logo
12 MAYIS 2025

Biz ne deduk?

05.10.2005 00:00:00
Biri Temel'e adını soruyor. Temel cevap olarak "İsmim Temel, ama içinde g harfi yok" diyor. Soruyu soran, "Ama beyefendi, Temel isminin içinde zaten g harfi yoktur" dediğinde Temel "Biz ne deduk daa" diye cevap verir.Evet, bugün yazıma bir fıkrayla başlayayım dedim.3 Ekim pazartesi akşamı AB Müzakere Çerçeve Belgesi onaylandı ve müzakereler resmen başladı. Biz de diyoruz ki "Biz ne deduk".Tarih 2 Eylül 2005. Yazdığım makalenin başlığı "MÜZAKERELER 3 EKİM'DE BAŞLAYACAK". (Gazetemizin internet sitesinden ulaşabilirsiniz)Önemine binaen 1 ay önce yazdığım yazıyı size olduğu gibi tekrar sunuyorum: "3 Ekim tarihine 1 ay kaldı. Ekonomi kesimi ve siyaset, "3 Ekim'de müzakereler başlayacak mı, ertelenecek mi" ikileminde merakla bekliyor.İsterseniz merakınızı biraz gidereyim. Bir öngörüde bulunayım. "3 Ekim'de müzakereler başlayacak, yani ertelenmeyecek."Bakmayın siz Kıbrıs Rum Kesimi'nin, Fransa'nın, Avusturya'nın nazlanmasına, ayak diretmesine, veto tehditlerine.Onlar sadece gerek AB gerekse Türk kamuoyu için oynanan bir tiyatro.Tabii, bu öngörüyü okuduktan hemen sonra aklınıza "neden, nasıl" gibi sorular gelecek.Durun, açıklayayım.3 Ekim'de başlaması öngörülen "zorlu ve uzun" müzakere sürecinde tam 35 konu başlığı var.Müzakerelerin başlaması için AB'nin 25 üyesinin "evet" deyip onaylaması gerektiği gibi, müzakerelerin kapanması için de onayları gerekiyor.Önümüze konulan ve her biri mayın olan 35 konu başlığının her biri için bu onay gerekli. AB yetkililerinin 15-20 yıl süreceğini ifade ettiği bu müzakere sürecinde müzakere edilen maddeler kapanmış sayılmıyor. Müktesebat canlı, yani yerinde durmuyor. Müzakerelerin sonucunda o kapanan başlıklar tekrar elden geçirilecek. Bu arada kim öle, kim kala.Müzakereler sonunda "kalan sağlar bizimdir diyeceğiz", tabii sağ bulabilirsek.En ürkütücü ifadeler de "Başmüzakereci" atanan Devlet Bakanı Ali Babacan'dan geliyor: " Müktesebatın şu anda yüzde 40'ı tarım... Bu alanda yasalar, tebliğler, kararlar çıkması lazım. Müzakerelerin çoğu içeride olacak. Aslında müzakere dediğimiz konu içerikle ilgili değil. Müktesebat neyse Türkiye er geç uyacak." "O anlamda bir müzakere yok. "Avrupa bu işi böyle yapıyor ama ben farklı yapmak istiyorum" diye bir şey yok. Çünkü bunu baştan, bu işe girerken kabul ettik. Müzakereler daha çok işin zamanlaması konusunda."Müzakere edilecek 35 konu başlığı incelediğimiz zaman şu gerçekle karşılaşacağız: "Daha herhangi bir bağımız olmadığı halde ekonomimize, egemenliğimize, toprak bütünlüğümüze, dilimize, dinimize, ailemize, bayrağımıza, birlik ve beraberliğimize, yargımıza, askerimize, eğitimimize? kısaca varlığımızı ortaya koyan bütün unsurlarımıza müdahale eden AB, "tam üyelik" hayali ya da imtiyazlı ortaklık safsatasıyla bizi biz yapan bütün değerlerimizi tamamen ortadan kaldırmanın hesabı içinde."Dün önümüze konulan Sevr'i elimizin tersiyle ittik, can verdik, kan döktük ve neticede Lozan'da varlığımızı bütün dünyaya kabul ettirdik. Ama bu müzakere sürecinde kazandığımız bütün haklarımızı kendi elimizle bir bir vereceğiz. Şimdi size soruyorum böyle bir süreci, AB, 3 Ekim'i erteleyerek niçin geciktirsin? Sahip olduklarını kendi eliyle devreden bir ülke bulmuş adam onu hiç kaçırır mı?Nazlanmasının sebebi de etki tepki meselesi.Yani müzakerelere hemen atlasa, Türkiye'de "acaba"ların artmasından, avını kaçırmaktan korkuyor. Biraz nazlanıyor ki peşinden koşturduğu, önemli bir fırsat yakaladığı zannına kapılsın.AB'ciler daha şimdiden 3 Ekim için kutlamalara hazırlanıyor. Ayasofya'da Türk ve Yunan şarkıcıların katılacağı şölenler, konserler tertip ediliyor. Hem de Ayasofya'da. Sen zaferini orada kutladın, adam da onun intikamını alıyor, hem de senin organizasyonun ve de paranla.Net ve açık görüyoruz ki tarih tekerrür ediyor.Paris antlaşması imzalandığı zaman Batı sevdalısı basın, "Şimdi Avrupalı olduk" diye manşetler atmıştı, şölenler tertip edilmişti. Ama bu antlaşmayla toprak bütünlüğümüze garanti verenler, kısa bir süre sonra önümüze Sevr'i koydular.İşte Batı'nın kuyruğu olmak isteyenlerle, Mustafa Kemal Atatürk gibi vatanına aşık olanlar arasındaki fark burada yatıyor.Adam kuyruğuyla istediği gibi oynuyor; bazen üzerine basıyor, sıkılınca da kuyruğunu değiştiriveriyor, ama vatan aşığı olanlar ise onurlu bir mücadele verip gelecek nesillerine hür ve bağımsız bir devlet bırakıyor.Lütfen kuyruk olmaya değil, vatan aşığı olmaya özenelim."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Beşiktaş, Adana Demirspor'dan rövanşı aldı
Beşiktaş 4-1 Adana Demirspor
Zelenski'den Putin'e 'şartlı' yanıt
'Tam, kalıcı ve güvenilir bir ateşkes teyidi'
İddia: Trump Filistin Devleti'ni tanıyabilir
Körfez turunda açıklama gelebilir
Kimliği belirsiz felçli Rus gence 10 yıl annelik yaptı
Gülsüm ananın hayatı film oluyor
Emeklilerin gözü temmuz zammında
Seyyanen zam yapılacak mı?
Doğu Karadeniz'de somon hasadı başladı
Norveç yıllık 2 milyon ton üretim yaparken Türkiye olarak yüz bin tonlardayız
Çalık Holding önündeki darp olayında gelişme
Erol Öğrek'i darp eden 4 kişi tutuklandı
Trump: Çin ile görüşmeler iyi geçti
"Birçok konuda mutabık kalındı"
Katargate skandalında para Netanyahu'ya nasıl ulaştı?
İsrail basını, paranın rotasını yayımladı
Putin'den Ukrayna ile doğrudan müzakere önerisi
15 Mayıs'ta, İstanbul'da, ön koşulsuz...
ABD, Gazze'de zorla yerinden edilmeyi destekliyor
Açıklama ABD'nin İsrail Büyükelçisi'nden geldi
Vahşet bunların kanında var
İsrail askeri, Filistinli sivile kurşun yağdırdı
Kütahya'da 1 yıldır kayıp genç kız cinayete kurban gitmiş
Cesedin üzeri moloz ve betonla kapatılmış
5. yıldıza 1 puan kaldı
Galatasaray Trabzon'dan kayıpsız döndü
Metrobüs kazasında yaralı sayısı 40'a yükseldi
İstanbul Valisi Davut Gül açıkladı
Beşiktaş, Adana Demirspor'dan rövanşı aldı
Beşiktaş 4-1 Adana Demirspor
Zelenski'den Putin'e 'şartlı' yanıt
'Tam, kalıcı ve güvenilir bir ateşkes teyidi'
İddia: Trump Filistin Devleti'ni tanıyabilir
Körfez turunda açıklama gelebilir
Kimliği belirsiz felçli Rus gence 10 yıl annelik yaptı
Gülsüm ananın hayatı film oluyor
Emeklilerin gözü temmuz zammında
Seyyanen zam yapılacak mı?
Doğu Karadeniz'de somon hasadı başladı
Norveç yıllık 2 milyon ton üretim yaparken Türkiye olarak yüz bin tonlardayız
Çalık Holding önündeki darp olayında gelişme
Erol Öğrek'i darp eden 4 kişi tutuklandı
Trump: Çin ile görüşmeler iyi geçti
"Birçok konuda mutabık kalındı"
Katargate skandalında para Netanyahu'ya nasıl ulaştı?
İsrail basını, paranın rotasını yayımladı
Putin'den Ukrayna ile doğrudan müzakere önerisi
15 Mayıs'ta, İstanbul'da, ön koşulsuz...
ABD, Gazze'de zorla yerinden edilmeyi destekliyor
Açıklama ABD'nin İsrail Büyükelçisi'nden geldi
Vahşet bunların kanında var
İsrail askeri, Filistinli sivile kurşun yağdırdı
Kütahya'da 1 yıldır kayıp genç kız cinayete kurban gitmiş
Cesedin üzeri moloz ve betonla kapatılmış
5. yıldıza 1 puan kaldı
Galatasaray Trabzon'dan kayıpsız döndü
Metrobüs kazasında yaralı sayısı 40'a yükseldi
İstanbul Valisi Davut Gül açıkladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.