Sekiz senedir din kardeşlerin haçlı işgali altında inim inim inliyorlar, görmüyorsun.Irak zindanlarında conilerin tecavüzlerine maruz kalan din kardeşin kadınlar feryad ve figan ediyorlar durmuyorsun.Haçlıların topu ile tüfeği ile, modern ölüm makineleri ile katledilen masum sayısı bir buçuk milyonu geçmiş görmüyorsun.Anasını ve babasını kaybetmiş çocuk sayısı on milyonu aşmış bilmek istemiyorsun.Binlerce yıllık tarihi ve dini yapılar, kaleler, kuleler, kubbeler minarelerden haçlı yarası almamış tek yapı kalmamış ama sen görmüyorsun.Söz konusu haçlı işgaline başından beri destek veren, tezkereyi geçirmek için vekilleri tehdit eden, adeta çırpınan partililerini hala tepende taşıyorsun.Haçlı işgal kuvvetlerinin önde gelenleri tarafından defalarca "bizi cesaretlendirdiler, bize destek verdiler" dedikleri işgal ortaklarını baş tacı yapmaya devam ediyorsun.İşgal askerlerini kahraman diye selamlayan ve başarıları için dua edenleri, Amerika'yı kastederek; "son elli yılda demokrasi uğruna bir çok evladını feda etmiştir" tarzında övgüler yağdıranları alkışlamaya devam ediyorsun.Bir tarafta bir buçuk milyon Müslüman'ın katledilmesine adeta destek olup katillerini alkışlayan diğer tarafta ise Filistin'le ilgili olarak "one minıt" şovları yapan ekibin çok yüzlülüğünü hem görmüyor hem de göstermiyorsun.En son Libya olayında sergilenen zikzak politikalarını, haçlının yanında, safında yer alışları, kardeşlerimizi bombalayan haçlıların bombardıman uçaklarına yakıt takviyesi yapılmasını görmezlikten duymazlıktan geliyorsun.Bu ülkede, misakı milli sınırları içinde bu ülkenin bağımsızlık sembolü olan ay yıldızlı al bayrağın gönderden indirilip çiğnenmesi, yerine bir takım paçavraların asılması seni artık zerre kadar rahatsız etmiyor, etmiyor ki bu rezalete sessiz kalan partidaşlarını da rahatsız etmiyorsun ve desteğini sürdürüyorsun.Samsunda Amerikan firmasına satılan bir sigara fabrikasından atılan, aşsız ve işsiz kalan, kimsiz kimsesiz kalan zavallı işçilerin yerlerde sürünmesi, süründürülmesi vicdanını zerre kadar sızlatmıyor.Bir milyon yedi yüz gencimizin hayallerinin, alın terlerinin, yıllarının çalınması karşısında sen de "tatmin oldum" ayakları ile araziye uyuyorsun.Ülkenin aleyhine, milletin aleyhine, coğrafyanın aleyhine, içinde yer aldığımız kıtanın aleyhine içerde ve dışarıda çevrilen fırıldaklardan, döndürülen dolaplardan, fırıldakçılardan ve dolapçılardan haberdar olduğun halde "duymadım, görmedim, bilmiyorum" tiyatrosunda ısrar ediyorsun.Biliyor musun bu dünyada kör olan öte dünyada nasıl olacak?"Bu dünyada gerçekler karşısında kör olan kimse ahirette de kör, doğru yoldan sapmışlık oranı da daha büyük olur." (İsra, 72)
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024