Büyük istila

İstanbul'dan Kayseri'ye, Muğla'dan Tokat'a her yerdeler...Sayıları 2 milyona dayandı. Daha fazla olduklarını söyleyenler dahi var.  Getirdikleri sıkıntı da sayıları kadar çok. Kontrolsüz bir göç. Tarihin en büyük mülteci akını. Neredeyse bir ülke toptan Türkiye'de. Nereye dönseniz, ne yana baksanız karşınızda onlar. Hatta belli noktalarda bu ülke insanından çok onlarla karşılaşıyorsunuz.Parklar, kaldırımlar, cami avluları istila altında..!* * *Suriye'den diğer komşularına da mülteciler gidiyor. Üstelik bu ülkeler Ürdün ve Lübnan gibi kendileriyle aynı dili konuşan ülkeler. Ancak bu ülkeler dahi mültecileri kamplarda tutuyor ve ülke içlerine yayılmalarına izin vermiyor. Ama Türkiye öyle değil!Sınırları kontrolsüz bir şekilde açan hükümet aynı hatayı mültecilerin yurt içine dağılmalarına izin vererek yaptı.Gittikleri yerlerde sorun oldular artık birçok yer patlama noktasına geldi. Alın size Gaziantep!PKK terörünün bile giremediği, zemin bulmadığı Gaziantep diken üstünde. Büyük akın ciddi asayiş sorunlarına neden oluyor. Günlerdir bu kentimizde yaşananları büyük bir üzüntü içinde takip ediyoruz. Aynı durum ne yazık ki güneydeki diğer illerimiz için de geçerli. Kilis, Hatay, Mersin, Adana vs aynı durumdalar.* * *Büyük göç ülkede huzur bırakmadı. Her kesimden şikâyet yükseliyor.Kavga, taciz, hırsızlık, kapkaç, uyuşturucu ve hatta fuhuş suçlarında patlama var.Bu manzaranın sorumluları ise hala başarı edebiyatı yapıyor.Eş başkanlığını yaptıkları Büyük Ortadoğu Projesi ile İslam dünyasında huzur bırakmayanlar Türkiye'de de huzur bırakmadı.Üstelik gelecek kötü günler de kapıda!IŞİD'inden bilmem nesine kadar Suriye ve Irak'ı kan gölüne çeviren terör örgütlerinin militanları da aramızda.Allah sonumuzu hayretsin!Kim kazandı? Bu noktada geçmişe bir yolculuk yapalım ve Başbakan Erdoğan'ın daha önce de bu köşeye taşıdığımız konuşmasını hatırlatalım. Gaziantep'te anayasa referandumu öncesi (15 Ağustos 2010) "evet" mitingi düzenleyen Erdoğan şöyle konuşuyordu."Suriye ile Türkiye daha 7.5 yıl öncesine kadar birbirine husumetle bakıyordu, sürekli gerginlikler yaşanıyor, iki ülke zaman zaman savaşın eşiğine geliyordu. Biz geldik Esad kardeşimle oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri konuştuk, istişare ettik, müzakere ettik. Ve Türkiye ile Suriye'yi bölgenin iki kardeş, iki dost ülkesi haline getirdik mi? Miting alanındakiler: EVEETT Her alanda işbirliğine gittik mi? Miting alanındakiler: EVEETT Ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta işbirliği anlaşmaları imzaladık mı? Miting alanındakiler: EVEETT. Suriye ile Türkiye arasındaki mayınları temizlemek için adımlarımızı attık mı? Miting alanındakiler: EVEETT Suriye ile aramızdaki vizeleri kaldırdık mı? Miting alanındakiler: EVEETT Şimdi benim Gaziantepli vatandaşım cebine pasaportunu koyuyor, istediği gibi Halep'e gidiyor, Şam'a gidiyor. Halep'teki, Şam'daki, Lazkiye'deki, Humus'taki kardeşim cebine pasaportunu koyuyor Gaziantep'e geliyor. Soruyorum, kim kazandı? Gaziantep kazandı değil mi? Miting alanındakiler: EVEETTVatandaş kazandı değil mi? Miting alanındakiler: EVEETTEsnaf kazandı değil mi? Miting alanındakiler: EVEETT Tüccar kazandı değil mi? Miting alanındakiler: EVEETT Sanayici kazandı değil mi? Miting alanındakiler: EVEETT Bütün o korkuların, bütün o tehditlerin ne kadar boş olduğu ortaya çıktı. Düşman üretme politikasından yarar değil, zarar gördüğümüz ortaya çıktı!* * *Şimdi Erdoğan'ın bu konuşmasını, takip eden yıllardaki yaşananları ve mevcut durumu göz önüne alarak yeniden bir soru soralım.Kazanan kim oldu? Türkiye mi, Suriye mi yoksa BOP'un efendileri mi?