Özel maçları izlemeyi bir türlü sevemedim. Adı üstünde hazırlık maçı. Ben faal hakemliğimde de yönetmezdim bu tip maçları. Geçen akşam Trabzonspor, PSV Eindhoven maçına gözüm takıldı. Trabzonspor da PSV Eindhoven da özel maç havasını bir tarafa bırakıp güzel bir maç izlettiler bizlere. Trabzonspor, Turgay Semercioğlu ile havasını tamamen değiştirmiş. Rakibine nefes aldırmadan, presli, ayağa isabetli paslarla oynayan bordo mavililer iki kez yenik duruma düşmesine rağmen oyun disiplininden kopmadan, yardımlaşarak maçı 2-2 berabere bitirdiler. Trabzonspor'da en büyük eksiklik defans bloğunda gözüküyor. Önce Hasan Üçüncü çok amatörce penaltıya sebebiyet verdi. Sonra da D'Heine'nin ıskası Trabzonspor filelerine giden ikinci golün büyük hatasıydı. Berabere biten maç sonrası atılan penaltılara hiçbir lafım yok. Turgay Semercioğlu Trabzonspor'un aksayan defans bloğunu adam ederse, ben bu Trabzonsopor'da hayat var arkadaş derim. Tabi bir türlü istenilen düzeye gelinemeyen Mehmet Yılmaz'la yine büyük umutlarla trasfer edilen golcü Agustine'nin çok iyi form tutmaları şartıyla.
Orta alanda Hüseyin ile İbrahim Ege mücadeleci bir yapıya sahipler. Bu alana da lider vasıflı, oyunu çok iyi okuyan bir futbolcunun transferi şart. PSV Eindhoven karşısında izlediğim Trabzonspor, ligin ikinci yarısında ben de varım sinyallerini çok kuvvetli bir şekilde verdi. Trabzonspor'un ananevi yapısında yenilmeyi sevmeyen özelliği ayrı bir faktör. Takım içerisinde çok iyi arkadaşlık ve yardımlaşma, ligin ikinci yarı başarısı için yeterli. Haydi uşaklar döndürün Trabzonspor'un kötü giden 19 yıllık tarihini.
Güneş çoktan istifa etmeliydi
Haluk Ulusoy'un hemşehrilik duygularıyla milli takımın başına getirdiği Şenol Güneş, Letonya faciasından hemen sonra istifa etmeliydi. Dünyanın en iyi futbolunun oynandığı Avrupa kıtasından tek bir takımla maç yapmadan Dünya üçüncüsü olduğumuz günlerde Şenol Güneş'i savunan ve alkışlayanların başındaydım. Bugün Avrupa'nın üçüncü sınıf sıradan bir takımına elenip Avrupa Uluslar Kupası Finalleri'nin dışına atılmamızın tek sorumlusudur Şenol Güneş. Güneş Haziran'a kadar olan sözleşmesini bahane ederek milli takımın başından ayrılmıyorsa bu koca ayıp onun alnına sürülen en büyük kara lekedir. Letonya'yı geçemeyen bir milli takımın başında kim olsa bugüne kadar çoktan istifa ederdi. Dedim ya Ulusoy torpili ile milli takımın başına getirilen Şenol Güneş istifa etmedi ve hala istifa edemiyor.
G.Saraylılar çok dertli...
Bugünlerde en dertli taraftar grubu bana göre Galatasaraylılar. Televizyondaki "Top Ağlarda" programını izleyen Galatasaraylı'lar yollarda önümü keserek "Hocam bizim takım çoktan bitti, hala Fatih Terim ile Başkan Canaydın bu takımın başında kalacaklar mı?" diye bana soru yöneltiyorlar. Benim Terim ve Canaydın'ın görevlerinde kalıp kalmayacaklarına dair bir bilgim yok. Ne varki 140 milyon dolar borç bir yana, Galatasaray'ın ilk yarıda lige çoktan havlu atması sarı-kırmızılı takımın nereye koşuyor sorusunu gündemde çok canlı tutuyor.
Bilgili yanlış konuştu
Beşiktaş'ın genç başkanı Bilgili Galatasaray'ın kadrosundan özenle ayıkladığı 35'lik futbolculardan Hakan Şükür, Arif, Bülent ve Hakan Ünsal'ı, 'Beşiktaş'a alırım' demiş. Sayın Bilgili takımın ligin tepesinden uzaklara rakiplerine bakarak takır takırda futbolunu oynarken sana hiç yakıştı mı bu beyanat. Beşiktaş'ın başarısı adına bu yakışıksız beyanatını hiç duymamış olalım.
Orta alanda Hüseyin ile İbrahim Ege mücadeleci bir yapıya sahipler. Bu alana da lider vasıflı, oyunu çok iyi okuyan bir futbolcunun transferi şart. PSV Eindhoven karşısında izlediğim Trabzonspor, ligin ikinci yarısında ben de varım sinyallerini çok kuvvetli bir şekilde verdi. Trabzonspor'un ananevi yapısında yenilmeyi sevmeyen özelliği ayrı bir faktör. Takım içerisinde çok iyi arkadaşlık ve yardımlaşma, ligin ikinci yarı başarısı için yeterli. Haydi uşaklar döndürün Trabzonspor'un kötü giden 19 yıllık tarihini.
Güneş çoktan istifa etmeliydi
Haluk Ulusoy'un hemşehrilik duygularıyla milli takımın başına getirdiği Şenol Güneş, Letonya faciasından hemen sonra istifa etmeliydi. Dünyanın en iyi futbolunun oynandığı Avrupa kıtasından tek bir takımla maç yapmadan Dünya üçüncüsü olduğumuz günlerde Şenol Güneş'i savunan ve alkışlayanların başındaydım. Bugün Avrupa'nın üçüncü sınıf sıradan bir takımına elenip Avrupa Uluslar Kupası Finalleri'nin dışına atılmamızın tek sorumlusudur Şenol Güneş. Güneş Haziran'a kadar olan sözleşmesini bahane ederek milli takımın başından ayrılmıyorsa bu koca ayıp onun alnına sürülen en büyük kara lekedir. Letonya'yı geçemeyen bir milli takımın başında kim olsa bugüne kadar çoktan istifa ederdi. Dedim ya Ulusoy torpili ile milli takımın başına getirilen Şenol Güneş istifa etmedi ve hala istifa edemiyor.
G.Saraylılar çok dertli...
Bugünlerde en dertli taraftar grubu bana göre Galatasaraylılar. Televizyondaki "Top Ağlarda" programını izleyen Galatasaraylı'lar yollarda önümü keserek "Hocam bizim takım çoktan bitti, hala Fatih Terim ile Başkan Canaydın bu takımın başında kalacaklar mı?" diye bana soru yöneltiyorlar. Benim Terim ve Canaydın'ın görevlerinde kalıp kalmayacaklarına dair bir bilgim yok. Ne varki 140 milyon dolar borç bir yana, Galatasaray'ın ilk yarıda lige çoktan havlu atması sarı-kırmızılı takımın nereye koşuyor sorusunu gündemde çok canlı tutuyor.
Bilgili yanlış konuştu
Beşiktaş'ın genç başkanı Bilgili Galatasaray'ın kadrosundan özenle ayıkladığı 35'lik futbolculardan Hakan Şükür, Arif, Bülent ve Hakan Ünsal'ı, 'Beşiktaş'a alırım' demiş. Sayın Bilgili takımın ligin tepesinden uzaklara rakiplerine bakarak takır takırda futbolunu oynarken sana hiç yakıştı mı bu beyanat. Beşiktaş'ın başarısı adına bu yakışıksız beyanatını hiç duymamış olalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İhsan Türe / diğer yazıları
- Futbolumuz / 28.12.2004
- Fırsat teptik! / 15.10.2004
- Kazakistan'ı bırak Danimarka'ya bak / 12.10.2004
- Futbolumuzda kayıp yıllar / 09.10.2004
- Kartali Parçaladilar / 05.10.2004
- Yalan Rüzgârı / 28.09.2004
- Yukarıdakiler ve aşağıdakiler / 24.09.2004
- Kartal'ın gözyaşları / 31.08.2004
- Kaçan Balık!.. / 27.08.2004
- Süper Lig'in havası ısınıyor / 17.08.2004
- Fırsat teptik! / 15.10.2004
- Kazakistan'ı bırak Danimarka'ya bak / 12.10.2004
- Futbolumuzda kayıp yıllar / 09.10.2004
- Kartali Parçaladilar / 05.10.2004
- Yalan Rüzgârı / 28.09.2004
- Yukarıdakiler ve aşağıdakiler / 24.09.2004
- Kartal'ın gözyaşları / 31.08.2004
- Kaçan Balık!.. / 27.08.2004
- Süper Lig'in havası ısınıyor / 17.08.2004