logo
20 NİSAN 2024

BTP'nin yükselişini hazmedemeyenler var

31.08.2004 00:00:00
BTP Genel Merkezi, son günlerde bazı gazetecilerin partiyle ilgili iftiralarına yazılı bir açıklama yaparak cevap verdi: Hazmedemiyorlar.

Etki ajanları devrede

Gazeteci kimliğiyle etki ajanlığına soyunan bazı kalemlerin BTP'yi hedef alan hayal ürünü senaryolarına dikkat çeken BTP Genel Merkezi, yayınladığı basın bildirisinde "bu kişilerin rahatsızlıklarının sebebi partimizin yükselişidir, bunu iftira dolu yazılarda bizzat görmekteyiz"denildi.

Türkiye parçalanma sürecinde

Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Türkiye'miz iç politikanın AB, dış politikanın ABD ve ekonominin IMF'ye teslim edildiği ve bu 3 ucu açık uçlar arasında "etki ajanları"nın bol bol kullanıldığı bir bölünme-parçalanma sürecine sokulmuş durumdadır.

Millet BTP'yi bekliyor

Büyük fikirler, ulvi düşünceler tıpkı tarihte olduğu gibi bugünde kapatılmaya, setredilmeye çalışılacak, olmuyorsa iftiraya tabi tutulacaktır. O nedenle bu tavrı tanıyoruz ve müfterilerden hukuk önünde hesap soracağımızı milletimizin bilmesini istiyoruz. BTP iktidarı bir gönül, sevgi ve barış iktidarı olacaktır."Gazeteci kimliğiyle etki ajanlığına soyunan bazı kalemlerin BTP'yi hedef alan hayal ürünü senaryolarına dikkat çeken BTP Genel Merkezi, yayınladığı basın bildirisinde "bu kişilerin rahatsızlıklarının sebebi partimizin yükselişidir, bunu iftira dolu yazılarda bizzat görmekteyiz"denildi.

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Merkezi'nden yazılı olarak yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

"Türkiye'miz iç politikanın AB, dış politikanın ABD ve ekonominin IMF'ye teslim edildiği ve bu 3 ucu açık uçlar arasında "etki ajanları"nın bol bol kullanıldığı bir bölünme-parçalanma sürecine sokulmuş durumdadır.

Washington-Brüksel hattında "dışarısı" adına kontrol altında tutulmaya çalışılan bir ülkeyiz. Bu kuşatma politikasının merkezinde ise milletin uyandırılmaması gerçeği var. Hani öyle isteniyor ki ayağımızın altındaki vatan kayarken, insanımız olanı biteni farketmesin, sadece izlesin ve hiç kimse uyarı vazifesini yerine getirmesin!

Bunun için yıllardır içimizden gibi gözüken kurumlar kuruluşlar ve şahıslar aracılığıyla ülkede büyük bir "tiyatro" sergileniyor. En "dini" meseleler tırnak içinde "islamcı" gözükenlere, en milli meseleler aynı tırnak içinde "en millicilere" hallettiriliyor. Yakın tarihimiz ve içinde bulunduğumuz siyasal ortam, bunu fazlasıyla ispat etmeye yeter!

Türkiye'nin satranç tahtası olarak kullanıldığı bu tehlikeli oyunun "içerden ve kimyası bozuk eller" aracılığıyla yürütülen çevreleme-tüketme senaryosunda ise devlet-millet, sivil-asker çatışması kullanılıyor. Ülke dışarıya karşı içeriden teslim alınmaya çalışılır ve bu anlamda uçurumun kenarında tutulurken, iç bahçemiz bu çatışmalar üzerine kurgulanmış tezgahta her gün yeni bir senaryo ile zayıflatılıyor. Vatandaş devletine hasım haline getirilirken, devlette doğruyu bulma noktasından uzaklaştırılıyor. En azından bir körler-sağırlar diyaloğu üretilerek, açık uçlar açıkta kalmaya devam ediyor. Dahası, ülkenin tüketilme süreci ekonomik sahada da sahneye konulmuş durumdadır. Dış borcu 320 Milyar Dolar'a yükselmiş, ama bunun fazini dahi ödemekten aciz bir Türkiye fotoğrafı var karşımızda. Bu, ülkenin iflas ettirilmesi anlamına gelmektedir ki bu noktada batan geminin yüzdürülmesinin gerekçesi tamamen siyasidir.

Bu bilinçli süreç sonunda kazananlar İMF-AB ve ABD olurken, kaybeden adres maalesef Türk milletidir ve Türkiye'dir! Güneydoğu'da, Irak'ta, Egede, Ekümenik Patrikhane'de, Heybeliada Ruhban Okulu'nda, her gün yenileri açılan Kilise ve Doğu'da talepler yükselirken, milletin sinir uçları zayıflatılarak milli irade felç ediliyor.

Böyle bir vasatta siyaset ve siyaset sınıfı için en önemli projenin her halükarda devlet- millet kaynaşması ile devletin kurumları arsındaki ahengi sağlamak olacağı aşikardır. Ancak tek bir yürek ve tek bir yumruk olarak AB-ABD ve IMF kıskacından kurtulabiliriz. Fakat Elli küsur partili siyasi hayatımızda ne yazık ki, bunu seslendiren, altını çizen, projelendiren bir siyasal oluşum yoktur. Yani en hayati meselede Türk siyasetinin ürettiği farklı, millet eksenli bir bakış ve çözüm gözükmüyor. Partiler, AB-ABD-IMF üçgeninde "isimleri değişik ama aslında birbirlerinden farklı olmayan" bir duruş daha doğrusu duruşsuzlukla aynı şeyleri söylüyorlar. O nedenle de ülkemiz krizden krize sürükleniyor, fiili tehlike sınırlarımıza hatta sınırlarımızın içine kadar girebiliyor.

İşte bu ortamda Bağımsız Türkiye Partisi ve Onun Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, tek farklı ses ve milli duruşa sahip yapısı ve projeleri ile öne çıkıyor.

Bağımsız Türkiye Partisi;

Fundementalist olmayan dindarlığı,

Şovenist olmayan milliyetçiliği,

Ve tam bağımsız Türkiye'ye inancıyla ve bunu parti programının merkezine yerleştirmiş tavrıyla öne çıkıyor, farklılaşıyor!

Birlik ve beraberlik; hem devletle millet, hem de kurumlar arsında olması gereken birlik ve beraberlik BTP'nin, yukarıdaki gerekçeler yani ülkenin içinde bulunduğu "yakın tehlike" karşısında en fazla önem verdiği meseledir.

Bağımsız Türkiye Partisi ve onun Genel Başkanı'nın IMF değil milli ekonomik model, ayrılık değil birlik, Washington-Brüksel değil Ankara diyen tavır ve duruşunun kimilerini rahatsız ettiğini biliyoruz.

BOP'çu ve diyalogcu çevreler BTP'nin bu inanca sahip olarak yükselişinden rahatsızlar. Aziz Türk milleti kendinden yana tavır koyan bu görüşe teveccühünü ve meylini her geçen gün arttırmaktadır.

Bu cümleden olmak üzere şimdiye kadar BTP'den, mesela onun yüzbinlik mitinglerinden bir tek cümle bahsetmeyip partiyi gizlemeye çalışanlar, şimdi bu yükselen teveccüh karşısında bir yalan kumkumasına girmiş gözüküyorlar.

Taha Kıvanç kod adlı Fehmi Koru üst üste yazdığı yazılarla ülkemizde son günlerde kopartılan MİT-Yargıtay çatışmasının bir ucuna genel başkanımızı eklemeye çalışıyor. Bir okuyucuya atfen denilerek, varsa şayet bir kişinin söylediği bir cümleden büyük bir senaryo üretiliyor. Öncelikle böyle bir yöntemin gazetecilik etiği ile hiçbir yerde buluşmayacağını bilmiyoruz söylemeye gerek var mı? Bir okurun söylediği iddia edilen bir cümle ile nasıl böyle bir kurgu yazılabilir? İddia edilen şey için bir tek telefon kafi iken bunun yapılmaması, tek başına Fehmi Koru'nun "misyon adamı" olduğunu, ama gazeteci olmadığını ispat etmeye yeter!

Belli ki MİT-Yargıtay çatışması üretilerek ve tetiklenerek ve bu girdabın içine milli bir çevrede dahil edilerek kurumlar ve devlet-millet harcı zayıflatılmaya çalışılmaktadır.

Bunun karşılığını milletimizin takdirine bırakarak böyle bir görevin ve misyonun güvenlik dilinde adının "etki ajanlığı" olduğunun altını çizelim

Fehmi Koru'nun kızgınlığının asıl nedeni ise bambaşkadır ve bu durum kendi satır aralarından çok net bir şekilde gözükmektedir. Kritik ifade şudur:

"Bağımsız Türkiye Partisi'nin iddiası hiç eksilmeden sürüyor."

İşte Fehmi Koru ve onun şahsında gayrı milli çevreleri rahatsız eden şey budur. Yani Bağımsız Türkiye Partisi'nin inancı ve önlenemeyen yükselişi!

BTP'nin Yalova'da ki başarısını bir bağımsız adaya bağlayan ve bundan komik bir senaryo üretmenin nedeni de yine aynı duygu ve aynı çevrelerdir. Bir başka ifade ile "çamur at izi kalsın" mantığı ile BTP'nin başarısını gölgelemek!

Tekrarlayalım ki Fehmi Koru'yu rahatsız eden şeyin esası BTP'nin, yani milli çizginin bu milletten gördüğü takdir ve teveccühtür!

Bu noktada Fehmi Koru yalnız da değildir. Koru ile eş zamanlı olarak gazetecilikten çok uluslararası güç odaklarının tetikçiliği ile tanınan Ruşen Çakır'ın bir akademisyene atfen yayınladığı düzmece raporda dikkat çekicidir. Rapor adlı yalan bir taraftan şu anda hayatta olmayan Prof. Dr. Şaban Kuzgun Hoca'ya, diğer Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'a iftiradır. Çünkü merhum Prof. Dr. Şaban Kuzgun, Genel Başkanımızın inanç ve düşünce beraberliği olan özel bir dostu idi. Kaldı ki Kuzgun Hoca'nın dini bütünlüğümüz ile ilgili olarak Prof. Dr. Haydar Baş'a "bu konulara sahip çıkan tek siz kaldınız hocam" dediğini iftira sahipleri de çok iyi bilmektedir. Bu insanların bildiği bir başka gerçekte Kuzgun Hocamızın bizzat Prof. Dr. Haydar Baş'ın davetlisi olarak katıldığı program dönüşü şüpheli bir kazaya kurban gitmesidir. Hatırlatalım ki Prof. Dr. Şaban Kuzgun'un katıldığı ve Urfa'da yapılan programın adı "dini ve milli bütünlüğümüze yönelik tehditler ve çözüm yolları" idi.Bu gerçekleri bildikleri ve korktukları için olsa gerek ki, gazetecilik sınırlarını aşarak "etki ajanlığı" misyonuna soyunanlar, milli duruşa sahip olanlara iftira etmenin ötesinde, birbirine düşürme gayesi de taşımaktadırlar.

Şunu biliyoruz ki büyük fikirler, ulvi düşünceler tıpkı tarihte olduğu gibi bugünde kapatılmaya, setredilmeye çalışılacak, olmuyorsa iftiraya tabii tutulacaktır. O nedenle bu tavrı tanıyoruz ve müfterilerden hukuk önünde hesap soracağımızı milletimizin bilmesini istiyoruz.

BTP iktidarı bir gönül, sevgi ve barış iktidarı olacaktır. Herkesi kucaklayacak ve bu arada Fehmi Koru'yu, Ruşen Çakır'ı da kazanacaktır.

Bu vesile ile aziz Türk Milletinin partimize ve Genel Başkanımıza gösterdiği büyük teveccühe şükranlarımızı sunar, bu millete ve bu vatana olan inancımızı bir kez daha kamuoyuna duyururuz."
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi

Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop

Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop, çocuk nüfusunun en düşük olduğu 7. il oldu
20.04.2024 11:47:00 / Güncelleme: 20.04.2024 11:54:29
İHA
Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop
Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı İstatistiklerle Çocuk, 2023 haber bültenini açıkladı. TÜİK başkanlığı tarafından verilen bilgiye göre Türkiye nüfusunun yüzde 26'sını çocuk nüfus oluşturdu. Türkiye'nin en yaşlı nüfusu bulunan Sinop'ta ise nüfusun yüzde 18,8'i çocuk.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yılsonu itibariyle Sinop nüfusu 229 bin 716 iken, bunun 43 bin 149'unu çocuk nüfus oluşturdu. 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1985 yılında toplam nüfusun yüzde 45,0'ini oluştururken, bu oran 2007 yılında yüzde 26,9 ve 2023 yılında yüzde 18,8 oldu.

Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, yüzde 23,5'inin 0-4 yaş grubunda, yüzde 28,8'inin 5-9 yaş grubunda, yüzde 29,6'sının 10-14 yaş grubunda ve yüzde 18,1'inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.

Sinop, çocuk nüfusunun en düşük olduğu 7. il

ADNKS sonuçlarına göre illerin çocuk nüfus oranı incelendiğinde 2023 yılında Sinop'un yüzde 18,8 ile en düşük çocuk nüfusu oranına sahip 7. il olduğu görüldü.

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre Sinop'ta ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı 2022/'23 öğretim yılında yüzde 92,33 oldu. Ortaokulda net okullaşma oranı cinsiyet bazında karşılaştırıldığında, erkeklerde yüzde 92,42, kızlarda ise yüzde 92,23 olduğu görüldü.

Sinop'ta 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hane halkı oranı yüzde 29,1

Sinop'ta 2023 yılında toplam hane halkı sayısı 82 bin 300 oldu. Hanelerin yüzde 29,1'inde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu gözlendi. Bu oran ile Sinop 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hane halkı oranının en düşük olduğu ikinci il oldu.

Toplam hanelerin yüzde 13,5'inde 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 10,6'sında iki çocuk, yüzde 3,6'sında üç çocuk, yüzde 0,9'unda dört çocuk, yüzde 0,5'inde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti

Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu
20.04.2024 10:06:00
İhlas Haber Ajansı
Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti
Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti
Reklam Kurulu'nun 16 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen 344 sayılı toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklamlar ile haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda görüşülen 161 adet dosyadan 139'u mevzuata aykırı bulunurken, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 28 milyon 884 bin 143 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu. Aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen 554 adet dosya hakkında durdurma cezasının yanı sıra, toplam 94 milyon 139 bin 110 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

Son toplantının gündem konusunu tüketicileri yanıltan indirimli satış reklamları oluşturdu

Açıklamada, çok sayıda üründe çeşitli oranlarda indirimlerin yapılacağının ilan edildiği indirimli satış kampanyalarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çokça tercih edilen bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkat çekilerek çeşitli ürünlere uygun şartlarda ulaşabilmeye imkan sağlayan çevrimiçi alışveriş kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte indirim kampanyalarının sıklaştığı ve çeşitlendiği, bununla beraber çeşitli tüketici mağduriyetlerinin de arttığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Bu çerçevede, yakından takip edilen tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturulan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelere devam edildi. Nisan ayı kurul gündeminde görüşülerek karara bağlanan dosyalarla birlikte yılın ilk dört ayında Reklam Kurulu tarafından 51 adet indirimli satış dosyası hakkında durdurma cezası ve toplam 11 milyon 457 bin 805 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi" denildi.

İmamoğlu'nun kapıyı gösterdiği CHP'li Köksal, mültecilere ait kaçak işyerlerini mühürledi

CHP'li Afyonkarahisar Belediyesi, şehirdeki sığınmacıların ruhsatsız iş yerlerini mühürleme kararı aldı. Belediye Başkanı Burcu Köksal, zabıta ekiplerinin işlemlerini yerinde takip ederek dükkanları mühürledi. Bir de açıklama yapan Köksal, "Tüm mültecilerin iş yeri açmalarına engel olacağım, şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım." dedi.
20.04.2024 08:25:00
Haber Merkezi
İmamoğlu'nun kapıyı gösterdiği CHP'li Köksal, mültecilere ait kaçak işyerlerini mühürledi
İmamoğlu'nun kapıyı gösterdiği CHP'li Köksal, mültecilere ait kaçak işyerlerini mühürledi

Afyonkarahisar Belediyesi, şehirdeki mültecilerin ruhsatsız iş yerlerini mühürleme kararı aldı.

Seçimlerden önce 'Seçilirsem DEM Parti dışında tüm partilere kapın açık' dediği için İstanbul Büyükşehir Belediye Başjanı Ekrem İmamoğlu tarafından 'kendisine başka bir parti bulması' istenen Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, zabıta ekiplerinin uygulamasına katılarak ruhsatsız dükkanlara mühür taktı.

Sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklama yapan Köksal, şu fadeleri kullandı:

"Bugün Zabıta Ekiplerimizle birlikte şehrimizde iş yeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığı halde faaliyet gösteren sığınmacılara ait iş yerlerinin faaliyetlerine son verdik. Erenler Mahallesi'nde Spor Salonu, Cumhuriyet Mahallesi'nde tatlıcı; Dumlupınar, Sahipata ve Marulcu Mahallelerinde bakkal dükkanı olan iş yerlerini mühürledik. Söz verdiğim gibi Afyonkarahisar'da Suriyeli mülteciler olmak üzere tüm mültecilerin iş yeri açmalarına engel olacağım, şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım. Amasız, fakatsız, lakinsiz göndereceğiz Afyonkarahisar'dan…"


Erdoğan'dan görevden alma ve atama kararları

Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararları Resmi Gazete'de yayımlandı.
20.04.2024 08:06:00
İhlas Haber Ajansı
Erdoğan'dan görevden alma ve atama kararları
Erdoğan'dan görevden alma ve atama kararları
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararlarına göre Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda açık bulunan Vergi Başmüfettişliklerine Furkan Fırat, Erhan Yaşaran, Hatice Senger Erdoğan, Levent Emre, Bayram Gülçiçek, Barış Gürsoy, Volkan Nurdağ ve Halime Eda Tandoğan atandı.

Bakanlıkta açık bulunan Vergi Müfettişliklerine ise Sevil Toprak, Osman Neşet Tandoğan, Erol Cihan Dersinlioğlu ve yapılan yeterlilik sınavda başarı gösteren Vergi Müfettiş Yardımcıları Murat Dönmez, Güler Çelik, Harun Yartaş ve İbrahim Ayyıldız atandı. Atamalar 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 ve 3'üncü maddeleri ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 37'nci maddesi gereğince gerçekleştirildi.

Tarım ve Orman Bakanlığında açık bulunan Başmüfettişliklere ise 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2 ve 3'üncü maddeleri gereğince Müfettişler Caner Atasever, Mahmut Kaynar ve Songül Afşar atandı. Tarım ve Orman Bakanlığında ayrıca 5'inci Bölge Müdürü Şahin Çılgın görevden alındı.

Kültür ve Turizm Bakanlığında ise açık olan Başmüfettişliklere 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2 ve 3'üncü maddeleri gereğince Müfettişler Ercan Sarı, Atilla Özkan, Mustafa Yavuz Ülküm, Birol Baha Bağ, Burak Büyükkuzukıran, Fatih Tuna Tunasoylu, Enes Keten ve Emre İlhan atandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır ise görevden alındı.

Karar ile birlikte 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2 ve 3'üncü maddeleri gereğince Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında açık bulunan İş Müfettişliğine Yasin Zengin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında açık bulunan Başmüfettişliğe Müfettiş Eşref İmamoğlu atandı.

Karara göre 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2'nci maddesi gereğince Milli Eğitim Bakanlığı Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aydoğan ve Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü Trabzon Bölge Müdürü Enver Uzun ise görevden alındı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.