Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim de asla sevilmez

Milli şairimiz Akif dedemiz üstüne basa basa, altını çize çize öyle demişti:

Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem

Dünya âlem biliyor, yediden yetmişe her can çok iyi biliyor ki, tam iki yıldan beridir Gazze'de işlenen bin bir çeşit cinayet, yüz binlerle ifade edilen şehit sayısı, yerle bir edilen şehirler sadece Netanyahu denilen cani ve katilin tek başına yapacağı kötülükler değildir.

Elbette ve kesinlikle onun suç ortakları vardır ki bu ortakların en başında ABD başkanı gelmektedir, onun maddi ve manevi desteğini arkasına alan katil ve katiller sürüsü bu akla ziyan cinayetleri işlemeye devam etmektedirler.

Gazze'de insanlık tarihinde eşine rastlanmamış dehşet ve vahşet sahneleri sergilenmekte, gelen yardımların önü kesilerek açlıktan ölümler hızlandırılmaktadır.

İnsanlığın ortak vicdanı, yeter artık bitsin bu vahşet' makamında ses yükseltirken ABD başkanı, yetmez katliamlar sürmelidir anlamında veto hakkını kullandı ve cinayetlerin sonlandırılmasına izin vermedi.

Katil Netanyahu'nun suç ortakları elbette bu kadar değil, İslam ülkelerinin neredeyse tamamı, üç-beş istisna dışında hepsi o katilin suç ortaklarıdır, kimi direkt kimi de dolaylı olarak destek olmaktadır.

Zulmü alkışlama ve zalimi sevme noktasında, en son BM toplantıları sırasında verilen fotoğrafta da görüldüğü gibi ne yazık ki ortaktırlar.

Söz konusu toplantılar sırasında, Gazze'yi dümdüz edip üzerinde tatil beldeleri inşa etme planları yapan Trump'ın eteklerine tutunmak ve yamacına yaslanmak için adeta pervane olmuşlar, birbirleri ile yarışmışlardır.

Zulmü alkışlamak sıradan bir davranış olmuş, zalimi sevmek ise bir övünç vesilesi addedilmiştir.

Gazze'deki zulmün mimarına ne kadar yakın oturdukları hesap edilerek, söz konusu liderlerin yağdanlıkları tarafından payeler dağıtılmaktadır.

Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim ise asla sevilmez.

En azından eskiden böyleydi.