Hakimiyet kurulan yerlerdeki yerel halk hemen köleleştirilir, Helenizmin hizmetine alınırdı. Nitekim Aristo, Metek adı verilen bu insanlar hakkında şunları kaydetmektedir: "Metekler esir, canlı bir mülk, evcil hayvanlara benzeyen ve insan olan bir alettir".
Aristotales, Batı felsefe ve hukuk sistemine yön veren kişilerden en önemlisidir. Bu noktada tartışmasız bir yere sahiptir. Aristo'nun o dönemdeki "köle edinilmiş insan"ları, "canlı bir mülk" ve "evcil bir hayvana benzeyen insan aletler" şeklinde tasvir etmesi dikkate şayandır. İnsan ve insan hakları konusundaki bu yaklaşımın Roma döneminde de aynen devam ettiğini görüyoruz. Roma yönetiminde para ve güç, hiyerarşiyi belirleyen ölçü idi. Roma hukukunda kölelerin ve ileride Kadın Hakları bahsinde ayrıntılı olarak ele alacağımız gibi kadınların hiçbir hakkı yoktu. Roma hukuku kadınları kölelerle bir tutardı.
Roma'da çalışmak ve üretimle uğraşmak, aşağılık işler olarak kabul edilirdi. Çiçero'ya göre "ücretli emek sefillikti, özgür bir insana yakışmazdı". Köleler ve kadınlar yönetime katılmazlardı. Seçme veya seçilme hakları yoktu. Roma İmparatorluğunda senato, belli başlı zengin ailelerin elindeydi.Roma'da insanın, "sistemi ayakta tutmak için bir araç" konumunda olduğunu açıkça görmekteyiz. Soylular ve zenginler yönetiyor, buyuruyor; Aristo'nun ifadesiyle "evcil hayvanlara benzeyen aletler olan köleler" itirazsız emirleri yerine getiriyorlardı. Roma'daki hakim sistemin kusursuz işleyebilmesi için ise herkes vazifesini yapmalıdır. Kölelerin sistem içindeki rolü budur. Ve bunu yapacaklardır. Bu gayet doğal bir işleyiştir. Bu noktada insan hakları vb. kavramlar, Romalı düşünürler için sadece soylular ve yönetici sınıf içindir. Çünkü sistem böyle işler ve devlet böyle ayakta kalır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET-MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:
Prof. Dr. Ata SELÇUK / Fırat ÜniversitesiSayın Baş Batı'nın maskesini düşürmüştürMilli Ekonomi Modeli'ni kullanacak olan sosyal devleti ve onun şart olan Milli devletini Dünyaya tanıtmak için Prof. Dr. Haydar BAŞ son eseri olan MİLLİ DEVLET-SOSYAL DEVLET isimli eserini yayımlamıştır. Tüm insanlığa hayırlı olsun. Milli Devletin görevlerinin başında, milletine her türlü tehlikeyi tam açıklığı ile göstermek ve bu tehlikeleri devletin ve milletin menfaatleri yönünde, onlara en ufak zarar gelmeyecek şekilde, çözmek gelir. İşte bu eserde Prof. Dr. Haydar BAŞ, hemen, hemen her konuda mukayeseli olarak mevcut düzenle, Sosyal Devlet- Milli Devlet modelini karşılaştırarak bunca yıldır kaybedilmiş güzellikleri gözler önüne sermekle kalmamış, ülkemizin ve tüm mazlum milletlerin düştükleri, daha doğrusu düşürüldükleri, küresel liberalizmin bataklığında, ne durumda olduklarını net olarak anlatmıştır. Yani öncelikle, sayın BAŞ, gelişmiş ülkelerin, aslında medeniyetten uzak vahşi yüzlerini gizleyen, küresel maskelerini çekip çıkarmış, insanlığı kurtuluşu zor olan büyük bir felakete götürecek gafletten, uyandırmıştır. Osmanlı'nın, Endonezya'nın, Ekvator'un, Panama'nın, Venezuela'nın, Guatemala'nın, Suudi Arabistan'ın, Irak'ın borçlandırılma ve sonuç olarak tuzağa düşürülme mekanizmalarını örnek vererek, tüm dünyayı uyarmıştır.