Bir yanda yoksulluk bir yanda israf

Üzülerek söyleyelim ki bu cümle ne yazık ki ülkemizin halini özetlemektedir.

Günden güne, aydan aya ve yıldan yıla durmadan artan iki şey; yoksulluk ve israf.

Yönetilenlerin günlük hayatlarında yoksulluk ne kadar derinleşiyor, ne kadar yaygınlaşıyor ve okyanusun deli dalgaları gibi nasıl yeni kitleleri içine çekiyorsa, yöneticilerin yaşantılarındaki israf da bu duruma ters orantılı olarak sürekli artıyor.

'Bir yanda yoksulluk bir yanda israf' fotoğrafı her geçen gün daha da netleşiyor.

Bu durum aynı zamanda ülkedeki gelir dağılımının ne kadar dengesiz ve ne kadar adaletsiz olduğunun da bir göstergesidir.

Bu net fotoğraf aynı zamanda ülkenin nimetlerinin ve külfetlerinin eşit bir şekilde paylaşılmadığının da bir fotoğrafıdır.

'Bir yanda yoksulluk bir yanda israf' fotoğrafı, bir zamanlar çay-simit hesabı yaparak oy toplayanların, 'kimsesizlerin kimsesi olacağız' vaatleri ile iktidar olanların, verdikleri sözleri de, içinden çıktıkları yoksul mahalleleri de unuttuklarının bir ispatıdır.

Ben hacımdan-hocamdan istirham ediyorum daha yeni yayınlanan 'Sayıştay raporlarını' lütfen bir incelesinler, bu raporlar üzerine yapılan insaflı ve vicdanlı değerlendirmeleri bir okusunlar, çar-çur edilen, çoğu yerde adeta çöpe atılan çuval çuval milli servetler karşısında göz yaşı dökeceklerinden, vicdanlarının sızlayacağından eminim.

Yetkililerin, yirmi yıldan beri ülkeyi yönetenlerin 'bin liranın altında emekli aylığı alan kalmadı' diyerek övündükleri ülkemizde, elli milyar, yüz milyar, yüz elli milyar bürokrat maaşı ne demek?

Bir kişinin üç ayrı yerden, beş ayrı kurumdan maaş alması ne anlama geliyor?

İşsizlik almış başını gitmiş, üniversite mezunlarının, atama bekleyen öğretmenlerin kağıt toplayarak ekmek parası temin etmeye çalıştığı bir ortamda düzineler halinde kiralanan lüks araçlara ödenen trilyonlar israftan da öte bir şey değil mi?

Bu manzaraya bir isim bulmak için 'yoksullarla dalga geçmek' desek yeterli olur mu acaba?

İktidar çevresinde sergilenen israf manzaralarını, hangi inanç sistemi ile, hangi dünya görüşü ile, hangi aile terbiyesi ile izah edeceğiz?

Bir yanda yoksulluk bir yanda israf ve bu gidiş nereye?