa'ya yayılan isyanla ilgili değerlendirmelerde bulundu.  Fransa'da her geçen gün büyüyerek devam eden kitle hareketinin, Belçika ve Almanya'ya da sıçradığını hatırlatan Kepekçi yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları kaydetti: "Her ne kadar basına sansür uygulansa da olayın çapı ayanbeyandır. Batının tarihinde çok örneklerini gördüğümüz bu tarz sosyal hadiseler, insan haklarının gasp edilmesinden kaynaklanmıştır. İnsana insanca muamele yapılmayışından kaynaklanmıştır. Özgürlüklerin kısıtlanması, eşitsizlik ve kardeşçe yaşamadaki sorunlar yalnız Fransa'da görülmemektedir. Bütün Avrupa devletlerinde aynı sorun vardır. Geçmişlerinde insan etinin kasaplarda, açıktan pazarlandığı bu ülkelerin gerçek yüzü, budur. Bu tarz davranışların temelinde batının kültür anlayışı vardır. AKP hükümetinin girmek için can attığı Avrupa Birliği'nin "göçmen" adı altında kendisinden olmayan milletlere - özellikle Müslümanlara- bakışı hiçbir zaman değişmemiştir.Avrupa göçmenleri "pislik" olarak görüyorFransa'daki olaylardan sonra Sarkozy'nin göçmenler için kullandığı "pislikler" ifadesi Avrupa'nın gerçek düşüncesini yansıtmaktadır. Fransa İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy, Almanya başbakanı Merkel, Avusturya başbakanı Schüssel göçmen karşıtı cephenin diğer temsilcileridir. Bu anlayış her geçen gün Avrupa'nın siyasetine ve idaresine daha çok hâkim olmaktadır.Batı sahip olduğu mali güç, uyguladığı toplum mühendisliği, medyaya olan hâkimiyeti ile uzun yıllardan beri bu yüzünü örtbas etmiştir. Yaşanan olaylar bir yıllık, beş yıllık sorunlardan kaynaklanmamıştır. Olayların temelinde çok uzun yıllara dayanan batı kültürü yaklaşımı vardır. Kendi vatandaşı da olsa ırktaşı olmayan, aynı kültürden gelmeyen insanları ikinci, hatta üçüncü sınıf insan görme tarzı vardır.Önce kendi düzenlerini sağlasınlarKendi ülkelerinde birliği sağlayamayan Avrupa Devletleri her fırsatta ülkemize gelerek, bazı illerimizi mesken tutarak, güya kültürel ve insancıl sebepleri öne sürerek; et ve kemik gibi bir olduğumuz millet fertlerini, bölüp parçalamaya çalışmaktadırlar. Etnik farklılıkları gündem ederek, azınlık yaftası ile böl, parçala, yönet ve yut taktiğini uygulamaktadırlar. Sözde adalet, eşitlik, insan hakları, demokrasiyi hep dışında arayanlar, dünya kamuoyuna fenersiz yakalanmışlardır.Avrupa Birliği devletlerinde gelişen sosyal, ekonomik ve siyasal gelişmeler hem Avrupa Birliğinin dağılma sinyallerdir; hem de Avrupa Devletlerinin kendi geleceklerinin göstergesidir.  Ortak Anayasa, bütçe açıkları, işsizlik, ortak para birimi gibi pek çok konuda rahatsız olan AB'nin çöküş sürecinin bu isyanla birlikte hızlanması kaçınılmaz.Bağımsız Türkiye Partisi olarak gerek iktidarı, gerek muhalefetteki AB'ci yaklaşımları esefle karşılıyoruz.  Kendi içinde ciddi sorunlar yaşayan, tarihi sicili vukuatlarla dolu olan, Sevr'i ülkemize dayatan bir Avrupa ile nasıl birlik olunabilir, elbette bu mümkün değildir. Siyasi irade bir an önce sonu yıkım olan AB ile birliktelik adına verdiği tavizlerden vaz geçmelidir. Bu bağımsız duruşu ortaya koyabilmek, Kuva-i Milliye ruhu ve proje sahibi olmayı gerektirir. Bunun da tek temsilcisi BTP'dir."