Birileri can çekişirken birçokları diriliyor

Allah'a ve hesap gününe iman edenler çok iyi bilirler ki, mutlak güç ve kudret sahibi Allah (c.c)'dır.

O'nun dilediği her şey oluverir.

O'nun isteği dışında tek bir böcek kanat çırpamaz, tek bir yaprak kıpırdayamaz.

Mutlak kudret sahibi O'dur.

İslam milletine yardım ve hâkimiyet vadeden de O'dur ve bu vaadi her an ve her zaman olmuştur ve olmaya da devam edecekti.

Çünkü O, vadettiğini yapabilecek yegâne kudret sahibidir.

Daha da önemlisi O, adili mutlaktır ve asla sözünde bir aksama olmayandır.

Ortadoğu'da yaşananlar bir kader değil, Allah'a ve O'nun kurallarına uymayan Müslüman toplumların anlayış bozukluklarından kaynaklanan yanlış tercihleri sonucu yaşadıkları belalardır.

Belayı def etmenin yolu kurallara uymak ve sonra sabretmektir.

Bakara suresi 193'üncü ayet, Müslümanlara çok net bir uyarıdır.

Şimdi de duruma inanç dairesinden çıkarıp insan hakları açısından bakalım.

Ortadoğu'da yaklaşık 110 yıl süren bir sömürge sistemi yaşanıyor.

Bazen İngiltere, bazen Fransa, bazen de ABD bu coğrafyayı ölçüsüz ve kural tanımaz bir biçimde kaynaklarını ve vatanlarını adeta bir valilik yönetir gibi yönetiyorlar.

İnsan hakları, demokrasi sadece bir argüman olarak kullanılıyor.

Ne kadar daha bu düzen devam eder sorusu hep gündemimizde yüzyıldır.

Düzen bozulmuş çark kırılmış görünüyor.

ABD'nin dünya üzerindeki hegemonyasının görünen yüzüdür İsrail.

İsrail'in yenidünya konjonktüründe ABD'nin kan kaybetmesinden ilk etkilenen ülke olması şaşırtmasın kimseyi.

Bir öngörüde bulunarak son vereyim bugünkü yazıma.

Dünya ABD'nin, Rusya'nın ve Çin'in oluşturduğu iki bloklu şeklinden çıkıyor.

Üçüncü bir blok oluşuyor.

Bu blok sömürülen, zulme uğrayan, abluka altında yaşamak zorunda kalan; ABD ve diğer blok içinde yer almayan ülkeler bloğu. 

Yeni bir yapılanmaya hazırlıklı olmalıyız. Dünya 5'ten de, 20'den de çok büyük, göreceksiniz!