BOP ile gelen BOP ile gider

Hüsnü Mübarek kadim dostumuzdu sonra bir anda Mısır halkının demokrasi aşkı kabardı, ayaklandılar.Okyanus ötesinden esen bahar rüzgârının çarptığı Araplar sokaklara döküldü, meydanları doldurdu.Rüzgâr okyanus ötesinden esince bizimkiler de bu duruma kayıtsız kalamadı.Kadim dostumuz (!) Mübarek'e "katil ülkeni terk et" çağrıları yapmaya başladık.Oysa o sırada Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık 8 ay vardı ve Mübarek bir daha aday olmayacağını açıklamıştı.Dillerinden düşürmedikleri "hesabı sandıkta sorun" cümlesini hatırlamadılar bile.Bir süre sonra istedikleri oldu, Mübarek gitti ve Mısır özgürleşti!* * *Ama o da ne!Yönetime askeri cunta geldi.Yani Mısır'da askeri darbe oldu. Tekrar ediyorum askeri darbe!Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi falan derken karşımıza biranda yüzde yüz askeri bir yönetim çıktı.Ama olsun, sorun değildi.Ne de olsa rüzgâr okyanus ötesinden esiyordu ve olanlar da bu rüzgârın bir sonucuydu.Kimsenin aklına "darbe kötüdür" demek falan gelmedi.Üstelik ilk işimiz darbecileri ayaklarına kadar gidip tebrik etmek oldu.Bu da yetmedi hayatlarını "laiklik dinsizliktir" propagandasıyla geçirenler Mısır'ın darbeci yönetimine laiklik tavsiyesinde bulundu.* * *Bir süre sonra Mısır'da demokrasinin gereği yapıldı(!) ve halkın önüne sandık kondu.Seçmenin yarıya yakının sandık başına gitmediği seçimlerde oyların % 51'ini alan Amerikan vatandaşı Müslüman kardeş Mursi Cumhurbaşkanı oldu. Diktatör Mübarek'in desteklediği Ahmet Şefik ise % 49 oy aldı.Aradaki fark sadece % 2.İşte milli irade.Taraftarı oldukları şahsın aldığı oy milli irade, diğeri bir avuç çapulcu!* * *Amerikan vatandaşı Müslüman kardeş Mursi'nin ilk işi Müslümanlar oldu.İsrail zulmü altında inim inim inleyen Gazze'nin dünyaya açılan tek kapısı olan tünellerin önemli bir kısmını kapattı, hatta bazılarına lağım bastırdı.Müslüman Mursi'nin Gazzeli Müslüman kardeşine reva gördüğü muamele bu oldu.Dahası da var!Müslüman Mursi Suriye'de Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında devam eden vahşete tam destek verdi.Buraya kadar bizimkiler açısından her şey normaldi. Mursi seçildikten sonra Tahrir meydanını boş bırakmayan protestocuları kale almadılar çünkü onlar tıpkı Gezi Parkı'ndaki gibi çapulcuydu.* * *Ama!Tüm bunları kurgulayan ABD-İsrail ikilisi daha fazla şey istiyordu.İstedikleri hem Mısır'da hem de topyekûn İslam dünyasında kelimenin tam anlamıyla bir kaostu, yani herkesin birbirini boğazladığı bir vahşet ortamı.Neden?Çünkü bulanık suda balık avlamak onlar için daha kolaydı.Bunun için de (öyle ya da böyle) halkın desteğini alarak iktidara gelen adamlarının ipini çektiler.Üstelik de bunu yine kendi adamlarına, Sisi'ye yaptırdılar.* **Mısır'da ortalık şimdi kan gölü. Darbeciler protestoculara saldırıyor, Müslüman Kardeşler örgütü akan kana rağmen halkı sokağa çıkın, direnin çağrısı yapıyor.Tam bir vahşet ortamı. Herkes birbirini boğazlıyor, oluk oluk Müslüman kanı akıyor.Anlaşılan o ki bu kaos yayılacak ve diğer İslam ülkelerini de esir alacak.* * *Şimdi gelelim yeniden bizimkilere. Günlerdir Mısır diye feryat ediyorlar, haklı oldukları noktalar da var.Ama?İşte kritik nokta da bu 'ama'da.Şuana kadar yaşanan vahşeti görmeyen, duymayan bizimkiler acaba neden şimdi veryansın ediyor; üstelik de darbenin arkasında stratejik ortakları ABD olduğu halde?* * *Sorunun cevabını Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan alalım.BTP lideri Hacı Bektaş Veli Hazretlerini anma etkinliği için gittiği Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde AA muhabirine şu açıklamayı yapıyor; "Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir parçası olan kim olursa olsun, -mesela Saddam bu projenin birer parçasıydı- gördük ki bunların sonu hüsranla bitti, bu projeye alet olanların sonu da böyle bitecek. Şimdi Türk siyaseti 'kabul etmiyorum' diyor. Neyi kabul etmiyorsun? Mursi'nin gitmesini? Peki, Mursi'yi kim getirdi? Mursi Amerikan vatandaşı. Yani milli mi bu adam? Değil. Kendi sonlarını orada gördüğü için kabul etmiyorlar."* * *Sonuç olarak şunu ifade edelim. Başkasının atına binen tez iner, BOP ile gelen BOP ile gider.