Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi!

Hiddink'in Hırvatistan maçının idmanlarında çift kalede kaleci Tolga'yı forvet oynattığı ortaya çıktı.*** Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi'nin geldiğinden beri memlekette mevkii dışında oynatmadığı kim kaldı ki siz onu söyleyin bana?!Futbol Federasyonu elif gibi dimdik durması gereken yerde yumuşak G gibi durmadı mı sürekli?! Yüzlerce spor yazarı Kılıç Kalkan oynaması gereken yerde oryantal yapmadı mı?! Onlarca futbol yorumcusu Mehter Marşı çalması gerekirken Mozart'ın bilmem kaçıncı senfonisini tıngırdatmadı mı?!Memleketi idare edenler her salataya ve çorbaya maydanoz oldukları halde, milletin milli duygularının kıpraşmasına vesile olarak elde kalan yegâne unsur olan Milli Takım'ın gelişatından belli olan gidişatına karşı "Geldim gördüm yendim" duruşu ortaya koyması gerektiği halde "Görmedim duymadım bilmiyorum" duruşu ortaya koymadılar mı?!  Hatırlarsanız Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi bir yaz sabahı Futbol Federasyonuyla başladı macerasına! Görevi kıvırmadan, çalmadan, çırpmadan futbolu ileri götürmek ve bunu yaparken de milletin parasını çarçur etmeden hakkaniyetli bir şekilde kullanmak olan Federasyon, bir de baktık Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi'yle karşılıklı oryantal yapıyor. Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi'nin her kıvırmasında milyon Euro'lar havalarda uçuşuyor! Birkaç kendini bilmez çatlak ses "Ya kardeşim bunun aldığı paranın onda birini alan ve bizi Avrupa üçüncüsü yapan Fatih Terim'e demediğimizi bırakmamıştık, yirmide birini alan Şenol Güneş'i bizi dünya üçüncüsü yaptığı halde apar topar kovalamıştık. Bu yaptığınız Hak'tan reva mıdır?!" demeye kalkışmışsa da çok sürmeden ağızlarının fermuarları dürülüp saha dışında oynamaya mahkum edilmişlerdi!Bize yaşattıkları onca başarıya rağmen en ufak bir olumsuz durumda yerli hocaları tefe koyup oynayan spor basını, futbol tekniği olarak, oyun mantalitesi olarak ve de skor olarak rezilleri oynayan Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi'ye toz kondurmayarak Hollanda peyniri yemiş bülbül gibi oldular!Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi, memleketin onlarca yıldız ve formda futbolcusunu bir tarafa atıp, kendi kulübünde; bırakın ilk on biri bazen yedek kulübesine bile hasret oyuncuları ısrarla Milli Takım'da oynatarak, üstüne üstlük Milli Takım'da oynattığı futbolcuları kendi takımında oynadıkları mevkiden farklı mevkilerde oynatma becerisini de ortaya koyarak ne kadar derin bir futbol zekâsına sahip olduğunu futboldan anlamayan bizlere öğretti!Milli takımı ve ruhu bir tarafa bırakıp şahsi egosunu öne çıkararak saçma sapan sarı ve lacivert, pardon sarı ve kırmızı kartlar gördüğü halde kadronun ve kaptanlığın değişmez ismi olan Emre'yi, son Milli maçlarda ve Fenerbahçe maçlarında kovalığının, pardon formsuzluğunun zirvesinde bulunan Volkan'ı, sakatlıktan yeni çıkmış ve kendi takımında son altı ayda toplam yarım saat bile oynamamış Hamit'i oynatacak ve ilk Hırvatistan maçının kaybedileceği anlaşıldıktan sonra başta Arda olmak üzere 3-4 tane futbolcunun sırf ikinci maçta oynamamak için kendini cezalı hale getirecek derekeye erişmelerini sağlayacak kadar Milli Takım'a ve futbolculara sahip çıkan, onları motive eden, gayrete getiren onlarla sevinip onlarla üzülen Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi gibi bir terminatöre pardon teknik direktöre layık olmak için bu millet ne yaptı çok merak ediyorum doğrusu?! Her ay aldığı milyon Euro'larla Hollanda'da eşi dostuyla gününü gün edip Milli maçtan Milli maça kerhen Türkiye'ye gelerek "Benden size ne dost olur ne de post!" mesajı verdiği halde yanlış yapan, Ayaktopuzzaman Hiddink Efendi midir, yoksa onu dost edip koynunda, post edip omzunda taşıyan içimizdeki Hiddink'ler midir bilemiyorum artık?!