İçilebilir Suya Erişimde Küresel Eşik Aşıldı 771 Milyon Kişi Hâlâ Temiz Suya Ulaşamıyor
2025 yılı itibarıyla dünya genelinde içme suyuna erişim, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sosyoekonomik bir kriz haline geldi
20.07.2025 03:44:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





2025 yılı itibarıyla dünya genelinde içme suyuna erişim, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sosyoekonomik bir kriz haline geldi. Birleşmiş Milletler'in son raporuna göre, dünya nüfusunun yaklaşık %10'u hâlâ güvenli içme suyuna ulaşamıyor. Bu oran, 771 milyon kişiye tekabül ediyor ve özellikle Afrika, Güney Asya ve Orta Doğu'da yoğunlaşıyor.
Tatlı su kaynaklarının %70'i tarımda, %19'u sanayide ve yalnızca %11'i evsel kullanımda değerlendiriliyor. Bu dağılım, içme suyu için ayrılan payın ne kadar sınırlı olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, altyapı eksikliği, iklim değişikliği ve kötü yönetim gibi faktörler, su stresini daha da derinleştiriyor. Özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde su stresi oranı %100'e ulaşmış durumda.
Suya erişimin bir insan hakkı olarak tanınmasına rağmen, birçok ülke bu hakkı sağlayacak altyapıdan yoksun. Kirli su kaynakları, kolera, hepatit A ve dizanteri gibi hastalıkların yayılmasına neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl yaklaşık 829 bin kişi güvenli olmayan su nedeniyle hayatını kaybediyor.
Bu tablo, içme suyu sektörünün yalnızca ticari değil, aynı zamanda insani bir sorumluluk taşıdığını gösteriyor. 2025 Su Konferansı'nda alınan kararlar, sınır aşan su işbirliklerinin artırılması ve sürdürülebilir su yönetimi modellerinin yaygınlaştırılması yönünde umut verici adımlar içeriyor.
Tatlı su kaynaklarının %70'i tarımda, %19'u sanayide ve yalnızca %11'i evsel kullanımda değerlendiriliyor. Bu dağılım, içme suyu için ayrılan payın ne kadar sınırlı olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, altyapı eksikliği, iklim değişikliği ve kötü yönetim gibi faktörler, su stresini daha da derinleştiriyor. Özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde su stresi oranı %100'e ulaşmış durumda.
Suya erişimin bir insan hakkı olarak tanınmasına rağmen, birçok ülke bu hakkı sağlayacak altyapıdan yoksun. Kirli su kaynakları, kolera, hepatit A ve dizanteri gibi hastalıkların yayılmasına neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl yaklaşık 829 bin kişi güvenli olmayan su nedeniyle hayatını kaybediyor.
Bu tablo, içme suyu sektörünün yalnızca ticari değil, aynı zamanda insani bir sorumluluk taşıdığını gösteriyor. 2025 Su Konferansı'nda alınan kararlar, sınır aşan su işbirliklerinin artırılması ve sürdürülebilir su yönetimi modellerinin yaygınlaştırılması yönünde umut verici adımlar içeriyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.