logo
21 MAYIS 2024

Hak-İş 1 Mayıs'ta Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü eğer imkan varsa bu meydan dahil Türkiye'nin bütün meydanlarında kutlanmasını destekliyoruz. 100 binlerin meydanlarda haklarını talep ettiği bir günde meydan tartışmalarının, polisin, copların, TOMA'ların, barikatların olduğu bir günü asla istemiyoruz. İstanbul'un normalleşmesini, bu meydanın da normalleşmesini istiyoruz" dedi.
01.05.2024 11:01:00 / Güncelleme: 01.05.2024 11:11:42
Anadolu Ajansı
Hak-İş 1 Mayıs'ta Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı
Hak-İş 1 Mayıs'ta Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve sendika üyeleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı.

Gümüşsuyu Caddesi'nde toplanan sendika üyelerinin yer aldığı kortej, çeşitli sloganlar atarak Taksim Meydanı'na geldi. Grup önce 1 Mayıs 1977'de yaşanan olaylar sırasında hayatını kaybedenler anısına Kazancı Yokuşu'na karanfil bıraktı, Fatiha okudu.

Mahmut Arslan ve beraberindekiler ardından Taksim Cumhuriyet Anıtı'nın önüne geldi. Burada açıklama yapan Arslan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün kendileri için önemli bir gün olduğunu söyledi.

Bugün bütün meydanları Taksim Meydanı, bütün alanları 1 Mayıs alanı gördüklerini belirten Arslan, "Uzun zamandır Türkiye'nin her bölgesinde birlik, mücadele ve dayanışma gününü bir şölen havasında gerçekleştirmekteyiz. Bu yıl da sendikal hareketin merkezi olan Kocaeli'de HAK-İŞ mensuplarıyla bir araya geleceğiz. Aynı zamanda 81 ilde HAK-İŞ il başkanlıkları 1 Mayıs bildirimizi meydanlarda okuyarak, kardeşlerimizle dayanışma içerisinde olduğumuzu ifade edeceğiz." diye konuştu.

Arslan, meydan tartışmalarının, polislerin, TOMA'ların, biber gazlarının ve barikatların olmadığı 1 Mayıs'ları özlediklerini ve hep hayal ettiklerini vurgulayarak, "Bunu gerçekleştirmek için büyük bir mücadele yaptık. Bugün de bu meydanda bize izin verilmiş olsaydı burada mitingimizi yapabilirdik. Ama izin verilmemişse, izin verilen meydanlarda hakkımızı ve taleplerimizi yüksek sesle konuşmak ve bütün dünyaya buradan birlik mesajı vermek bizim sorumluluğumuzdadır. HAK-İŞ olarak bugün Türkiye'nin bütün meydanlarında, dünyanın bütün meydanlarında özgürlük, adalet, barış isteyen, emek hareketinin sorunlarını bir bir ortaya koyup, çözümler talep eden bütün emekçilerle dayanışmamızı buradan bir kez daha ifade ediyorum. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü eğer imkan varsa bu meydan dahil Türkiye'nin bütün meydanlarında kutlanmasını biz destekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"1 Mayıs'ın üzerine bu tür gölgelerin düşmesini istemiyoruz"

Taksim Meydanı'nda 2009, 2010 ve 2011'de bütün emek örgütleriyle 1 Mayıs etkinliklerinin gerçekleştirildiğini hatırlatan Arslan, şöyle devam etti:

"Bu meydanla ilgili tartışmaları biz o tarihte sona erdirdik. Bundan sonra Taksim'de verilecek izinle burada yapabiliriz, eğer burada izin yoksa Türkiye'nin bütün meydanları bizim meydanlarımızdır, bütün alanlar bizim alanlarımızdır. Meydan tartışmalarıyla bir kısım güvenlik gerekçeleriyle kaos ve gerilim oluşturmak, kaos ve gerilimin etrafında dönmek emek hareketine büyük haksızlıktır. Kocaeli'de, Bursa'da, İzmir'de, Samsun'da, değişik illerde 100 binlerin meydanlarda haklarını talep ettiği bir günde meydan tartışmalarının, 'geldik, geleceğiz' demenin, polisin, copların, TOMA'ların, barikatların olduğu bir günü asla istemiyoruz. İstanbul'un normalleşmesini, bu meydanın da normalleşmesini istiyoruz. Bütün emek hareketinin temsilcilerine, birleşenlerine buradan çağrı yapıyoruz; ne olursunuz, emeğin bunca sorunları var, emek hareketinin, emekçilerin bunca sorunları var, bu sorunların çözümü için meydanlarda hiç değilse 1 Mayıs'ta birlik mücadele ve dayanışmayı gerçekleştirelim, taleplerimizi yüksek sesle ifade edelim, eleştirilerimizi yüksek sesle yapalım ama bunu bir şölen havasında yapalım. 1 Mayıs'ın üzerine bu tür gölgelerin düşmesini istemiyoruz."

Açıklamanın ardından HAK-İŞ İstanbul İl Başkanı Mustafa İluk tarafından 1 Mayıs bildirisi okundu.

Grup, Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı.
İsrailli muhalif liderden 'yardım tırlarına saldırı' açıklaması
"Hükümet destekli milisler..."
'Türkiye'de de yaşanabileceğini düşünmek vehim değil'
Bahçeli'den çarpıcı Reisi çıkışı
Reisi için cenaze töreni düzenlendi
Törene on binlerce kişi katıldı
Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrası
İstanbul Valiliğinden açıklama
Reisi için Türkiye'de 'Milli Yas' ilan edildi
Bayraklar yarıya indirildi
'En azından cuma ve cenaze namazı kıldırsın'
Seçim vaadi için ilan verdi
Ciddi adımlar atılmazsa gelecek kuşaklar teklikede
'Bu savaşı kazanmalıyız'
İstanbul'da yeni '1 Mayıs' baskınları
16 kişi gözaltına alındı
Okul müdürü ve oğlu otobüste darp etmişti
O yaşlı adam hayatını kaybetti
FETÖ'nün 'Emniyet Mahrem Sorumlularına' operasyon
44 kamu çalışanı gözaltına alındı
Yolcu otobüsü kamyonetle çarpıştı
1 kişi öldü 16 kişi yaralandı
'19 Mayıs sadece konserlerle geçiştirilemez'
19 Mayıs’ın ruhunu anlamak
Kobani davası kararında sessizliğini bozdu
'6-8 Ekim terör kalkışmasıdır'
Paylaşımı kaldırmadı kadro dışı bırakıldı
Yunan kudurtan Samet!
Gazeteciler büyükelçilik davetlerinde de atıştırmasın mı?
Roma gezisine akıl almaz savunma!
İsrailli muhalif liderden 'yardım tırlarına saldırı' açıklaması
"Hükümet destekli milisler..."
'Türkiye'de de yaşanabileceğini düşünmek vehim değil'
Bahçeli'den çarpıcı Reisi çıkışı
Reisi için cenaze töreni düzenlendi
Törene on binlerce kişi katıldı
Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrası
İstanbul Valiliğinden açıklama
Reisi için Türkiye'de 'Milli Yas' ilan edildi
Bayraklar yarıya indirildi
'En azından cuma ve cenaze namazı kıldırsın'
Seçim vaadi için ilan verdi
Ciddi adımlar atılmazsa gelecek kuşaklar teklikede
'Bu savaşı kazanmalıyız'
İstanbul'da yeni '1 Mayıs' baskınları
16 kişi gözaltına alındı
Okul müdürü ve oğlu otobüste darp etmişti
O yaşlı adam hayatını kaybetti
FETÖ'nün 'Emniyet Mahrem Sorumlularına' operasyon
44 kamu çalışanı gözaltına alındı
Yolcu otobüsü kamyonetle çarpıştı
1 kişi öldü 16 kişi yaralandı
'19 Mayıs sadece konserlerle geçiştirilemez'
19 Mayıs’ın ruhunu anlamak
Kobani davası kararında sessizliğini bozdu
'6-8 Ekim terör kalkışmasıdır'
Paylaşımı kaldırmadı kadro dışı bırakıldı
Yunan kudurtan Samet!
Gazeteciler büyükelçilik davetlerinde de atıştırmasın mı?
Roma gezisine akıl almaz savunma!

Dolandırıcıların sahte rapor için 'ikiz araç' oyunu

Dolandırıcılar, ikinci el otomobil sektöründe araçların ekspertiz raporunu temiz göstermek için plaka değişimi ile 'ikiz araç' yöntemiyle bir çok kişiyi mağdur ediyor
21.05.2024 10:23:00
İhlas Haber Ajansı
Dolandırıcıların sahte rapor için 'ikiz araç' oyunu
Dolandırıcıların sahte rapor için 'ikiz araç' oyunu
Dolandırıcılar, ikinci el otomobil sektöründe araçların ekspertiz raporunu temiz göstermek için plaka değişimi ile 'ikiz araç' yöntemiyle bir çok kişiyi mağdur ediyor. Uzmanlar, mağduriyetin önüne geçilmesi için güncel rapor, şaşi ve araç beyin kontrolü yaptırılması uyarısında bulunuyor.

Yaz döneminin gelmesiyle birlikte kısmi hareketlenme sürecine giren ikinci el otomobil sektöründe yeni dolandırıcılık yöntemleri ortaya çıkmaya başladı. Dolandırıcılar, parçası değişmiş, boyalı veya kilometre sorunu olan araçları daha gösterişli hale getirmek adına 'ikiz araç' yöntemine başvuruyor. Rapor düzenlenecek araç ile aynı marka, model ve renkte olan normal bir aracı plaka değişikliği yaparak ekspertize getiren dolandırıcılar, satışı yapılacak araç sağlammış gibi sahte bir rapor alıyor. Alınan bu raporla birlikte araçların kusurları gizlenerek kusursuz olarak satışa sunuluyor.

'Aracın plakasını tekrar değiştirerek vatandaşları mağdur ediyorlar'

Araç alacak vatandaşlara uyarılarda bulunan oto ekspertiz uzmanı Şenol Uysal, dolandırıcıların son zamanlarda trend hale getirdiği yöntemi anlattı. Ekspertiz uzmanı Uysal, 'Gösterilen araçtan farklı bir araç getiriliyor. Aynı model aynı marka araçları bulup, kötü aracın plakasını değiştirerek başka bir araca plakayı takıp getirenler oluyor. Buradan temiz, boyasız raporu alarak daha sonra bu aracın plakasını tekrar değiştirerek vatandaşları mağdur ediyorlar.

Başka bir aracın kötü yönlerini gizlemek için bu yapılan işlemler dolandırıcılığa giriyor. Biz bunlara bakarken önce belge üzerinden şaşi ve motor numaralarını kontrol ediyoruz. Daha sonra motor üzerinde veya araç üzerinde bulunan numaraları karşılaştırıyoruz. Aracın kasasında bulunan şaşi herhangi bir kesme veya kaynak işlemi yoksa bu sağlam bir araç olduğunu göstermektedir. Aracın beynine bilgisayar ile bağlanarak son kontrolleri yapıyoruz. Vatandaşlarımızın mağdur olmasını bir nebze engellemiş oluyoruz. Dolandırıcı dediğimiz insanlara bu fırsatı vermiyoruz. Bunun için güvenilen ekspertizlerin tercih edilmesini öneriyoruz' dedi.

Kontrolleri yapılacak aracın sadece plaka üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğine dikkat çeken Şenol Uysal, 'Plaka 5 dakika içerisinde sökülür. Bu plaka başka araca takılırsa o araç olarak değerlendiriyorlar. Plakadaki araç da halbuki o araç değildir. Onun için her zaman şaşi numarasındaki araç kontrol edilmeli. Ruhsatta yazan araç baz alınır. Bu yolsuzluk varsa bunu araç alacak kişiye kesinlikle söyler, emniyet birimlerine de haber veririz. Bu konuda kimseyi yanıltmamak gerekiyor' ifadelerini kullandı.

'Benim aracım kusursuz' havası vermeye çalışanlar var'

Dolandırıcıların satışa sunacağı aracın raporunun daha önceden hazırlandığının altını çizen Uysal, 'Bazı ekspertizlerin rapor örneğini yazıcıdan çıkartıp bunu bilgisayarda düzeltip aracın kusurlarını kapatanlar var. Kaşe ve ıslak imza yok. Aracı satmak istediği ortama atıp işte 'benim aracım kusursuz' havası vermeye çalışanlar da var. Rapor üzerinde oynadığı için sahteciliğe giriyor. Önceden alınan raporlarla değil, alınacak araçların tekrar bir ekspertize göstermelerini rica ediyorum vatandaşlarımızdan. Bunun raporu 3 gün önce 5 gün önce yapıldı şeklinde değil, aracın alınacağı gün kendiniz gözlemleyerek raporunuzu hazırlatın. Çünkü o süre zarfında aracın bir olumsuzluğa karışmadığını bilemeyiz' diye konuştu.

İstanbul'da kadın işletmeciye 'dayı' kurşunu

Beyoğlu Karaköy'de kadın bir işletmeci, balık restoranında oturduğu esnada kapüşonlu bir şahıs tarafından silahlı saldırıya uğradı
21.05.2024 10:09:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul'da kadın işletmeciye 'dayı' kurşunu
İstanbul'da kadın işletmeciye 'dayı' kurşunu
Beyoğlu Karaköy'de kadın bir işletmeci, balık restoranında oturduğu esnada kapüşonlu bir şahıs tarafından silahlı saldırıya uğradı. Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri onlarca saatlik görüntü izleyerek tespit ettiği saldırganı otelde yakaladı. 'Dayı' lakaplı kişiden talimat alarak 10 bin lira karşılığında saldırıda bulunduğunu itiraf eden ve 58 suç kaydı olan 18 yaşındaki tetikçi, tutuklandı.

Beyoğlu Karaköy semti Arapcami Mahallesi'nde geçtiğimiz 20 Nisan Cumartesi günü saat 21.30 sıralarında meydana gelen olayda 8 yıldır işletmecilik yapan Nuray Aynacı, akşam saatlerinde balık restoranına geldi. Burada her zamanki masasında oturan kadın, müşterilerle ilgilenmeye başladı. Kadın yeniden yerine geçtiği esnafa kapüşonlu bir şahıs restorandaki Aynacı'ya kapısından 3 el ateş açtı.

Müşteriler varken restorana ateş açtı

Saldırıda ölen ya da yaralanan olmazken, kurşunlar yere isabet etti. Saldırgan koşarak kaçarken, içerideki müşteriler ise panikle işyerinden koşarak kaçtı. Saldırı anı ise kameralara anbean yansıdı. Olayın ardından restoran sahibi Nuray Aynacı, polis ekiplerine ihbarda bulundu. İhbar üzerine kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri çalışma başlattı.

Beyoğlu Asayiş polisi dedektif gibi iz sürdü



Olayla ilgili görgü şahitlerinin ifadesine başvuran Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri, güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Çalışmalar çerçevesinde kapüşonlu şahsı adım adım izleyen polis, onlarca saatlik görüntü izledi. Şüpheli şahsın olaydan sonra sırasıyla 7 sokaktan ve 2 cadde üzerinden yaya şekilde kaçtığını tespit eden Beyoğlu Asayiş polisi, şahsın Tarlabaşı Bulvarı üzerine bulunan metruk bir binaya girdiğini belirledi.

Yaşının 3 katı suç kaydı çıktı

Burada kılık değiştirdiği anlaşılan şahıs kapüşonunu da çıkartarak dışarıya çıktı. Yaya şekilde Kasımpaşa'ya inen şahıs, bir otele girerek saklandı. Yapılan kimlik tespit çalışmaların ise saldırgan şahsın, emniyette 58 adet suç kaydı bulunan Yusuf T. (18) olduğu ortaya çıktı. Şahsın kaldığı otele baskın yapan Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri, saldırganı yatağında kıskıvrak yakaladı.

'Direkt beni hedef alarak 3 el ateş ediyor'

Olayla ilgili konuşan işletmeci Nuray Aynacı, 'Biz cumartesi günü burada otururken dükkan çok kalabalık olduğu esnada tanımadığımız bir kişi, önce keşif yapmış. Sonrasında gelerek kapıyı açmaya çalıştıktan sonra direkt beni hedef alarak 3 el ateş ediyor. Her zaman oturduğum masadaydım. Burası tarihi bölge olduğu işin birçok masada turistler vardı. Olayın ardından bir panik yaşandı. Ben de işletmeci olarak bir zarara uğradım. Birçok müşteri hesaplarını ödemeden gittiler' dedi.

'Emniyet güçlerine kısa sürede yakaladıkları için teşekkür ederim'

Aynacı, 'Biz Refik bey ile birlikte kendi hâlimizde insanlarız. Mülk, aileden kalma bizim mülkümüz. Hiç kimseyle daha önce sorunumuz da olmadı, çok şaşkınız. Asayiş ekipleri geldiler. Devletimiz sağolsun, çok iyi çalışıyor. Hemen gelerek kovanları buldular. Kadın işletmeci olduğum için çok ilgilendiler. İçişleri Bakanlığına ve emniyet güçlerine kısa sürede yakaladıkları için teşekkür ederim. Devletimize güveniyorum, arkada kimler varsa bulacaklardır' diye konuştu.

10 bin liraya ateş açan tetikçi tutuklandı

Gözaltına alınan saldırgan Yusuf T. ifadesinde, Tarlabaşı'nda 'dayı' lakaplı bir kişiden tabanca aldığını, aynı kişiden 10 bin lira karşılığında saldırı düzenlemeyi kabul ettiğini ve olaydan sonra silahı aynı kişiye geri verdiğini söylediği öğrenildi. Emniyette işlemleri tamamlanarak adliyeye sevk edilen Yusuf T., çıkartıldığı mahkemece 'kasten yaralamaya teşebbüs' ve 'silahlı tehdit' suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.İHA

İstanbul'da yeni '1 Mayıs' baskınları: 16 kişi gözaltına alındı

İstanbul’da bu sabah yeniden 1 Mayıs’a ilişkin ev baskınları gerçekleşti. Baskınlarda 16 kişi gözaltına alındı.
21.05.2024 09:34:00
Haber Merkezi
İstanbul'da yeni '1 Mayıs' baskınları: 16 kişi gözaltına alındı
İstanbul'da yeni '1 Mayıs' baskınları: 16 kişi gözaltına alındı
İstanbul'da 1 Mayıs kutlamalarında Saraçhane'den Taksim'e yürümek isteyenlere yönelik ev baskınları ve gözaltılar devam ediyor.

Bu sabah saatlerinde gerçekleştirilen ev baskınlarında şu ana kadar 14 kişi gözaltına alındı.

Devrimci Gençlik Dernekleri, Halk-Der, Kaldıraç Hareketi, TİP, TKH ve SMF de parti yönetici ve üyelerine yönelik gözaltılar yapıldığını duyurdu.


"EV BASKINLARIYLA GÖZALTINA ALINDI"

Türkiye İşçi Partisi tarafından sosyal medyadan yapılan paylaşımda şu ifadeler kullanıldı:

"1 Mayıs'ta Taksim'e yürümek isteyen 2 parti üyemiz, Devrimci Gençlik Dernekleri, Halk-Der, Kaldıraç, SEP ve SMF'li arkadaşlarımızla beraber çok sayıda yoldaşımız sabah ev baskınlarıyla gözaltına alındı.

Taksim meydanını kazanacağız, arkadaşlarımızı geri alacağız!"



ÇHD: GÖZALTI SAYISI 16

Çağdaş Hukukçular Derneği de sosyal medyadan Vatan Emniyet'e geçeceklerini belirttiler.

ÇHD açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

"2024 1 Mayıs direnişi dosyasından İstanbul'da bu sabah yine ev baskınları yapıldı. Şu ana kadar 8 kişinin gözaltına alındığı bilgisini aldık. Gözaltıların takibi için Vatan Emniyet'e geçeceğiz. Şu ana kadar toplam 16 kişinin gözaltına alındığı bilgisini edindik."


"İŞÇİ SINIFINDAN KORKTUKLARININ GÖSTERGESİ"

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) açıklamasında da şöyle denildi:

1 Mayıs'ın sonrasında yapılan gözaltılar ve tutuklamalar dalgasına bugün bir yenisi daha eklenmiştir. İstanbul'un farklı noktalarında sabah saatlerinde yapılan ev baskınları sonucunda Parti MK üyemiz Ali Öztutan da gözaltına alınmıştır.

1 Mayıs günü Anayasa Mahkemesi kararını tanımayarak Taksim'i emekçilere kapatan AKP iktidarı ülkemizdeki ekonomik krizin baş sorumlusu, emperyalizmin ve patron sınıfının en büyük dostu ve gerici istibdat rejiminin en önemli aktörüdür.

1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması yasağına karşı meşru bir şekilde direnen emekçilere ve devrimcilere dönük AKP'nin attığı bu adımlar işçi sınıfından ne kadar korktuklarının göstergesi olarak bugün bir kere daha ortaya çıkmıştır."


"HER YER TAKSİM HER GÜN 1 MAYIS"

Emekçi Hareket Partisi (EHP) ise aralarında 1 parti üyesinin de bulunduğu 8 kişinin bu sabah gözaltına alındığını duyurdu.

EHP açıklamasında şunları kullandı:

"İktidarın 1 Mayıs saldırganlığı devam ediyor. Sokaklarda gençler bıçaklanırken, kadınlar her gün yeni bir cinayete kurban giderken, uyuşturucu baronlarıyla emniyet amirleri ortaklıkları suç üstü yakalanıyorken polis 1 Mayıs'ta Taksim'e yürümek isteyenlere ev baskınlarıyla saldırmaya devam ediyor. Bu ülkede polisin, İçişleri Bakanlığı'nın, hakimlerin ve savcıların çıkar gruplarıyla, çetelerle içli dişli olduğunu tüm dünya biliyor.

Dünya kriminal gri listelerinden çıkamayanlar Taksim yasağını tanımayanların meşru mücadelesine saldırılar düzenleyerek sindirmeye mesai harcıyor. Gayrimeşru çıkar grupları emekçi halkın meşru mücadelesi karşısında her zaman olduğu gibi bugün de acizdir. Üstüne çullanarak başlarını eğmeye çalıştığınız yoldaşlarımız cezaevlerinden başları dik güleç yüzleriyle dışarıya çıkıyorlar. 1 Mayıs'ta Taksim'e yürümeye çalışmanın haklılığını gözaltılarla, tutuklamalarla sindiremeyeceksiniz. Her yer Taksim, her gün 1 Mayıs."

Büyük Çerkes Sürgünü'nün 160. yılı

21 Mayıs 1864'te yaşanan Çerkes Sürgünü, insanlık tarihinin yaşadığı en büyük trajedilerinden biri olmayı sürdürüyor.
20.05.2024 20:29:00 / Güncelleme: 20.05.2024 20:42:06
Mehmet Hakan Akkuş
Büyük Çerkes Sürgünü'nün 160. yılı
Büyük Çerkes Sürgünü'nün 160. yılı
Büyük Çerkes Sürgünü ve soykırımı, tarihsel bağlamda değerlendirildiğinde, bir halkın yaşadığı en büyük trajedilerden biri. Bu olay, sadece Çerkeslerin değil, insanlık tarihinin de kara lekelerinden biri olarak kabul ediliyor. Çerkeslerin yaşadığı bu acı dolu süreç, günümüzde de anılmakta ve tarihsel bir bilinç oluşturulmaya çalışılıyor. 

19. yüzyılın ortalarında gerçekleşen Büyük Çerkes Sürgünü ve soykırımı, Kafkasya'nın yerli halklarından olan Çerkeslerin tarihindeki en trajik olaylardan biri. Bu olay, Rus İmparatorluğu'nun Kafkasya'yı kontrol altına alma çabaları sonucunda meydana gelmiş ve yüz binlerce Çerkes'in topraklarından zorla çıkarılması ve binlercesinin ölümüyle sonuçlandı.

Tarihsel Arka Plan

Çerkesler, yüzyıllardır Kafkasya'nın batı bölgelerinde yaşayan, kendine özgü kültürleri ve dilleri olan bir halk. Rusya'nın Kafkasya'yı ele geçirme politikası, 18. yüzyılın sonlarından itibaren başlamış ve 19. yüzyıl boyunca devam etti. Rus İmparatorluğu, Kafkasya'nın stratejik önemini fark etmiş ve bu bölgeyi kontrol altına almak için uzun soluklu bir askeri harekat başlattı.

Sürgünün Nedenleri

Büyük Çerkes Sürgünü'nün temel nedenleri, Rus İmparatorluğu'nun Kafkasya'yı kolonize etme ve bu bölgeyi tamamen kontrol altına alma isteğinden kaynaklanıyordu. Çerkesler, Rusların bu emellerine karşı direniş göstermiş ve uzun süre Rus işgaline direndiler. Ancak, Rusların askeri üstünlüğü ve Çerkeslerin modern silahlardan yoksun oluşu, bu direnişin kırılmasına yol açtı.

Sürgün ve Soykırım Süreci

1864 yılı, Çerkesler için en acı verici yıl oldu. Bu yıl, Çerkes direnişinin tamamen kırıldığı ve Çerkeslerin büyük çoğunluğunun topraklarından sürüldüğü yıldır. Rus ordusu, köyleri yakmış, insanları katletti ve sağ kalanları Karadeniz kıyılarına sürdü. Buradan Osmanlı İmparatorluğu'na zorla göç ettirilen Çerkesler, insanlık dışı koşullarda yolculuk etmiş ve binlercesi bu süreçte hayatını kaybetti.

Sürgünün sonuçları

Büyük Çerkes Sürgünü ve soykırımı, Çerkes halkının demografik yapısını büyük ölçüde değiştirmiş ve diaspora topluluklarının oluşmasına neden oldu. Günümüzde Türkiye, Suriye ve Ürdün gibi ülkelerde önemli sayıda Çerkes diasporası bulunuyr. Sürgün, Çerkes kültürü ve kimliği üzerinde derin izler bırakmış ve Çerkeslerin tarihindeki en büyük travmalardan biri oldu.

Bu trajik olay, Çerkes kültürünün korunması ve yeniden inşası sürecini de etkiledi. Diasporadaki Çerkesler, kültürel kimliklerini ve dillerini koruma çabası içinde olmuşlar ve bu konuda çeşitli sivil toplum örgütleri kurdular. Sürgün ve soykırımın anılması, Çerkesler için bir kimlik unsuru haline gelmiş ve her yıl anma etkinlikleri düzenleniyor.



Büyük anma Düzce'de

Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) bu yıl 21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırımı ve Sürgünü Anma Etkinlikleri programı için 25 Mayıs günü Düzce'de bir anma programı düzenliyor.  Nart ateşinin yakılacağı etkinlikte, sürgünde hayatını kaybeden soydaşlarını anacak olan Çerkesler, çeşitli etkinliklerle de sürgün ve soykırımı anacak.

Kayseri Kafkas Derneği ve Eskişehir Kafkas Kültür dernekleri de 21 Mayıs günü kendi şehirlerinde sürgün anma programları düzenleyecek.



logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.