Borcu boyunu aşan Z kuşağı sorguluyor

Haklı olarak gençler soruyor ve sorguluyor; bizler daha hayatımızın ilk baharındayken, daha vatanımızda kendi payımıza düşeni harcamamışken ne borcu, neyin borcu, kimin borcu?

Bu neyin borcu, bu kimin borcu ki; bizler bilmem kaç on bin dolar borçla doğmuşuz ve bizden sonra doğanların borçları da katlanarak artıyor?

Boyumuzu aşan bu borç halkasını boynumuza kimler geçirdi?

Birileri lüks içinde, birileri gırtlağına kadar israf içinde yaşasın diye bizler niye borç altına sokuluyoruz?

Bu kaynakları kimler ve nasıl tükettiler ki bizler, hatta bizden sonraki kuşaklar dahi gırtlağımıza kadar borçlandırıldık?

Z kuşağı çok haklı olarak ve çok ciddi ciddi soruyor ve sorguluyor; bizim fikrimizi sormadan, bizim rızamızı almadan, hem payımıza düşeni yiyenler hem de boynumuza borç takanlar, oy istemek için asla kapımızı çalmasınlar.

Z kuşağı olarak bizlerin haklarını çalanlar, bizden oy istemek için hangi yüzle kapımızı çalacaklar?

İktidarıyla muhalefeti ile, doğan her çocuğun binlerce dolar borçlu olarak doğmasında payı olan, ihmali olan partilere, Z kuşağının surat asması ve kaş çatması, anasının ak sütü kadar hakkı değil mi?

Z kuşağının, Bağımsız Türkiye Partisinin genç Genel Başkanı sayın Hüseyin Baş'ın etrafında halkalanmasını ve kümelenmesini doğru okumak lazım.

Sayın Hüseyin Baş, bir kere gençlerin dilini konuşuyor, onların dilinden konuşuyor ve gençlerin hissiyatına tercüman olmasını iyi biliyor.

Ayrıca, sayın Hüseyin Baş; hem Z kuşağına hem de gelecek tüm kuşaklara, değil borç bırakmak, tam aksine kâinat devleti vadeden bir geleneğin temsilcisi olduğu için Z kuşağı, onun etrafında günden güne halkalanıyor.

Sayın Hüseyin Baş; parti programına koyduğu 'vatandaşlık' maaşı ile, 'ev hanımı' maaşı ile, gençlere eğitim hayatları boyunca en üst kalemden destekle, yine 'gençlere faizsiz evlenme kredisi' ile, ülke gelirini, serveti ve sermayeyi tabana yaymayı vadeden bir anlayışın temsilcisi olduğu için gençler onun etrafında hızlı bir şekilde kümeleniyor.

Z kuşağının hakkını yiyen partilerin, hele hele onları, boylarını aşacak şekilde borçlandıran partilerin işleri, gelecek ilk seçimde bir hayli zor olacak.

Z kuşağı gün geçtikçe sorularını netleştiriyor; bizim hakkımızı, bizim payımıza düşeni kimler yedi ve boyumuzu aşan bu borç halkasını boynumuza kimler geçirdi?