Aynı acılar kapımızda bekliyor
17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen ve on binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan depremin ardından 20 yıl geçti. AFAD'ın geçen yıl yaptığı senaryoya göre, 7.5 büyüklüğünde meydana gelecebilecek İstanbul depreminde 26 ile 30 bin arasında kişinin hayatını kaybedeceği bildirildi. Bu da gösteriyor ki, olası İstanbul depreminde aynı acıları yaşamaya mahkumuz...
16.08.2019 00:00:00





EYÜP KABİL / İSTANBUL
17 Ağustos depreminin üzerinden tam 20 yıl geçti. Büyük acıların yaşandığı depremden sonra uluslararası kuruluşlar Marmara bölgesinde incelemelerde bulundu. Bunlardan biri olan Almanya merkezli Geomar Helmholtz Okyanus Araştırma Merkezi Marmara Denizi'nin altında iki yılı aşkın bir süre inceleme yaptı. Temmuz başında açıklanan sonuçlara göre, denizin altındaki tektonik gerginliğin arttığı ve bunun da 7.1 ile 7.4 arasında bir büyüklükte deprem yaratmasının beklendiği açıklandı.
Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile İBB tarafından yapılan ve sonuç raporu 2002 yılında yayımlanan çalışmaya göre, İstanbul'daki binaların yüzde 35 ile 38'inin depremde hasar göreceği öngörüldü. Aynı çalışmada can kaybı 73 ile 87 bin arasında, ağır yaralı sayısı ise 120 ile 135 bin arasında hesaplandı. Can kayıplarının ve ağır yaralanmaların tamamının çöken binalardan kaynaklanacağı belirtilirken, depremin etkileyeceği toplam kişi sayısı da en az 1 milyon olacağı ifade edildi.
AFAD Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu, geçen yıl yaptığı açıklamada, yaptıkları senaryoya göre, 7,5 büyüklüğünde İstanbul kent merkezinde 26 ile 30 bin arasında kişinin hayatını kaybedeceğini söyledi.
Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile İBB tarafından yapılan ve sonuç raporu 2002 yılında yayımlanan çalışmaya göre, İstanbul'daki binaların yüzde 35 ile 38'inin depremde hasar göreceği öngörüldü. Aynı çalışmada can kaybı 73 ile 87 bin arasında, ağır yaralı sayısı ise 120 ile 135 bin arasında hesaplandı. Can kayıplarının ve ağır yaralanmaların tamamının çöken binalardan kaynaklanacağı belirtilirken, depremin etkileyeceği toplam kişi sayısı da en az 1 milyon olacağı ifade edildi.
AFAD Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu, geçen yıl yaptığı açıklamada, yaptıkları senaryoya göre, 7,5 büyüklüğünde İstanbul kent merkezinde 26 ile 30 bin arasında kişinin hayatını kaybedeceğini söyledi.
20 yılı nasıl geçirdik?
17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremin ardından özellikle İstanbul'la ilgili uyarılar daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. 17 Ağustos'tan sonra İstanbul'la ilgili iki önemli çalışmaya imza atıldı. Bunlardan ilki 2002 yılında JICA ile yapılan çalışma oldu. İkincisi de İBB'nin 2003 yılında İTÜ, ODTÜ, YTÜ ve Boğaziçi Üniversitelerine hazırlattığı İstanbul Deprem Master Planı oldu.
2016 yılında başlanan Kentsel Dönüşüm Master Planı ise henüz tamamlanmadı. Yapılan bu çalışmalara ek olarak, mevzuatta da önemli değişikliklere gidildi. Bunların başında da inşaat yönetmelikleri geldi. İstanbul Valiliği, 2000'li yılların başında kentin farklı noktalarına bir deprem anında özellikle enkaz kaldırma ve ilkyardım çalışmalarına destek olacak malzemelerin bulunduğu konteynırlar yerleştirdi. Ayrıca İstanbul'un ana arterleri tahliye yolları olarak sınıflandırılırken, park ya da boş arazi gibi açık alanlar da toplanma yerleri olarak belirlendi.
2016 yılında başlanan Kentsel Dönüşüm Master Planı ise henüz tamamlanmadı. Yapılan bu çalışmalara ek olarak, mevzuatta da önemli değişikliklere gidildi. Bunların başında da inşaat yönetmelikleri geldi. İstanbul Valiliği, 2000'li yılların başında kentin farklı noktalarına bir deprem anında özellikle enkaz kaldırma ve ilkyardım çalışmalarına destek olacak malzemelerin bulunduğu konteynırlar yerleştirdi. Ayrıca İstanbul'un ana arterleri tahliye yolları olarak sınıflandırılırken, park ya da boş arazi gibi açık alanlar da toplanma yerleri olarak belirlendi.
Toplanma alanları zaman içinde eridi
Sonuç olarak 20 yıl önce yaşanan depremin bir benzerini daha yaşamaya hiç hazır değiliz. İstanbul'da binaların deprem yönetmeliğine uygun hale getirilebilmesi için daha çok zamana ve çok paraya ihtiyaç var. Olası bir depremde toplanma alanları ve deprem konteynerleri konusunda da vatandaş bilinçlendirilmiş değil.
Dahası, birçok toplanma alanlarının yerinde şimdi AVM'ler yer alıyor. Devlet tarafından zorunlu hale getirilen 'zorunlu deprem sigortası' konusunda da gerekli bilinçlenme oluşturulamadı. Bugün mevcut binaların yarısından fazlasının deprem sigortası bulunmuyor. Geçtiğimiz yıl uygulanan imar affı kanununun da depremle mücadeleye darbe vurduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyor. 17 Ağustos depreminin üzerinden 20 yıl geçti. Bu 20 yılda bazı adımlar atılmış olsa da genel olarak büyük bir depreme hiç hazır olmadığımız ortada.
Dahası, birçok toplanma alanlarının yerinde şimdi AVM'ler yer alıyor. Devlet tarafından zorunlu hale getirilen 'zorunlu deprem sigortası' konusunda da gerekli bilinçlenme oluşturulamadı. Bugün mevcut binaların yarısından fazlasının deprem sigortası bulunmuyor. Geçtiğimiz yıl uygulanan imar affı kanununun da depremle mücadeleye darbe vurduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyor. 17 Ağustos depreminin üzerinden 20 yıl geçti. Bu 20 yılda bazı adımlar atılmış olsa da genel olarak büyük bir depreme hiç hazır olmadığımız ortada.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.