Bahçeli’nin aniden depreşen Öcalan sevdası

Hem 'terörist başı' diyor hem 'Meclis'e gelsin, konuşsun' diyor.

Haftalardır Bahçeli'nin Öcalan çıkışlarını konuşuyoruz.

Varsa yoksa Öcalan!

Acaba birdenbire depreşen Öcalan aşkının sebebi hikmeti ne ola?

* * *

Öyle bir tablo çiziliyor ki sanki Öcalan konuşacak bütün dertler bitecek.  Böyle bir hava estiriliyor hatta böyle bir hava estirilmesinin ötesinde bu açık açık da söyleniyor.

MHP'li Semih Yalçın "Terörle mücadelenin bitmesi ve ekonomi üzerindeki ağır yükünün ortadan kalkması demek; yatırımların, istihdamın artması demektir. Ekonominin düzelmesi demektir. İşsizlere iş, aşsızlara aş demektir. Emekli ve çalışan maaşlarının artması demektir. Türk parasının alım gücünün artması demektir" diyor.

Vay be, ne APO imiş arkadaş!

Adam bir çağrısı ile AKP'nin 22 yıldır yapamadıklarını yapacak!

Ey asgari ücretli, emekli daha iyi bir maaş mı bekliyorsun, Bahçeli'nin Öcalan çağrısını sorgulamadan destekle.

Ey işsiz iş mi istiyorsun, Bahçeli'nin Öcalan çağrısını sorgulamadan destekle.

Halkı terörist başının, terör örgütüne yapacağı bir çağrının terörü bitireceğine inandırmaya çalışıyorlar.

* * *

Ne güzel memleket.

Haftada bir çık kürsüye, promtere yazılan metni oku ve siyasete yön ver!

O promtere yazılanlar senin yıllarını verdiğin mücadelenin tam tersi de olsa önemli değil.

Demirel'in dediği gibi; dün dündür bugün bugündür!

Dün DEM'e selam verenlere terörist diyenler bugün Öcalan'ı Meclis'e çağırıyor ama işin ilginç tarafı güya o gün de haklıydılar bugün de!

Onlar ne derse o. Onlar 2+2 = 4 deseler de doğru, 5 deseler de doğru!

Karşılarında sorgulayan bir kitle olmadığı sürece adamlar ne yaparsa doğru.

Karşılarında en ufak bir eleştiri görünce de sınırsız bir tepki.

'Yahu sen geçmişte böyle böyle diyordun şimdi ne oldu?' diyen biri olursa en ağır ifadelerle ikaz.

* * *

Biz yine de sorumuzu soralım; Sayın Bahçeli sen geçmişte Öcalan konusunda neler neler diyordun, ne oldu şimdi?

Hatırlayalım mı?

Bahçeli 3 Ekim 2015'te seçim beyannamesini açıkladığı konuşmasında, "Erdoğan'ın yüreği varsa, kendinden eminse, örtbas edeceği karanlık bir ilişkisi yoksa bu sorularımı cevapsız bırakmaz" diyor ve MHP sitesindeki konuşmasından aynen aldığımız şu soruları soruyor.

1-İmralı canisiyle mektuplaştın mı? Öcalan canisinin İmralı adasından günü birlik giriş-çıkışlarına onay verdin mi? Ve şahsen temas kurdun mu?

2-Kandil'deki PKK'lılara dinlenmesin diyerek kriptolu telefon gönderdin mi? Terör baronlarıyla telefon görüşmeleri yaptın mı?

3-Bülent Arınç'a yönelik düzmece suikast iddiasından sonra, girilen kozmik odalardan gasp edilen devlet sırları, en mahrem bilgiler kimlerin eline geçti? Şu anda Türkiye'nin güvenlik kartları hangi mihrakların kontrolündedir?

4-KCK'nın kuruluşunda katkın ve dahlin var mı?

5-PKK ve HDP'ye başkanlık karşılığında federasyon ümidi verdin mi?

* * *

Evet, Sayın Bahçeli'nin o günkü soruları böyleydi. Şimdi biz aynı soruları güncelleyerek kendisine sorsak acaba ne cevap alırız?

Biz yine 3 Ekim 2015 tarihine dönelim ve sözü yine Bahçeli'ye bırakalım, bakın AKP iktidarına yaptığı uyarıları nasıl anlatıyor:

"Dayatılmaya çalışılan açılım denen yıkımın devlet ve millet yapımız için tehdit olduğunu, aktörlerinin gaflet ve ihanet içinde bulunduklarını söyledik, haklı çıktık.

Kılavuzu İmralı canisi, taşeronu Erdoğan ve şahitleri AKP-HDP olan PKK patentli bölünme projesinin Türkiye'nin hayrına olmayacağını söyledik, haklı çıktık.

PKK silah bırakmaz, betona ve magmaya silah gömmez; kimseyi kandırmayın, aklınızı başınıza alın dedik, haklı çıktık.

Çözüm çözülmedir, İmralı'daki caniyi Kürt kökenli kardeşlerimizin lideri yapmayın, terörle Kürt kardeşlerimizi ilişkilendirmeyin, felaket olur dedik, haklı çıktık.

PKK alan hakimiyeti kuruyor, bebek katilinin mektuplarını okutmayın, PYD ve PKK'yla görüşmeleri bırakın, sonra terörün önüne geçemezsiniz dedik, haklı çıktık.

Teröristlerin karanlık emellerine silahsız çözecekleri ortam sağlayarak onlara kucak açmayınız, şehitlerimizi artırırsınız dedik, haklı çıktık.

İmralı canisinin gönlünü hoş tutarak ve ona kulak vererek, masaya oturarak çözüm aramayın, bölücülüğü cesaretlendirirsiniz dedik, haklı çıktık."

* * *

Evet,  3 Ekim 2015'teki Bahçeli 'haklı çıktık' diyor. Acaba o günkü Bahçeli Kasım 2024'teki Bahçeli'ye ne der? 

Sizce hangisi haklı çıkar?