Başbakan'ın kırmızı şeritli uçağı

AKP oylarının düştüğünü ve sonunun yaklaştığını nasıl anlarsınız? Cevap çok basit. 1. AKP'nin yaptırdığı ısmarlama seçim anketlerinin neredeyse %50'lik AKP oranlarıyla sık sık basına servis edilmesi.2. 'Din' odaklı 'Dinci' söylemlerin artması ve 'AKP hedefli' tartıştırılması.Birincisini anlatmaya gerek yok. Ben ikincisi üzerinde duracağım. Hüseyin Mümtaz'ın çok beğendiğim bir tesbiti vardır: Dinini yaşayana 'Dindar',  ticaretini yapana 'Dinci' derler..  Çok güzel..İşte size en temel din ticareti örnekleri; İçki, Türban ve İmam-Hatip tartış(tırıl)ması.Türban ve İmam-Hatip meselelerini halletmiş olan bir iktidar nasıl olur da 'Unutkan Taban' tarafından uzun süre sahiplenilebilir? İktidar nasıl sabitlenebilir? Bu meseleler hallolduktan sonra açıkta kalan Kadim Amerikan ve AB dostluğu nasıl olur da örtülebilir? Ekonomideki bitmişlik nasıl saptırılabilir? İktidar uzun soluklu yaşamak için bu tür meseleleri çözmeyip sıcak tutarak, topu sağa-sola atarak, meselelerin çözülmemesinde 'bazı güçleri' hedef gösteriyor, toplumu kandırıyor. Yani AKP teşkilatları 'tabana' el altından Asker'i hedef gösteriyor. Toplumsal mutabakat sağlandı ama 'kurumlararası' mutabakat sağlanmadı diyor.  Halbuki  AKP, 'Tek parti iktidarı' gücünü kullanarak, kanun çıkarıp, Askerin en temel, en hassas, en önemli kurulu olan MGK'yı sivilleştirebiliyor. Sonra da çıkıp şu meseleyi-bu meseleyi yapmamıza engel oluyorlar diyebiliyor. Yani sanal hedefler üretip güya bununla savaşıyorlar. Profesyonel taktik..Şimdilerde AKP dükkanının vatandaşa gösterdiği  vitrinde Sarık, Türban ve kırılmış içki şişeleri  duruyor. Dükkan, içeri girmek isteyen vatandaşa kapalı. Vitrindeki 'derin' mesajla idare edin misali..Ama biri çıkıp da bu dükkanın camına taş atarsa ne olur? İçeride AB ve ABD'li 'stratejik ortaklarla' ve bazı 'Abilerle' yapılan 'kadeh tokuşturmalarını' görebilirsiniz. İşte AKP'nin en çok korktuğu şey de bu.. Dükkanın camına taş gelmesi..Bir küçük taş da ben atayım;Kırmızı şeritlerle belirlenmiş ve şeridin dışında kalanların oyunu almayı amaçlayan  'İçki içme bölgeleri' konusunda..  Ne diyor başbakan: "İçki almak isteyen belediye dışındaki tesislerden alır, belediye devlet kuruluşu olarak kötü örnek olmamalı." Devamında anayasanın 58. maddesini hatırlatıyor. Bu maddede devletin, vatandaşı alkol düşkünlüğü ve benzeri kötü alışkanlıklardan korumak için gerekli tedbirleri almakla görevli olduğu belirtiliyor.Buraya kadar fena değil hani.Peki 58. Madde Başbakan'ın uçağında neden geçmiyor? Ramazan ayında bile Başbakanlık uçağında içki verildiğini bilmeyen yok. Bizzat Başbakanın talimatıyla..Hem de bedava.. Hemen hemen her seyahatte 'embedded' arkadaşlara uçakta içki dağıtılır. Bundan faydalanan başka arkadaşlar da olmuştur. Sonuçta Başbakan hemen eline boyayı ve fırçayı alıp uçağına baştan aşağı 'Kırmızı Şerit' çekmelidir. Vatandaş da nerde içilir, nerde içilmez, bilmelidir. Nasıl iktidar olmuştu AKP? Hani kap-kaççılar yaparlar ya, planlanmış kadro ile yapılan göstermelik sokak kavgası ile. Hani aradan kavgayı seyreden veya ayırmaya çalışan  'birilerini' çarparlar. 1 kişiye karşı 3 kişilik kavga. 1 kişi kimdi? Tayyip Erdoğan. Peki diğerleri? Devlet, Asker ve Siyonist-Haçlı ittifakı güçler. En azından Tayyip öyle tanımlıyordu.Asker 'din düşmanı' , 'devlet'  vatandaş düşmanı, 'ABD ve AB' namus düşmanı idi ona göre.. Vatandaş, -Mağdura Yardım misali - 3 kişiden dayak yiyen 1 kişiyi kurtardı. Senaryo tuttu. Ve aradan geçen 3 yıldan sonra vatandaş 'çarpıldığını' anladı. Dövülen 1 kişinin aslında kavgayı çıkaran olduğunu, gerçekte diğerleriyle düşman olmadığını  anladı. Son günlerdeki suni tartışmalarla aynı oyunun tekrar oynandığını anladı.Nasıl anladı? Bu vatanın gerçek sahibi, AKP Dükkanı'nın camına taş attı da ondan. Vitrin yıkıldı. Takke düştü kel göründü.Bu ülkede kolay yoldan başbakan olmak isteyenlere duyurulur. Milletin saf inancı için 'Dincilik' yapın. Arkanızda saf oluşturun. Sonra din için sanal düşmanlar oluşturup bunlarla kavga edin. Ve de ülkeniz için 'Pazarlamacılık' yapın. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.