logo
01 MAYIS 2024

Çiftçiyi kurban ediyorlar

08.06.2006 00:00:00
BTP Genel Başkan Yardımcısı Koç, çay ve buğdayda açıklanan fiyatların, AKP'nin kredi ve akıl aldığı IMF'ye yaranmak için çiftçiyi kurban ettiğinin göstergesi olduğunu söyledi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Koç, AKP hükümetinin çay ve buğday çiftçisine fiyat verirken, sanki bağımsız bir devletin hükümeti olarak değil, IMF'nin taşeron firması gibi davrandığını söyledi. Koç, Türk ekonomisini çöküşe sürükleyen AKP'nin, buğday ve çay alım fiyatlarını IMF'ye sormadan açıklayamadığını da belirtti.BTP Genel Başkan Yardımcısı Koç, "Hububat alım fiyatlarının IMF'ye danışılmadan zamanında açıklanamaması bile Türk ekonomisinin nerelerden nerelere sürüklendiğini gösteriyor" dedi. Koç, Başbakan Erdoğan'ın tarafından 375 bin lira olarak açıklanan Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayın ve Tarım Bakanı tarafından destekleme pirimleri dahil 650 bin lira olarak açıklanan yaş çay fiyatının "müflis tüccar" fiyatı olduğunu söyledi.Koç "Doğu Karadeniz'deki 204 bin yaş çay üreticisi aile IMF'ye kurban edilmiştir. Hububat ambarı ülkemizdeki buğday milyonlarca üreticimiz IMF'ye yaranmak için AKP tarafından kurban seçilmiştir. Verilen fiyatlardan memnun kalan bir Allah kulu yoktur. AKP, bir tek IMF'yi memnun etmiştir. Erdoğan, Türk çiftçisini değil, 60-70 milyar dolarlık sübvansiyonlarla desteklenen Amerikan ve Avrupa çiftçilerinin yüzünü güldürecek bir fiyat vermiştir" dedi.Koç "Ürünün satış sürecinde çiftçi, açıklanan rakam üzerinden dahi malını satamayacaktır. Geçen sene 7 milyon olarak fiyatı açıklanan fındık, 3 bin 100 liraya düşmüş; yine geçen yıl 390 bin lira olarak fiyat verilen buğday 210 liraya dahi alıcı bulamamıştır. Ürünler vatandaşın elinde kalmıştır. Bu fiyatlar ve alım uygulamaları gösteriyor ki, AKP hükümeti, maalesef IMF'den aldığı akıl ile Türk çiftçisinin gözden çıkartmıştır. Fakat Türk çiftçisi de IMF'ci AKP'yi sandığa gömmeye hazırlanmaktadır" şeklinde konuştu.BTP Genel Başkan Yardımcısı Koç "Türk çiftçisinin, Türk sanayicinsin, Türk imalatçısının üretiminin ve emeğinin karşılığını bulabilmesi, BTP liderinin dünyaca kabul görmüş ve yüzlerce bilim adamı tarafından Nobel'e aday gösterilmiş Milli Ekonomi Modeli'nin işbaşına geçmesiyle mümkündür. BTP'nin modelinde çiftçiye, ürününü ekmeden 6 ay önce mahsulün yarı bedeli önceden verilecek, geri kalan kısmı ise ürün tesliminde peşin olarak ödenecektir. Ürünün fiyatını ise üretici temsilcileriyle ortak belirlenecektir. Çiftçiye üretiminin maliyetinin üzerinde onu rahatlatacak, üretmeye teşvik edecek bir fiyat belirlenecektir. Ayrıca alım garantisi ve ürün sigortası sağlanacaktır" dedi. BTP Genel Başkan Yardımcısı Koç, "Devlet Bakanı Ali Babacan, BTP'den duyduğu ürün sigortasını çiftçiyi gafil avlamak için kullandığını görüyorum. Bu işler kulaktan dolma bilgilerle olmaz. Bu iş hesap işidir. Bu iş bütçe işidir, kaynak işidir. O hesap, o bütçe, o kaynak sadece Milli Ekonomi Modeli'inde vardır. IMF'den alma akıl ile bu işler olmaz; olsa olsa sadece istismarı olur, tiyatrosu olur. Türk vatandaşının Sosyal Güvenlik sigortasından bile kesinti üstüne kesintiler yapan sen, en temel sağlık harcamalarında bile kısıtlamalara giden sen, hangi ürünün sigortasından bahsediyorsun? Vatandaşın sigortasına ve hatta emekli maaşına para bulamaz iken, IMF sana oradan-buradan kıs derken; sen hangi ürün sigortasına hangi parayı ayıracaksın? Bari milleti aldatmayın" dedi.
Konunun bir numaralı muhatabı cevapladı
Taksim inadı neden?
Barikatı aşmak isteyen gruplara müdahale edildi
Saraçhane'de polis müdahalesi
İstanbul'un enflasyonu nisanda yüzde 78.81'e yükseldi
Aylık artış yüzde 4.89
Taksim'e yürümek isteyen gruplara müdahale edildi
Birçok kişi gözaltına alındı
'Taksim özgürleşene kadar bu mücadele sürecek'
Özel'e de Taksim izni çıkmadı
Hak-İş'ten Taksim'de açıklama
Filistin bayraklı çelenk bırakıldı
Nisan ayının zam şampiyonu kuru soğan oldu
Kuru soğanı patates takip etti
Çocuk işçiler bayramda da çalışıyor
Sanayide 1 Mayıs
Saraçhane'den Unkapanı'na geçişler kapatıldı
İstanbul'da 1 Mayıs ablukası
12 ilde DEAŞ'a yönelik operasyon
41 şüpheli yakalandı
İstanbul'da 1 Mayıs tedbirleri
Bazı yollar trafiğe kapatıldı
Abbasiler dönemi günümüze ne kadar da benziyor
Şatafat, debdebe, gösteriş
Yurdun büyük bölümü sağanak yağışa teslim
Meteoroloji bazı bölgeler için uyardı
Bebek isteyen çiftlere beslenme önerileri
'Bunlardan kesinlikle uzak dursunlar'
'Bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyorlar'
Taksim'de taviz vermedi
Konunun bir numaralı muhatabı cevapladı
Taksim inadı neden?
Barikatı aşmak isteyen gruplara müdahale edildi
Saraçhane'de polis müdahalesi
İstanbul'un enflasyonu nisanda yüzde 78.81'e yükseldi
Aylık artış yüzde 4.89
Taksim'e yürümek isteyen gruplara müdahale edildi
Birçok kişi gözaltına alındı
'Taksim özgürleşene kadar bu mücadele sürecek'
Özel'e de Taksim izni çıkmadı
Hak-İş'ten Taksim'de açıklama
Filistin bayraklı çelenk bırakıldı
Nisan ayının zam şampiyonu kuru soğan oldu
Kuru soğanı patates takip etti
Çocuk işçiler bayramda da çalışıyor
Sanayide 1 Mayıs
Saraçhane'den Unkapanı'na geçişler kapatıldı
İstanbul'da 1 Mayıs ablukası
12 ilde DEAŞ'a yönelik operasyon
41 şüpheli yakalandı
İstanbul'da 1 Mayıs tedbirleri
Bazı yollar trafiğe kapatıldı
Abbasiler dönemi günümüze ne kadar da benziyor
Şatafat, debdebe, gösteriş
Yurdun büyük bölümü sağanak yağışa teslim
Meteoroloji bazı bölgeler için uyardı
Bebek isteyen çiftlere beslenme önerileri
'Bunlardan kesinlikle uzak dursunlar'
'Bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyorlar'
Taksim'de taviz vermedi

Sendikalar neden Taksim’de inat ediyor?

Bazı sendikalar ve partiler Taksim çağrısında bulundu ama 1 Mayıs’ta bu yıl da Taksim Meydanı’na izin verilmedi. Peki, sendikalar neden 1 Mayıs için Taksim’de ısrar ediyor.
01.05.2024 14:00:00
Ahmet Şimşek
Sendikalar neden Taksim’de inat ediyor?
Sendikalar neden Taksim’de inat ediyor?
Tüm dünyada 1 Mayıs'ta kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı, 2008 yılında Türkiye'de "Emek ve Dayanışma Günü" ilan edildi, 2009'da ise resmi bayram takvimine eklendi.

Türkiye'de cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kutlanan 1 Mayıs, 1976 yılında DİSK'in çağrısı ile ilk kez Taksim Meydanı'nda kitlesel olarak kutlandı.

1977'deki 1 Mayıs ise 34 kişinin hayatını kaybettiği ve yüzden fazla işçinin yaralandığı karanlık bir saldırı ile tarihe 'Kanlı 1 Mayıs' olarak geçti.

12 Eylül rejimi ise 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasını yasakladı.

2007 yılında işçiler yasağı fiilen delerek Taksim Meydanı'na çıktı ve yüzlerce kişi gözaltına alındı.

Aç-kapa Taksim

2007'den 2010'a kadar her 1 Mayıs, işçilerin Taksim Meydanı'na çıkma mücadelesi ve yaşanan çatışmalarla geçti.

2010 yılında AK Parti iktidarı Taksim Meydanı'nı 1 Mayıs kutlamalarına açtı. Takip eden iki yılda da Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamaları olaysız şekilde gerçekleşti.

Ancak 2013'e gelindiğinde AK Parti iktidarı bu kez Taksim'i 'güvenlik' gerekçesi ile bir kez daha 1 Mayıs kutlamalarına yasakladı.

O günden bu güne her 1 Mayıs, sendikalar ve bazı siyasi partilerin Taksim Meydanı'na çıkma girişimi ve karşılığında gözaltılarla deam ediyor.

Bu yıl da başta DİSK ve KESK olmak üzere bazı konfederasyonların yanı sıra, TMMOB, İstanbul Tabip Odası, Diş Hekimleri Birliği gibi meslek odaları ile CHP başta olmak üzere çeşitli siyasi partiler Taksim çağrısı yaptı.

Ancak önce İstanbul Valisi, ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve son olarak da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmeyeceğini açıkladı.

Israrın nedeni ne?

1 Mayıs'ta sendikaların Taksim Meydanı konusundaki ısrarının, verilmek istenen mesajın önüne geçtiği ve işçilerin taleplerinin dile getirilmediği yönünde eleştiriler var.

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu eleştirilere "Taksim ısrarı bir inat değil. Bir gerilim meselesi haline getirmeyi asla istemiyoruz. Ama ortada çok açık, çok akıl dışı bir durum var ve bunu da ortadan kaldırmamız lazım. Türkiye'nin bu yasaktan kurtulması lazım." diye yanıt veriyor.

23 Nisan'da İstanbul Valisi'nin koltuğuna oturan küçük çocuğun bile 'Taksim'e izin verirdim' dediğini hatırlatan Çerkezoğlu, "O kadar doğal bir şey. Çocuk doğallığı ile baktığımız da bile bunu ortadan kaldırmak lazım" dedi.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, mücadelelerinin bir emek ve ekmek mücadelesi olduğunun altını çizerek, "Bu 1 Mayıs bizim açımızdan yeni bir mücadelenin yükseleceği döneminin bir başlangıcı olacak" diye konuştu.

Tüm dünyada 1 Mayıs kutlamalarının sembolik meydanlarda yapıldığını kaydeden Çerkezoğlu, Taksim Meydanı'nında bu anlamda İstanbul'un bir hafıza mekanı olduğun altını çizerek, Anayasa Mahkemesi'nin de geçtiğimiz yıl verdiği kararla bunu tescil ettiğini ve Taksim'de 1 Mayıs kutlamasına izin verilmemesinin de bir anayasa ihlali anlamına geldiğini ifade etti.

Saraçhane'de polis müdahalesi başladı

Polis barikatını aşmak için ellerindeki bayrak sopalarıyla polise saldıran göstericiler, polisin tazyikli su ve biber gazıyla yaptığı müdahaleyle geri çekildi.
01.05.2024 13:19:00 / Güncelleme: 01.05.2024 13:26:07
Anadolu Ajansı
Saraçhane'de polis müdahalesi başladı
Saraçhane'de polis müdahalesi başladı

Bazı siyasi partililer ve sendika üyesi gruplar, Taksim Meydanı'na yürümek üzere harekete geçti.

Yürüyerek Bozdoğan Kemeri'ne ulaşan gruplar, burada polisin barikatıyla karşılaştı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise bir süre polis müdürleriyle görüştü.

Gruplardaki bazı kişiler, söktükleri kaldırım taşlarını, pet şişeleri polise attı. Ellerindeki bayrak sopalarıyla polise saldıran göstericiler, polisin tazyikli su ve biber gazıyla yaptığı müdahaleyle geri çekildi.

Dağılmaları yönündeki uyarıları dikkate almayan göstericilerin bu alanda bekleyişi sürüyor.

Alana çıkmak isteyenler gözaltına alındı

İstanbul'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla çeşitli noktalardan Taksim'e çıkmak isteyen gruplara müdahale eden polis, bazı kişileri gözaltına aldı.

Beşiktaş ve Okmeydanı'ndan Taksim'e doğru harekete geçmek isteyen gruplara polis anında müdahale etti.

Şu ana kadar 100'den fazla kişinin gözaltına alındığı bilgisi paylaşılıyor.

Hak-İş 1 Mayıs'ta Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü eğer imkan varsa bu meydan dahil Türkiye'nin bütün meydanlarında kutlanmasını destekliyoruz. 100 binlerin meydanlarda haklarını talep ettiği bir günde meydan tartışmalarının, polisin, copların, TOMA'ların, barikatların olduğu bir günü asla istemiyoruz. İstanbul'un normalleşmesini, bu meydanın da normalleşmesini istiyoruz" dedi.
01.05.2024 11:01:00 / Güncelleme: 01.05.2024 11:11:42
Anadolu Ajansı
Hak-İş 1 Mayıs'ta Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı
Hak-İş 1 Mayıs'ta Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve sendika üyeleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı.

Gümüşsuyu Caddesi'nde toplanan sendika üyelerinin yer aldığı kortej, çeşitli sloganlar atarak Taksim Meydanı'na geldi. Grup önce 1 Mayıs 1977'de yaşanan olaylar sırasında hayatını kaybedenler anısına Kazancı Yokuşu'na karanfil bıraktı, Fatiha okudu.

Mahmut Arslan ve beraberindekiler ardından Taksim Cumhuriyet Anıtı'nın önüne geldi. Burada açıklama yapan Arslan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün kendileri için önemli bir gün olduğunu söyledi.

Bugün bütün meydanları Taksim Meydanı, bütün alanları 1 Mayıs alanı gördüklerini belirten Arslan, "Uzun zamandır Türkiye'nin her bölgesinde birlik, mücadele ve dayanışma gününü bir şölen havasında gerçekleştirmekteyiz. Bu yıl da sendikal hareketin merkezi olan Kocaeli'de HAK-İŞ mensuplarıyla bir araya geleceğiz. Aynı zamanda 81 ilde HAK-İŞ il başkanlıkları 1 Mayıs bildirimizi meydanlarda okuyarak, kardeşlerimizle dayanışma içerisinde olduğumuzu ifade edeceğiz." diye konuştu.

Arslan, meydan tartışmalarının, polislerin, TOMA'ların, biber gazlarının ve barikatların olmadığı 1 Mayıs'ları özlediklerini ve hep hayal ettiklerini vurgulayarak, "Bunu gerçekleştirmek için büyük bir mücadele yaptık. Bugün de bu meydanda bize izin verilmiş olsaydı burada mitingimizi yapabilirdik. Ama izin verilmemişse, izin verilen meydanlarda hakkımızı ve taleplerimizi yüksek sesle konuşmak ve bütün dünyaya buradan birlik mesajı vermek bizim sorumluluğumuzdadır. HAK-İŞ olarak bugün Türkiye'nin bütün meydanlarında, dünyanın bütün meydanlarında özgürlük, adalet, barış isteyen, emek hareketinin sorunlarını bir bir ortaya koyup, çözümler talep eden bütün emekçilerle dayanışmamızı buradan bir kez daha ifade ediyorum. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü eğer imkan varsa bu meydan dahil Türkiye'nin bütün meydanlarında kutlanmasını biz destekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"1 Mayıs'ın üzerine bu tür gölgelerin düşmesini istemiyoruz"

Taksim Meydanı'nda 2009, 2010 ve 2011'de bütün emek örgütleriyle 1 Mayıs etkinliklerinin gerçekleştirildiğini hatırlatan Arslan, şöyle devam etti:

"Bu meydanla ilgili tartışmaları biz o tarihte sona erdirdik. Bundan sonra Taksim'de verilecek izinle burada yapabiliriz, eğer burada izin yoksa Türkiye'nin bütün meydanları bizim meydanlarımızdır, bütün alanlar bizim alanlarımızdır. Meydan tartışmalarıyla bir kısım güvenlik gerekçeleriyle kaos ve gerilim oluşturmak, kaos ve gerilimin etrafında dönmek emek hareketine büyük haksızlıktır. Kocaeli'de, Bursa'da, İzmir'de, Samsun'da, değişik illerde 100 binlerin meydanlarda haklarını talep ettiği bir günde meydan tartışmalarının, 'geldik, geleceğiz' demenin, polisin, copların, TOMA'ların, barikatların olduğu bir günü asla istemiyoruz. İstanbul'un normalleşmesini, bu meydanın da normalleşmesini istiyoruz. Bütün emek hareketinin temsilcilerine, birleşenlerine buradan çağrı yapıyoruz; ne olursunuz, emeğin bunca sorunları var, emek hareketinin, emekçilerin bunca sorunları var, bu sorunların çözümü için meydanlarda hiç değilse 1 Mayıs'ta birlik mücadele ve dayanışmayı gerçekleştirelim, taleplerimizi yüksek sesle ifade edelim, eleştirilerimizi yüksek sesle yapalım ama bunu bir şölen havasında yapalım. 1 Mayıs'ın üzerine bu tür gölgelerin düşmesini istemiyoruz."

Açıklamanın ardından HAK-İŞ İstanbul İl Başkanı Mustafa İluk tarafından 1 Mayıs bildirisi okundu.

Grup, Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı.

Çocuk işçiler bayrama tamirhanede girdi

Adana'nın Kozan ilçesinde oto tamir atölyelerindeki ustalar 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde de yoğun mesailerini sürdürürken, artık geleceğin işçi ve ustalarının yetişmediğini kaydetti.
01.05.2024 09:57:00 / Güncelleme: 01.05.2024 10:01:41
İhlas Haber Ajansı
Çocuk işçiler bayrama tamirhanede girdi
Çocuk işçiler bayrama tamirhanede girdi
Kozan'da oto tamir sanayi sitesindeki esnaf Adana sıcağında zorlu mesleklerini sürdürürken, 1 Mayıs işçi bayramında da mesai başındaydı.

Ustalar memurdan daha fazla kazanmalarına rağmen artık çalıştıracak işçi bulamadıklarını ifade ederek, ileride belki de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde işçi bayramını kutlayacak işçi bulunamayacağını söyledi.



"İşçi bayramı ama işçi yok"

Usta Himmet Karakurt, '22 senedir sanayide çalışıyorum. Bugün bayram ama sanayide bayram yapamıyoruz. Yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Eskiden pek kazancı yoktu ama 2015 yılından bu yana kazancı güzel bir meslek. Memur olmaktansa tamirci olmanın getirisi daha iyi. Eleman bulamıyoruz. İşçi bayramı ama işçi yok. İşi öğreteceğim, dükkanı açacak eleman yok. Çıraklık okulu bizim bölgemizde pek etkili ancak bize pek yaramadı. Ama diğer mesleklere yaradı. Adana sıcağında çalışmak ateşle oynamak gibi bir şey bizim için. Sabah ve akşam üstü sıcakta yoğun çalışıyoruz. Öğlen sıcakta daha esnek çalışıyoruz' diye konuştu.



Oto elektrik ustası Yasin Sarıkaya da yoğun bir mesai yaptıklarını ifade ederek, 'Çok sıcak bir havada çalışıyoruz. Eleman sıkıntısı da var. Son bayramlar. İşçi yok, çıraklık okulu olmasa işçi hiç yok. Maaş olmasa o da yok. Gençler çalışmadan, oturalım para kazanalım istiyor. Zor bir sektör ama getirisi yüksek' diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.