"Ama AB baskısını devam ettirdiği sürece iki millet arasında uzlaşmaya varmak son derece güçtür. Oysa koşullar böyle bir uzlaşma için çok elverişlidir. Eğer Kıbrıs'ın gerçek durumu kabul edilirse, Kıbrıs'ta birbirinden ayrı iki devlet, iki millet bulunduğu gerçeği kabul edilecek olursa o zaman iki millet arasında verimli çalışmalar olur ve kısa sürede Kıbrıs'ta iki tarafı da tatmin edici barışçı düzene ulaşılmış olur. Bunun için tek şart, Kıbrıs'la ilgisi olmayan devletlerin, kuruluşların, kesimlerin Kıbrıs'tan ellerini, eteklerini çekmeleridir."
"Ellerini çekerlerse görüşmeler başlayabilir"
Kıbrıs'ta iki ayrı devlet olduğunu vurgulayan Ecevit, bu kabul edilmedikçe iki tarafı da tatmin edici bir çözüm bulunamayacağını belirtti. Ecevit, bazı ülkelerin hiçbir sorun çıkmadan kendi içlerindebölündüklerini anımsatarak, "Rumlar ve AB elini Kıbrıs konusundan çekerse Denktaş'la Klerides arasında verimli görüşmeler başlayabilir ve iki tarafı da mutlu edecek bir düzen kurulabilir" dedi.
KKTC'nin varlığının devamının yalnızca Kıbrıs Türklerin güvenliği açısından değil aynı zamanda Türkiye'nin güvenliği açısından da yaşamsal önem taşıdığını belirten Ecevit, bunu anlamak için Doğu Akdeniz haritasına göz atmanın yeterli olduğunu söyledi.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı'nın işlerlik kazanmasının güvenlik sorununun güncel haline getireceğini ifade eden Başbakan Ecevit, bu güvenliği ancak Türkiye ile KKTC'nin sağlayabileceğini söyledi.
Ecevit, Türkiye'nin KKTC'nin varlığını, bağımsızlığını devam ettirmek için üstüne düşen görevleri yapmak zorundu olduğunu bildirerek, şöyle konuştu:
"Türkiye ile KKTC'nin güvenliği eş anlamlıdır. Bu konuda Türkiye'nin herhangi bir ödün vermesi sözkonusu olmaz. Bu konuda vereceğimiz bir ödün, yalnız Kuzey Kıbrıs'tan değil kendi topraklarımızdan da verilmiş bir ödün durumuna gelecektir."