Büyümenin yolu markadan geçiyor
BMD Başkanı Yılmaz Yılmaz, İtalya'nın Türkiye'ye kıyasla yüzde 41 oranında daha az ürün ihraç ettiğini belirtti
14.01.2012 00:00:00
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ekonomik kriz beklentilerinin yoğunluk kazandığı günümüzde Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), ‘Marka Ekonomisi' raporunu açıkladı.
Strateji Danışmanlık Hizmetleri'ne hazırlatılan rapor; 50 yıl önce benzer ekonomik koşullara sahip olan İtalya-İspanya-Türkiye örneklemesinden hareket ediyor. Raporda, fason üretim ile markalı üretim ve ihracatın ülkelere sağladığı avantaj ve dezavantajlar gözler önüne seriliyor.
Raporu açıklayan BMD Başkanı Yılmaz Yılmaz; yüksek işsizlik ve sınırlı iş imkanlarına sahip olan İtalya, İspanya ve Türkiye'nin 1960'larda Almanya'ya çalışmak üzere işçi gönderdiğini hatırlattı. 1970'lerden sonra bu üç ülkenin ekonomisinin birbirinden çok farklı seyir izlediğini vurgulayan Yılmaz, İtalya'nın bir yandan markalaşma sürecine girerek eğittiği ucuz iş gücüyle kaliteli üretim gerçekleştirdiğini öte yandan küresel ölçekte markalar üreterek dünya modasına yön vermeye başladığını ifade etti. Yılmaz, İspanya'nın ise 1990'larda küresel talep koşulları ile ticaretteki serbestleşme eğilimini iyi öngörerek fast fashion /hızlı moda akımını geliştirdiğini belirtti.
Türkiye de markalarını çıkarmalı
Türkiye'nin 1980'lerin ortasından itibaren global markalara üretim yapmaya başladığını belirten Yılmaz, artık Türkiye'nin de marka ekonomisini hayata geçirerek İtalya ve İspanya gibi ülkelerle aynı kategoride yer alması gerektiğini söyledi. Yılmaz Yılmaz, şunları söyledi: “Bir zamanlar Avrupa'nın köylüsü olarak kabul edilen İtalya ve İspanya, marka ekonomisine geçerek ülke imajını yükselttiler. İtalya'da devlet, 1970'lerde markalarına güçlü destek sağladı ve tasarımcılarla işbirliği yaptı. İtalya'da hazır giyim moda ihracatı 20 milyar dolar, turistlerin hazır giyim harcaması 5.1 milyar dolar, iç pazar hazırgiyim büyüklüğü 93.4 milyar dolar, toplam hazırgiyim sektör büyüklüğü ise 118.5 milyar dolara ulaştı. İspanya içindeki toplam hazır giyim sektör büyüklüğü 49 milyar dolardır. Sadece 2 İspanyol grubun (Zara ve Mango) yurtdışı mağaza sayısı 5 bin 531 olurken sadece 1 grubun cirosu 16 milyar dolar oldu.”
İtalya Türkiye'ye kıyasla yüzde 41 oranında daha az ürün ihraç ederken, Türkiye'den 5 kat daha fazla katma değer elde ediyor. Türkiye 1 üretip 1 katma değer elde ederken, İspanya 6, İtalya 11 kat katma değer elde etmektedir. Yılmaz, gerekli desteklerin verilmesi halinde 2011 yılında 1 milyar dolar olan markalı ihracatın 2030 yılında 30 milyar dolara çıkabileceğini, bugün 400 milyon dolar olan katma değerin 12 milyar dolar ulaşabileceğini ifade etti. Yılmaz, bunun için ‘Türk Malı' (Made in Turkey) yerine ‘Türk Markası' (Turkish Brands) kavramının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Yılmaz, ayrıca “Türkiye bölgesinde piyasa yapıcı hale gelmeli ve yeni nesil serbest bölgelerle bir bakıma küçük Hong Kong'lar oluşturulmalı” önerisini getirdi.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ekonomik kriz beklentilerinin yoğunluk kazandığı günümüzde Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), ‘Marka Ekonomisi' raporunu açıkladı.
Strateji Danışmanlık Hizmetleri'ne hazırlatılan rapor; 50 yıl önce benzer ekonomik koşullara sahip olan İtalya-İspanya-Türkiye örneklemesinden hareket ediyor. Raporda, fason üretim ile markalı üretim ve ihracatın ülkelere sağladığı avantaj ve dezavantajlar gözler önüne seriliyor.
Raporu açıklayan BMD Başkanı Yılmaz Yılmaz; yüksek işsizlik ve sınırlı iş imkanlarına sahip olan İtalya, İspanya ve Türkiye'nin 1960'larda Almanya'ya çalışmak üzere işçi gönderdiğini hatırlattı. 1970'lerden sonra bu üç ülkenin ekonomisinin birbirinden çok farklı seyir izlediğini vurgulayan Yılmaz, İtalya'nın bir yandan markalaşma sürecine girerek eğittiği ucuz iş gücüyle kaliteli üretim gerçekleştirdiğini öte yandan küresel ölçekte markalar üreterek dünya modasına yön vermeye başladığını ifade etti. Yılmaz, İspanya'nın ise 1990'larda küresel talep koşulları ile ticaretteki serbestleşme eğilimini iyi öngörerek fast fashion /hızlı moda akımını geliştirdiğini belirtti.
Türkiye de markalarını çıkarmalı
Türkiye'nin 1980'lerin ortasından itibaren global markalara üretim yapmaya başladığını belirten Yılmaz, artık Türkiye'nin de marka ekonomisini hayata geçirerek İtalya ve İspanya gibi ülkelerle aynı kategoride yer alması gerektiğini söyledi. Yılmaz Yılmaz, şunları söyledi: “Bir zamanlar Avrupa'nın köylüsü olarak kabul edilen İtalya ve İspanya, marka ekonomisine geçerek ülke imajını yükselttiler. İtalya'da devlet, 1970'lerde markalarına güçlü destek sağladı ve tasarımcılarla işbirliği yaptı. İtalya'da hazır giyim moda ihracatı 20 milyar dolar, turistlerin hazır giyim harcaması 5.1 milyar dolar, iç pazar hazırgiyim büyüklüğü 93.4 milyar dolar, toplam hazırgiyim sektör büyüklüğü ise 118.5 milyar dolara ulaştı. İspanya içindeki toplam hazır giyim sektör büyüklüğü 49 milyar dolardır. Sadece 2 İspanyol grubun (Zara ve Mango) yurtdışı mağaza sayısı 5 bin 531 olurken sadece 1 grubun cirosu 16 milyar dolar oldu.”
İtalya Türkiye'ye kıyasla yüzde 41 oranında daha az ürün ihraç ederken, Türkiye'den 5 kat daha fazla katma değer elde ediyor. Türkiye 1 üretip 1 katma değer elde ederken, İspanya 6, İtalya 11 kat katma değer elde etmektedir. Yılmaz, gerekli desteklerin verilmesi halinde 2011 yılında 1 milyar dolar olan markalı ihracatın 2030 yılında 30 milyar dolara çıkabileceğini, bugün 400 milyon dolar olan katma değerin 12 milyar dolar ulaşabileceğini ifade etti. Yılmaz, bunun için ‘Türk Malı' (Made in Turkey) yerine ‘Türk Markası' (Turkish Brands) kavramının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Yılmaz, ayrıca “Türkiye bölgesinde piyasa yapıcı hale gelmeli ve yeni nesil serbest bölgelerle bir bakıma küçük Hong Kong'lar oluşturulmalı” önerisini getirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.