Bir çiçekle yaz mı gelir demeyin!

Hikâye edilir; hasta bir çocuk uzun bir yolculuktan sonra veli bir zat-ı muhteremin yanına getirilir. Veli zat-ı muhterem, hasta çocuğun kırk gün sonra getirilmesini söyler. Hasta çocuk, kırk gün sonra tekrar getirilir. Veli zat-ı muhterem çocuğa; "yavrucuğum senin şifa bulman için çok bal yememen lazım" der.  
Hasta çocuğun babası kızar; "Bre hocam madem bir tek söz söyleyecektin de bunu neden kırk gün önce geldiğimizde söylemedin, bize yazık değil mi? Neden yordun bizi?"  
Veli zat-ı muhterem; "Haklısınız ama sizin kırk gün önce geldiğinizde ben o gün bal yemiştim. O gün için ben bu çocuğa bal yeme deseydim, sözüm tesir etmezdi. Sözümün tesir etmesi için ben kırk gün bal yemedim. İşte şimdi sözüm tesir edecektir" cevabını verir… Gerçekten de hasta çocuk, o andan itibaren bal yemedi ve iyileşti.
Bu kıssadan hisse hikâyeden alınacak çok ders vardır. Sözü sohbeti olanlar çoktur ama tesiri olan gayet azdır. Buradaki eksiklik, sözü olanın davranışındaki eksikliktir.  
Yani içi dışı bir olmamaktır eksik olan…  Karşıdaki kişilere tesirdeki etken, içi dışı bir olmaktır. Sözü özü bir olmaktır vesselam…
Halk içinde öyleleri de vardır ki (sayıları az da olsa); onun bırakın sözünü, susması ya da davranışları dahi karşıya nasihat gibi tesir eder. Böylece maksat hâsıl olur…
Rahmetli Celal Mısır Hocamız hizmet içinde gençlerle ilgilenmemizi, özellikle yüksek tahsil çağında olan arkadaşların problemleriyle ilgilenerek ağabeylik etmemi istemişti. Ben de kendilerine; "Hocam, ben ilahiyat tahsili görmedim. Gençlik öyle kolay bir alan değil, ben onlara ne verebilirim ki? " demiştim. O zaman, manasını anlamakta zorlandığım ama ilerleyen zamanlarda gayet iyi anladığım bir söz söyledi; "Evlat, karşıdaki insanlara tesir eden sözden çok hâldir. Gönlünü Hakk'a bağla ve gayret et... Hak yolculuğunu bir bisiklet yolculuğuna benzetirsek. Bir tekerleği teslimiyet, diğer tekerleği samimiyet, pedal da hizmettir. Teslim ol, samimi ol, hizmet et. Bundan sonra istersen sus. Allah senin susuşunu konuşturur, oturuşunu konuşturur, karşıdaki insanda istenen tesir meydana gelir. Zaten tesir Hak'tandır. O zaman görürsün ki maksat hâsıl olmuş…"
Rahmetli Celal Mısır Hocamızın bu sözlerinin manasındaki derinlik zamanla meydana çıkmaya başladı ve maksadın da bu yoldan zuhur ettiğini gördük Elhamdülillah… Eğer mutlu ve huzurlu bir toplum yapısına kavuşmak istiyorsak; önce herkes kendinden başlayarak; "içi dışı bir", "sözü özü bir" olmanın gayretini ortaya koysun.  
"Bir çiçekle yaz mı gelir? Toplumun hali çok fena!" dediğinizi duyar gibiyim.  
Öyle demeyin sakın. Bir çiçekle yaz gelmez ama her bir çiçeğin etki alanında güzel görüntüler, güzel kokular zuhur eder, çoğalınca da toplumların yapısı güle döner, her yer gül kokar.  Var mısınız; hem kendinize, hem insanlık ailesine iyilik etmeye?