Sorumluluk bilincinde olan, etrafındaki olaylara ibretle bakabilen, düşünen insanların gerçekten bu zamanda mutlu olabilmesi mümkün görünmüyor çoğu zaman? Yeraltı ve yerüstü bu kadar zenginliğimize rağmen; bırakın yaşayan nesli, onlardan doğacak çocukların bile anasından gırtlağına kadar borçla doğacağını düşününce mahvoluyor insan çoğu zaman?Kendisi Müslüman olduğunu iddia eden ama kendine ait fikri, ideali, hedefleri bulunmayan, sürekli gâvurun ekmeğini yiyip gâvurun kılıcını çalan, ecdadının kanlarıyla aldığı ve suladığı toprakları pervasızca ele âleme peşkeş çeken, dinde ve medeniyette uyuşan hiçbir noktası bulunmayanlarla dostluklar kuran, hele bir de haçlı ordularının saflarında yer alıp Müslüman kanının akmasına vesile olan birileri seni idare eder de seçmenler bir türlü ayıkmazsa, kahroluyor insan çoğu zaman? Sorumsuz, ilgisiz, derinliği olmayan, düşünme kabiliyetini midesine bağlamış, helal haram demeden karnı doyunca kendini mutlu hisseden kimselerle buluşunca, görüşünce daha da çileden çıkıyor insan çoğu zaman?Evet, mutsuz oluyoruz, mahvoluyoruz, kahroluyoruz, çileden çıkıyoruz çoğu zaman ama madem bu topraklar üzerinde yaşamak zorunda ve sorumluluğunda hissediyorsak kendimizi, ait olduğumuz milletimize ve devletimize karşı vazifelerimizi de unutmamak zorundayız?Evet, tarihi şanlı sayfalarla dolu olan bu milleti birileri adım adım istediği noktalara getirdi. Yapılan tarihi hatalar, yanlışlıklar, toplumu önemli konularda duyarsız bir hale getirdi. Bunu asla inkâr edemeyiz. Ağlamaya sızlanmaya bunalmaya ne kadar hakkımızın olduğu ayrı bir konu ama aidiyet duygusu hissediyorsak bir parça, moralimizi bozmadan bütün olumsuzluklara rağmen yapılacak bir şeylerin hala varlığına da inanmak gerekmektedir. Çünkü farkında olsak da farkında olmasak da aynı topraklarda yaşama zorunda olan bir toplumun fertleriyiz. Ve bu topraklar bizim çok büyük öneme haizdir. Yapmamız gerekenleri düşünürken, atalarımızın; "sürüsü dağılan akıllı çobanın yapması gereken, kendine en yakın koyunu yakalamakla işe başlamaktır" sözü geliyor aklımıza... Her aile reisi de mahiyetindeki insanlardan sorumlu olduğuna göre herkes kendine en yakın aile fertlerinden, arkadaş çevresinden işe başlamalı, her an her yerde uyandırma faaliyetlerine destek olmalıdır. Böylece bir şeyler yapmanın mutluluğuyla bunalımdan da kurtulmuş, farklı bir mutluluğa erişmiş olursunuz. Haydi, sizde bu mutluğa ortak olunuz?
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024