Bir önceki makalemizde her insanın her baktığını göremediğinden, daha doğrusu gerçek haliyle göremediğinden, dolayısıyla hikmet mantığını da kavrayamadığından bahsettik. "Baktığını göremeyen sınıfın dışında, bir de görüşünü kaybeden, baktığını göremeyen insanlar da vardır. Önceden tanıdığınız aklı başında düşünce sahibi birçok kimselerin ahir zaman fitnesinden etkilenerek yolunu kaybettiğini; ya da önceden ak dediğine sonradan kara dediği dönemler olmuştur. Fitnenin yoğunluğu sebebiyle olsa gerek ki yolunu şaşıranlara, görüşünü kaybedenlere, duruşunu koruyamayanlara çokça rastlanmaktadır" tespitini yapmış bunun sebeplerini Kur'an'dan ayetler ışığında ortaya koymaya çalışmıştık. Bu makalemizde de baktığını gören, duyduğunu anlayan, düşündüğünü kavrayabilen hikmet sahibi kimselerden ve bunu elde edebilmenin yolarından bahsetmeye çalışacağız.İnsanlar geçici dünya menfaati için ölçü dışına çıkamaya başlayınca, başlangıçta az bir açı sapması gibi görünen düşünce kayması, gün geçtikçe derinleşmekte, açı farkı artmakta dolayısıyla hem kendileri aldanmakta ve hem de başkalarını aldatmaktadırlar.Peki, insanlar neden aldanmakta ve aldatmaktadır? Neden geçici dünya menfaati uğruna, kalıcı olan ahiret yurdunda kendini tehlikelere atmaktadır? Neden bu kadar zararlı bir alışverişi tercih etmektedir?İşte asıl sorulması gereken, asıl cevabı bulunması gereken konular bunlar olmalıdır. Çünkü tedbir alınmaz, gerekenler yapılmaz ise hem bu dünya yaşanmaz bir hâl alır, hem de ahiret yurdunda zarara uğrayanlardan oluruz. Bu konu tamamen olaylara bakış gözü ile alakalıdır. Hadiselerin perde arkasını yani hikmet cephesini gören bir göze sahip olunmadığı takdirde aldanış ve aldatma devam edecektir. Hikmet gözü dediğimiz hadiselerin aslına ve gerçek yüzüne vakıf olabilme özelliğine sahip gözler olmadan toplumun huzur ortamına kavuşmasını beklemek beyhude bir bekleyiştir?Bu göz sahibine İslam edebiyatında feraset ehli denir.Feraset sahibi insanlar, hadiselere vakıf olur, baktığını görür, duyduğunu anlar; gerçekleri kavrar, aldanış ve aldanma sona erer. Netice olarak da fertten topluma sağlıklı davranışlar yansımaya başlar.Bir hadis-i şeriflerinde Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimiz, feraset (öngörü, sezgi) hakkında şöyle buyurur; "Müminin ferasetinden sakınınız; zira o Allah Teâlâ'nın nuru ile bakar." (Suyûtî, el-Câmiu's-Sağır, 1, 24).Olayların perde arkasını görmek anlamına gelebilecek olan baktığını görebilmek yani Feraset konusunda bir Ayeti kerimede de şöyle buyurulur; "Ey iman edenler! Şayet Allah'dan ittika ederseniz, o size furkân (hem zahir, hem batında hak olanı olmayandan, iyiyi kötüden, temizi habisten ayırt edici bir marifet ve nur) verir" (el-Enfâl, 8/29)"Bu (Kur'an) insanların kalb gözünü açan bir nur, kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidayet ve rahmettir." (Casiye /20)"Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir düzensizlik ve eksiklik yoktur." "Yeryüzünü de yaydık ve orada sabit dağlar yerleştirdik. Orada her türden iç açıcı çift bitkiler bitirdik." "Bütün bunlar, içtenlikle Allah'a yönelen her kulun gönül gözünü açmak ve ona öğüt ve ibret vermek içindir." (Kaf/ 6-7-8)Yukarıdaki ayeti kerimeler ışığında bir değerlendirme yaparsak bir kimsenin baktığını görebilecek manasına gelen feraset duygusuyla donanması için Allah'a sağlam bir iman ile bağlanması, Allah'tan korkması, Kurandaki ölçülere tabi olması, her baktığına hikmet mantığı ile bakması istenmiştir. Ne mutlu baktığını görebilene? Ne yazık gözünün önünü dahi görmekten aciz, baktığını göremeyen gafillere?
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- Çanakkale geçildi mi, geçilmedi mi? / 18.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- Çanakkale geçildi mi, geçilmedi mi? / 18.03.2024