19 Mayıs 1919, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, Bandırma Gemisi'nden inerek vatan toprağına adımını attığı, Kuva-yı Milliye'nin millî mücadeleye dönüştüğü gündü.
Avrupa, Avrupa olalı Türk ve İslam âlemi için hiç bir zaman hayırlı bir rüya görmemiştir. Avrupa ve hatta Amerika'nın, tarihinden getirdiği bir Şark Meselesi Projesi vardır. Bu projeye göre, Türkler Anadolu'ya Orta Asya'dan gelmişlerdir, Anadolu Onların vatanı değildir. Bu nedenle Avrupalı, asırlar boyu devam eden bir emel olarak bu aziz milleti bu vatan topraklarından çıkartıp Orta Asya'ya sürmek istemiştir.
1919'un İtilaf Devletleri'ne, bu zihniyetin sahiplerine Milletin, Önderi ile omuz omuza gösterdiği millî direniş, sonunda 30 Ağustos gibi bir bayram gününde tarihe bir destan yazdırdı. Bu milletin anaları, evlatlarını bu destanların hikayeleriyle büyütüp, aynı ruhun verdiği heyecanla onları birer nefer yapacaktır. Kutlu olsun!..
Tarih, -eğer alınırsa- milletler için en büyük derstir. Tarihini bilmeyen insanlar ve de milletler geleceğine güvenle bakamaz. Bu nedenle tarihten gelen hakikatler ışığında, günümüze uzanan bir Türkiye - Avrupa serüvenine dönüşen ilişkilerimizi iyi okumak mecburiyetindeyiz.
Daha 80 sene önce bağımsızlığımızı söke söke, ellerinden zorla kurtardığımız Avrupa'ya, bugün ram olabilmek için hiç bir fedakârlıktan sakınmadığımız herkesin malumudur.
Bugün ismi AB olan Avrupa, bu koşulsuz birlikte olma sevdamıza sadece bazı talepler ve şartlarla cevap vermektedir. Bizden istenenlerin 1919'da şehitlerimizin oluk oluk akan kanlarına karşılık elde ettiğimiz vatan topraklarının olması, milletimizin Avrupa'ya cevabını tokat gibi yapmıştı: "AB'ye sonuna kadar HAYIR! "
Birlikteliğimiz karşılığı olarak bize dayatılan koşulları millî bir mücadele vermiş milletimizce elbette kabul edilemez.
- Kıbrıs'ı Rum'a teslim etmeyiz.
- Rumların İstanbul'da bir din devleti kurmasına asla müsaade etmeyiz.
- TC. Devleti topraklarında yaşayan hiçbir etnik grup, azınlık değildir, TC. Devleti vatandaşıdır.
- TSK'nın, karar mekanizmasında yer almadığı bir orduya "hayır".
- "Küçültülmüş bir devlet değil, kâinat kadar büyük bir devlet"
diyen milletimiz, bağımsızlık ruhunu, geçmişte olduğu gibi şimdi de dipdiri korumaktadır.
Çünkü bağımsızlık bu milletin karakteridir.
Milletimizin "Zafer Bayramı" kutlu olsun!.
Avrupa, Avrupa olalı Türk ve İslam âlemi için hiç bir zaman hayırlı bir rüya görmemiştir. Avrupa ve hatta Amerika'nın, tarihinden getirdiği bir Şark Meselesi Projesi vardır. Bu projeye göre, Türkler Anadolu'ya Orta Asya'dan gelmişlerdir, Anadolu Onların vatanı değildir. Bu nedenle Avrupalı, asırlar boyu devam eden bir emel olarak bu aziz milleti bu vatan topraklarından çıkartıp Orta Asya'ya sürmek istemiştir.
1919'un İtilaf Devletleri'ne, bu zihniyetin sahiplerine Milletin, Önderi ile omuz omuza gösterdiği millî direniş, sonunda 30 Ağustos gibi bir bayram gününde tarihe bir destan yazdırdı. Bu milletin anaları, evlatlarını bu destanların hikayeleriyle büyütüp, aynı ruhun verdiği heyecanla onları birer nefer yapacaktır. Kutlu olsun!..
Tarih, -eğer alınırsa- milletler için en büyük derstir. Tarihini bilmeyen insanlar ve de milletler geleceğine güvenle bakamaz. Bu nedenle tarihten gelen hakikatler ışığında, günümüze uzanan bir Türkiye - Avrupa serüvenine dönüşen ilişkilerimizi iyi okumak mecburiyetindeyiz.
Daha 80 sene önce bağımsızlığımızı söke söke, ellerinden zorla kurtardığımız Avrupa'ya, bugün ram olabilmek için hiç bir fedakârlıktan sakınmadığımız herkesin malumudur.
Bugün ismi AB olan Avrupa, bu koşulsuz birlikte olma sevdamıza sadece bazı talepler ve şartlarla cevap vermektedir. Bizden istenenlerin 1919'da şehitlerimizin oluk oluk akan kanlarına karşılık elde ettiğimiz vatan topraklarının olması, milletimizin Avrupa'ya cevabını tokat gibi yapmıştı: "AB'ye sonuna kadar HAYIR! "
Birlikteliğimiz karşılığı olarak bize dayatılan koşulları millî bir mücadele vermiş milletimizce elbette kabul edilemez.
- Kıbrıs'ı Rum'a teslim etmeyiz.
- Rumların İstanbul'da bir din devleti kurmasına asla müsaade etmeyiz.
- TC. Devleti topraklarında yaşayan hiçbir etnik grup, azınlık değildir, TC. Devleti vatandaşıdır.
- TSK'nın, karar mekanizmasında yer almadığı bir orduya "hayır".
- "Küçültülmüş bir devlet değil, kâinat kadar büyük bir devlet"
diyen milletimiz, bağımsızlık ruhunu, geçmişte olduğu gibi şimdi de dipdiri korumaktadır.
Çünkü bağımsızlık bu milletin karakteridir.
Milletimizin "Zafer Bayramı" kutlu olsun!.
Ali Haydar Aktaş / diğer yazıları
- IMF'nin kurban listesi / 05.11.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002