Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Çin'in başkenti Pekin'de dün akşam yapılan kapanış töreniyle tamamlanan 29. Yaz Olimpiyat Oyunları'nı Türkiye'nin toplam 8 madalyayla kapattığını hatırlatarak, ''Tabii ki Türkiye'nin ve bizim beklentimiz bu değildi'' dedi.
Mehmet Atalay, oyunların başında oluşan karamsar tablonun ister istemez kafilede olumsuz yönde etki yaptığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Ama unutulmamalıydı ki, hiçbir maç bitmeden sonucuyla ilgili bu kadar spekülasyon yapmamak lazımdı. Erken başladı spekülasyonlar. Haksız demiyorum, kimseyi de eleştirmiyorum. Çünkü karamsar bir tablo ortaya çıktı. Özellikle madalya beklentimizin büyük olduğu halterden sonra oldu bu. Taner Sağır'ın 'sıfır' çekmesinden sonra başladı. Ancak, ondan sonra daha alınabilecek en az 10 madalya vardı. Böyle bir olanak vardı. Çok fazla sporcumuz vardı. Sporcuları motive etmekte hayli zorlandık. Atina'da da 5 branşta madalya almıştık ki, bir olimpiyatta en çok madalya aldığımız 2 olimpiyattan birisi oldu. Tabii ki Türkiye'nin ve bizim beklentimiz bu değildi. Toplam 8 madalyayla tamamladık."
Yeniden yapılanma süreciTürkiye'nin, spor olarak olimpiyatlar öncesinde ciddi bir yapılanmaya girdiğini, yasal değişiklikler yaparak özerklik çalışmalarını tamamladığını anlatan Atalay, şöyle konuştu: ''Sadece futbolu özerk olan bir ülkeydik. Hakikaten modern ülkelere yakışmıyordu. Bir Batılı ülke gibi, sporda ileri gitmiş ülkeler gibi olabilmek için futbolun dışındaki branşları da özerkleştirmek lazımdı. Biz bu özelliği riske girerek sağladık. Ama bugün özerkleştirmezsek, yarın da 'hazır değiliz' denilecekti. Birilerinin elini taşın altına sokması lazımdı. Biz elimizi taşın altına soktuk. 2 olimpiyat arasında 4 yılda 54 federasyonumuz özerkleşti ve buraya özerkleşmiş federasyonlarla geldik. Dolayısıyla bu yeniden yapılanma sürecinde bu madalya kaybını da göze alabilmelisiniz.''
Utandıran bir sonuç olmadıPekin-2008'in, Roma-1960'dan bu yana, Türkiye'nin son 48 yıldaki en çok madalya kazandığı 2 olimpiyattan birisi olduğunu hatırlatan Atalay, şunları kaydetti: ''Biri Atina, diğeri Pekin Olimpiyatları. Yani bir felaket olmadı. Ülkemizi utandıran bir sonuç olmadı. Ama ülkemizin büyüklüğüne yaraşır bir sonuç da olmadı. Biz, her olimpiyatta biraz daha ileri gitmeyi, daha iyisini yapmayı, daha çok madalya kazanmayı ve modern ülkeleri yakalamayı hedefliyoruz. Bunun için bu yapılanmaların semeresini vereceğine inanıyorum. Bugün yaşayanlar bu sıkıntıları yaşıyor ama yarınlara çok faydası olacak. Yarınlarımız çok daha iyi olacak, hiç tereddütüm yok. Çünkü bu özerkliğin getirdiği ortam, üretkenlik yıllar sonra meyvesini veriyor. İddia ediyorum, dünyanın en çok madalya kazanan ülkelerinden birisi haline geleceğiz. Bu otomatiğe bağlanacak, günlük tesadüflerle alınan madalyalarla değil.''
Dersimize çalışacağızSporda dünya genelinde son yıllarda büyük bir değişimin yaşandığına dikkati çeken Atalay, şöyle devam etti: ''Pek çok şampiyon, Atina Olimpiyatları'nda liste dışında kaldı. Türkiye de bu değişimi yaşadı. Atina'da madalya kazanan 10 Türk sporcusunun 9'u yeni isimdi. Pekin'de de aynı durumu yaşadık. Burada da 8 madalyanın tamamı yeni isimlerden geldi. Eski sporcularımız dereceye giremedi. Dünyanın pek çok yıldızı da böyle silindi gitti. Demek ki dünyada yeni isimler ön plana çıkmaya başladı. Yeni sporcular yetişiyor, bizde de yenileri yetişiyor. Ama tabii ki eski sporcuları da daha iyi hazırlamak gerekiyor. Böyle bir sonuç da ortaya çıktı. Örneğin bir Bahri Tanrıkulu, Taner Sağır burada madalya alamadı. Bunun izahı yok tabii. Yine Nurcan Taylan'ın sakatlık durumu olduğu için madalya alamadı. Nazmi Avluca'yı zaten biz burada altın madalya almış kabul ediyoruz. Bronz madalya kazandı ama onu da sakat sakat elde etti ki, çok büyük bir başarıydı. Buradan çıkaracağımız sonuçlar mutlaka var. Dersimize çalışacağız. Federasyonlarımız, antrenörlerimiz, spor yöneticilerimiz, bizler çalışacağız. Türkiye'nin yolunun aydınlık olduğunu düşünüyorum. İnşallah en zor şartlardan en iyi sonuçları çıkarabileceğiz. Özerklik dönemini ilk olimpiyatta en az hasarla atlattığımızı düşünüyorum.''
En çok sevindiği ve üzüldüğü anlarAtalay, Pekin-2008'de en çok sevindiği ve üzüldüğü anları ise şöyle anlattı: ''En çok sevindiğimiz madalya tabii ki altın madalya oldu. Çünkü altınımız yoktu, çok gecikerek geldi. Elvan'ın 10 bin metredeki o muhteşem koşusu da hepimizin göğsünü kabarttı. Her madalya kıymetlidir. Ancak bu ikisi çok daha fazla etkiledi bizi. En çok üzüldüğümüz an da herhalde Taner Sağır'ın halteri kaldıramadığı an oldu. Çünkü Taner Sağır'dan hem altın madalya, hem de olimpiyat rekorlarını yenilemesini bekliyorduk. O dereceleri de vardı antrenmanlarda, ama burada ne oldu, hangi psikolojik şartlar etkiledi, bilemiyorum.'' Atalay, Türkiye'nin bundan sonraki oyunlarda mutlaka takımAtalay, son olarak, Pekin-2008'de Türkiye adına atletizmi başarılı bulduğunu, halterin de bir şanssızlık yaşadığını sözlerine ekledi.
Mehmet Atalay, oyunların başında oluşan karamsar tablonun ister istemez kafilede olumsuz yönde etki yaptığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Ama unutulmamalıydı ki, hiçbir maç bitmeden sonucuyla ilgili bu kadar spekülasyon yapmamak lazımdı. Erken başladı spekülasyonlar. Haksız demiyorum, kimseyi de eleştirmiyorum. Çünkü karamsar bir tablo ortaya çıktı. Özellikle madalya beklentimizin büyük olduğu halterden sonra oldu bu. Taner Sağır'ın 'sıfır' çekmesinden sonra başladı. Ancak, ondan sonra daha alınabilecek en az 10 madalya vardı. Böyle bir olanak vardı. Çok fazla sporcumuz vardı. Sporcuları motive etmekte hayli zorlandık. Atina'da da 5 branşta madalya almıştık ki, bir olimpiyatta en çok madalya aldığımız 2 olimpiyattan birisi oldu. Tabii ki Türkiye'nin ve bizim beklentimiz bu değildi. Toplam 8 madalyayla tamamladık."
Yeniden yapılanma süreciTürkiye'nin, spor olarak olimpiyatlar öncesinde ciddi bir yapılanmaya girdiğini, yasal değişiklikler yaparak özerklik çalışmalarını tamamladığını anlatan Atalay, şöyle konuştu: ''Sadece futbolu özerk olan bir ülkeydik. Hakikaten modern ülkelere yakışmıyordu. Bir Batılı ülke gibi, sporda ileri gitmiş ülkeler gibi olabilmek için futbolun dışındaki branşları da özerkleştirmek lazımdı. Biz bu özelliği riske girerek sağladık. Ama bugün özerkleştirmezsek, yarın da 'hazır değiliz' denilecekti. Birilerinin elini taşın altına sokması lazımdı. Biz elimizi taşın altına soktuk. 2 olimpiyat arasında 4 yılda 54 federasyonumuz özerkleşti ve buraya özerkleşmiş federasyonlarla geldik. Dolayısıyla bu yeniden yapılanma sürecinde bu madalya kaybını da göze alabilmelisiniz.''
Utandıran bir sonuç olmadıPekin-2008'in, Roma-1960'dan bu yana, Türkiye'nin son 48 yıldaki en çok madalya kazandığı 2 olimpiyattan birisi olduğunu hatırlatan Atalay, şunları kaydetti: ''Biri Atina, diğeri Pekin Olimpiyatları. Yani bir felaket olmadı. Ülkemizi utandıran bir sonuç olmadı. Ama ülkemizin büyüklüğüne yaraşır bir sonuç da olmadı. Biz, her olimpiyatta biraz daha ileri gitmeyi, daha iyisini yapmayı, daha çok madalya kazanmayı ve modern ülkeleri yakalamayı hedefliyoruz. Bunun için bu yapılanmaların semeresini vereceğine inanıyorum. Bugün yaşayanlar bu sıkıntıları yaşıyor ama yarınlara çok faydası olacak. Yarınlarımız çok daha iyi olacak, hiç tereddütüm yok. Çünkü bu özerkliğin getirdiği ortam, üretkenlik yıllar sonra meyvesini veriyor. İddia ediyorum, dünyanın en çok madalya kazanan ülkelerinden birisi haline geleceğiz. Bu otomatiğe bağlanacak, günlük tesadüflerle alınan madalyalarla değil.''
Dersimize çalışacağızSporda dünya genelinde son yıllarda büyük bir değişimin yaşandığına dikkati çeken Atalay, şöyle devam etti: ''Pek çok şampiyon, Atina Olimpiyatları'nda liste dışında kaldı. Türkiye de bu değişimi yaşadı. Atina'da madalya kazanan 10 Türk sporcusunun 9'u yeni isimdi. Pekin'de de aynı durumu yaşadık. Burada da 8 madalyanın tamamı yeni isimlerden geldi. Eski sporcularımız dereceye giremedi. Dünyanın pek çok yıldızı da böyle silindi gitti. Demek ki dünyada yeni isimler ön plana çıkmaya başladı. Yeni sporcular yetişiyor, bizde de yenileri yetişiyor. Ama tabii ki eski sporcuları da daha iyi hazırlamak gerekiyor. Böyle bir sonuç da ortaya çıktı. Örneğin bir Bahri Tanrıkulu, Taner Sağır burada madalya alamadı. Bunun izahı yok tabii. Yine Nurcan Taylan'ın sakatlık durumu olduğu için madalya alamadı. Nazmi Avluca'yı zaten biz burada altın madalya almış kabul ediyoruz. Bronz madalya kazandı ama onu da sakat sakat elde etti ki, çok büyük bir başarıydı. Buradan çıkaracağımız sonuçlar mutlaka var. Dersimize çalışacağız. Federasyonlarımız, antrenörlerimiz, spor yöneticilerimiz, bizler çalışacağız. Türkiye'nin yolunun aydınlık olduğunu düşünüyorum. İnşallah en zor şartlardan en iyi sonuçları çıkarabileceğiz. Özerklik dönemini ilk olimpiyatta en az hasarla atlattığımızı düşünüyorum.''
En çok sevindiği ve üzüldüğü anlarAtalay, Pekin-2008'de en çok sevindiği ve üzüldüğü anları ise şöyle anlattı: ''En çok sevindiğimiz madalya tabii ki altın madalya oldu. Çünkü altınımız yoktu, çok gecikerek geldi. Elvan'ın 10 bin metredeki o muhteşem koşusu da hepimizin göğsünü kabarttı. Her madalya kıymetlidir. Ancak bu ikisi çok daha fazla etkiledi bizi. En çok üzüldüğümüz an da herhalde Taner Sağır'ın halteri kaldıramadığı an oldu. Çünkü Taner Sağır'dan hem altın madalya, hem de olimpiyat rekorlarını yenilemesini bekliyorduk. O dereceleri de vardı antrenmanlarda, ama burada ne oldu, hangi psikolojik şartlar etkiledi, bilemiyorum.'' Atalay, Türkiye'nin bundan sonraki oyunlarda mutlaka takımAtalay, son olarak, Pekin-2008'de Türkiye adına atletizmi başarılı bulduğunu, halterin de bir şanssızlık yaşadığını sözlerine ekledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.