Eroğlu, yaptığı açıklamada, aileleri tarafından kontrol edilemeyen veya ailelerinin zorlamasıyla sokakta çalışmaya gönderilen çocukların, birçok tehlikeyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Para kazanmaya başlayan bu çocukların sokağa alıştığını ve bir süre sonra da sokakta yaşamaya başladıklarını anlatan Eroğlu, çocukları korumak amacıyla İstanbul Valiliği'nin 2001 yılında bir tebliğ yayınladığını hatırlattı.
Eroğlu, buna göre ailelere çocuklarını sokakta çalıştırmamaları yönünde uyarılarda bulunduklarını, büyüklerden de "acıma duygusuyla"bu çocuklardan alışveriş yaparak onları sokağa alıştırmamalarını istediklerini kaydetti.
İstanbul'da son 5 yılda sokakta çalışan 7 bin çocukla birebir çalışma yürüttüklerini anlatan Eroğlu, tüm bu çalışmalara ve uyarılararağmen sokakta çalışmaya devam eden 600 çocuğun ailesi hakkında dava açtıklarını söyledi.
Eroğlu, bu davalardan 75'inin kurum yararına sonuçlandığını ve ailelere çeşitli uyarıcı cezaların yanı sıra hapis cezası verildiğini söyledi.
Bu cezaların paraya çevrildiğini belirten Eroğlu, şöyle devam etti:
"Eğer çocuk ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle ailesi tarafından çalıştırılıyorsa, biz çocuğun sokaktan alınması karşılığında ailenin olumsuz koşullarını gidermesine yardımcı oluyoruz. Çocuk okula gidemiyorsa, çocuğun velisi biz oluyoruz. Şu anda 550 çocuğun bütün eğitim masrafları İstanbul Valiliği Sosyal Yardımlaşma Vakfı'ndan karşılanıyor. Yeter ki çocuklar sokakta çalışmasın."
Kötü muamele gören
100 çocuk ailelerinden alındı
Eroğlu, çocuklarına şiddet uygulayan, baskı yapan aileler hakkında da dava açtıklarını ve 2 aile hakkında velayetin kaldırılmasını istediklerini bildirdi.
Gaziosmanpaşa'da, "Sen çocuğa bakamıyorsun, çocuk üzerindeki anne ve babalık hakkını kötüye kullanıyorsun" diyen mahkemenin çocuğu aileden alarak Sosyal Hizmetler Kurumu'na verdiğini anlatan Eroğlu, şunları söyledi:
"Bu olay basında geniş yer aldığı için bize çok olumlu destek oldu. Ailesi tarafından dövülen, kötü koşullarda yaşanmaya zorlanan 100 çocuk da ailesinden alındı. Ama velayeti alınmadı. İleride anne-baba yanlış tutumundan vazgeçerse, iyi anne baba özelliğini bize ispatlarsa, çocuğu tekrar kendisine veririz. Aksi halde çocuk devletinkorumasında kalmaya devam edecek."
Sosyal devletin görevi
Eroğlu, yasaların, çocukların yaşam hakkının korunması, sağlıklı gelişimi ve eğitimlerini sürdürebilmeleri konularında devlete görevleryüklediğini, eğer anne ve babanın, çeşitli sebeplerle bunları yerine getirememesi halinde, bu çocuklara sahip çıkmanın sosyal devletin görevi olduğunu söyledi.
Daha önce bu tür olaylarda, "Avrupa'da olsa devlet çocuğu alır"denildiğini hatırlatan Eroğlu, "Artık Türkiye'de de velilerdeki 'benim çocuğum, istediğim gibi davranırım, kimse karışamaz' anlayışınıyıktık" dedi.
Para kazanmaya başlayan bu çocukların sokağa alıştığını ve bir süre sonra da sokakta yaşamaya başladıklarını anlatan Eroğlu, çocukları korumak amacıyla İstanbul Valiliği'nin 2001 yılında bir tebliğ yayınladığını hatırlattı.
Eroğlu, buna göre ailelere çocuklarını sokakta çalıştırmamaları yönünde uyarılarda bulunduklarını, büyüklerden de "acıma duygusuyla"bu çocuklardan alışveriş yaparak onları sokağa alıştırmamalarını istediklerini kaydetti.
İstanbul'da son 5 yılda sokakta çalışan 7 bin çocukla birebir çalışma yürüttüklerini anlatan Eroğlu, tüm bu çalışmalara ve uyarılararağmen sokakta çalışmaya devam eden 600 çocuğun ailesi hakkında dava açtıklarını söyledi.
Eroğlu, bu davalardan 75'inin kurum yararına sonuçlandığını ve ailelere çeşitli uyarıcı cezaların yanı sıra hapis cezası verildiğini söyledi.
Bu cezaların paraya çevrildiğini belirten Eroğlu, şöyle devam etti:
"Eğer çocuk ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle ailesi tarafından çalıştırılıyorsa, biz çocuğun sokaktan alınması karşılığında ailenin olumsuz koşullarını gidermesine yardımcı oluyoruz. Çocuk okula gidemiyorsa, çocuğun velisi biz oluyoruz. Şu anda 550 çocuğun bütün eğitim masrafları İstanbul Valiliği Sosyal Yardımlaşma Vakfı'ndan karşılanıyor. Yeter ki çocuklar sokakta çalışmasın."
Kötü muamele gören
100 çocuk ailelerinden alındı
Eroğlu, çocuklarına şiddet uygulayan, baskı yapan aileler hakkında da dava açtıklarını ve 2 aile hakkında velayetin kaldırılmasını istediklerini bildirdi.
Gaziosmanpaşa'da, "Sen çocuğa bakamıyorsun, çocuk üzerindeki anne ve babalık hakkını kötüye kullanıyorsun" diyen mahkemenin çocuğu aileden alarak Sosyal Hizmetler Kurumu'na verdiğini anlatan Eroğlu, şunları söyledi:
"Bu olay basında geniş yer aldığı için bize çok olumlu destek oldu. Ailesi tarafından dövülen, kötü koşullarda yaşanmaya zorlanan 100 çocuk da ailesinden alındı. Ama velayeti alınmadı. İleride anne-baba yanlış tutumundan vazgeçerse, iyi anne baba özelliğini bize ispatlarsa, çocuğu tekrar kendisine veririz. Aksi halde çocuk devletinkorumasında kalmaya devam edecek."
Sosyal devletin görevi
Eroğlu, yasaların, çocukların yaşam hakkının korunması, sağlıklı gelişimi ve eğitimlerini sürdürebilmeleri konularında devlete görevleryüklediğini, eğer anne ve babanın, çeşitli sebeplerle bunları yerine getirememesi halinde, bu çocuklara sahip çıkmanın sosyal devletin görevi olduğunu söyledi.
Daha önce bu tür olaylarda, "Avrupa'da olsa devlet çocuğu alır"denildiğini hatırlatan Eroğlu, "Artık Türkiye'de de velilerdeki 'benim çocuğum, istediğim gibi davranırım, kimse karışamaz' anlayışınıyıktık" dedi.