Bir terslik yok mu?

Uçsuz-bucaksız ovalara, yaylalara, coşkun akan derelere, çaylara ve ırmaklara sahip olan Anadolu coğrafyasının sakinleri, buğdayını, bulgurunu, mısırını, fasulyesini, mercimeğini başka başka ülkelerden temin ediyorlarsa bunda bir terslik yok mu?
"Tarım ürünleri stratejik ürünlerdir" tespitini yapan ve tarımla uğraşan nüfusun her bakımdan desteklenmesi, ürün alım garantisi verilmesi, daha tarlada iken sigortalanması gerektiğini yıllardır haykıran Prof. Dr. Haydar Baş'a karşı kulakların tıkanmasında bir terslik yok mu?
Günde birkaç kez değişen, değiştirilen suni gündemlerle, abuk-sabuk filmler ve dizilerle, ipe-sapa gelmez tv programları ile bir güzel uyutulan kitlelerin, kaşık salladıkları pilavın pirincinin ve bulgurunun bilmem hangi ülkelerden ithal edildiğinin farkına bile varmamasında bir terslik yok mu?
Geçmişte çeşitli sebeplerle "geçici vergi" olarak konulan vergi türlerinin "kalıcı vergilere" dönüşmüş olmasını kemali afiyetle sineye çekmiş olan bir toplumun "hazmetme kapasitesinde" bir terslik yok mu?
Günlük hayatın vazgeçilmezi olan akaryakıt fiyatlarının yüzde sekseninin vergilerden oluştuğunu bilmeyen, bilse de asla umursamayan bir milletin algılayış ve anlayış biçiminde bir terslik yok mu?
Haçlı-siyonist çevrelerin, İslam coğrafyasında dövmek istedikleri, kendilerince hizaya getirmek istedikleri ülkeleri dövmede bizi kamçı olarak kullanmalarında, mevcut "İslamcı iktidarın" bunu bir görev addetmesinde, destekleyen kitlelerin de; "dik dur eğilme bu millet seninle" naraları atmalarında bir terslik yok mu?
Yıllardan beridir bu "dik dur eğilme bu millet seninle" naraları atıldığı halde öyle dişe dokunur bir "dik durma" örneği olmamasında ve hala bu sloganın atılmasında bir terslik yok mu?
Siyasi talimatlarla ve bir miktar yeşil dolar karşılığında düşürülen Mavi Marmara davası, on şehidin kanının heba ve heder edilmesi örneğinde olduğu gibi bırakın "dik durmayı" adeta yerlere serilme vaziyeti karşısında kitlelerin sessizliğe bürünmesinde bir terslik yok mu?
Çevre ülkelerden, özellikle de Suriye'den gelen ve gelmekte olan "göç" dalgasına muhatap, içte ve dışta diş bileyen, saldırmak için fırsat kollayan bin bir çeşit hainin "öç" dalgasına muhatap, toplumun her kesiminde adeta patlama noktasına gelmiş bin bir türlü "suç" dalgasına muhatap bir ülkenin yöneticilerinin "başkanlık sevdası" ile yatıp kalkmalarında bir terslik yok mu?
Bir gün içinde, sadece sınırlarımız ötesinden gelen on altı şehit tabutu karşısında, ülkenin en tepe yöneticisi tarafından söylenen; "birkaç şehidimiz oldu" cümlesini sineye sindiren, zahmetsiz hazmeden kitlelerin hazmetme kapasitelerinde bir terslik yok mu?
Bir gün içinde, bir hafta içinde, bazen bir ay içinde öyle terslikler yaşıyoruz ve öyle hazmediyoruz ki, senin bu saydıkların onların yanında "terslik" bile sayılmaz derseniz eğer, ben de derim ki bunda da bir terslik yok mu?