Baştürk azizler şehrinde...

En büyük düşünürlerin en koca ilim ve fikir adamlarının teşhisten öteye geçemediği, son dört asırda özellikle İslam dünyasının düşmüş olduğu bu acziyetin sebeplerine çözüm olan büyük bir ilim adamını misafir ettik haftasonu. "İnsan gönüldür gönül" diyen gönül adamı ile gönül diliyle konuştuk, gönül diliyle yazıştık. Bir gönül adamını, Cumhuriyet tarihinin ilk ekonomi modelini kuran liderini kırklarla beraber kırılmadan onurla uğurladık. "Ben giderim adım kalır dostlar beni hatırlasın" demeye gerek kalmadan hep hatırda uğurladık. Mademki "gidenin ardından ağlanmaz" dediler ağlamadan tıpkı gidenin hali gibi, vakarla uğurladık.Yahya Kemal'in "İnsan insanın ufkudur" mefkuresini hayata geçirmiş, ufuk insanı olmuş madde ve mana mimarı, bir milletin efendisi olmanın sırrını milletine hizmet etmek olarak yaşamış, gayreti hayret derecesine ulaştırmış, bezm-i elestin süslü rüyalarını yaşatmış, İstanbul beyefendisi, Anadolu alpereni, bu millete evlat olmuş, baba olmuş bir Türk evladıdır O.İcmal, Öğüt dergileriyle Yeni Mesaj gazetesi ile bir neslin mektebi olmuş. Yetmemiş Meltem, Mesaj medya grubu ile daha geniş kitlelerle buluşmuştur. Doğruyu, Hakkı anlatmak için siyasi parti teşkilatları oluşturmuş; "Siz baş olun ben ayak olurum" deme ulviliğini yaşamış ve yaşatmıştır. Dini ve milli bütünlüğümüze yapılan tehditlerin yılmaz savunucusudur O. Misyonerlik faaliyetlerinin yerel tezahürü olan dinler arası diyaloğun önünde kale olmuş, İslam'a ve Sünnete yapılan itirazlara Kur'an-ı Kerim'den cevaplar vermiş. Yeni dünya düzeninde Şii ve Sünni bölünmesini durdurmuş, Ehl-i Beyt'in gemisine tüm Alevi-Sünni dünyasını bindirmiştir. Hoca Ahmet Yesevi'nin nefesidir O. Mevlana'nın mesnevisi, Yunus Emre'nin şiiri, Hacı Bektaş'ın cemidir O. İmam Gazali'nin felsefesi, Ehl-i Beyt'in sesidir O. Sadece mütefekkir veya aksiyon adamı, ilim adamı da değildir. Ufuk ve bilge insandır O. Yüzyıllardır İslam dünyası üzerine oynanan oyunların çözümüdür O. içimize sızmış yerli müsteşriklerin, sahte müctehidlerin korkulu rüyası, kabir azabıdır O...Milli Ekonomi Modeli ile tüm köleleştirilen devletlere ışık olmuş, kapitalizmin, sosyalizmin sömürünün alternatifi yani kurtuluşu olmuştur. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" Edebali düsturu adeta Milli Ekonomi Modeli'yle hayat bulmuştur. Reva görüleni reva görmeyen Harput ahalisi "Lale sümbül boyun büktü, gül kızardı hicabından" diyerek o gece bağbanını uğurladı. Elazizliler de ahde vefasını "Avazeyi aleme Davud gibi sal/Baki kalan şu gök kubbede hoş bir sada imiş" düsturuyla iletti."Hep kale oldun pervasız hücumlara Aslan oldun gözünde Şah'ınNara zamanı şimdi, vakit ikindi Sancak oldun elinde Padişah'ın Dalgalandın ufuklardan hülyalara Yüksek tepelerden kükrer Alaca Aslan"Kimseye mihnet etmeden hep kale oldun pervasız hücumlara Üstad... İyi ki varsın Üstad... İyi ki bu millettensin, iyi ki aynı çağda olmanın şerefine varmışız. Sen görevini yaptın Üstad... Şahidiz Ya Rab...Ve biz senin yanındayız. Şahid ol Ya Rab...