Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk

Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünü kutladığımız bugünlerde Cumhuriyet Bayramı hakkındaki bilgilerimizi tazeleyelim. Cumhuriyet ilan edildiği sırada henüz 29 Ekim günü bayram ilan edilmemiş, kutlamalar konusunda bir düzenleme yapılmamıştı. 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günündeki şenlikleri halk kendiliğinden organize etti. Ertesi yıl, 26 Ekim 1924 tarihli 986 numaralı kararname ile Cumhuriyet'in ilanının 101 pare top atılarak ve planlanacak özel bir programla kutlanmasına karar verildi. 1924 yılında yapılan kutlamalar, daha sonra yapılacak olan Cumhuriyet'in ilanı kutlamalarının başlangıcı oldu. 2 Şubat 1925'te, Hariciye Vekaleti'nce (Dışişleri Bakanlığı) düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim'in bayram olması önerilmiştir. Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan'da karara bağlandı; 19 Nisan'da ise teklif TBMM tarafından kabul edildi. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, Cumhuriyet'in milli bir bayram olarak kutlanması resmi bir hüküm şekline geldi.

Cumhuriyetin ilan edildiği gün, 1925'ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde resmî bir bayram olarak kutlanmaya başladı. Hükümet 27 Mayıs 1935'te milli bayramlar hakkında yeni bir düzenleme yaparak ülkede kutlanan bayramları ve içeriklerini yeniden belirledi. Daha evvel Meşrutiyet'in ilan günü olan Hürriyet Bayramı ile Saltanatın kaldırılış günü olan Hâkimiyet Bayramı milli bayramlar arasından kaldırılarak kutlanmasına son verildi. Cumhuriyet'in ilan edildiği gün 29 Ekim "ulusal bayram" olarak ilan edildi ve devlet adına yalnız o gün tören yapılması karara bağlandı.

Cumhuriyet tam manası ile halk yönetimi şeklidir. Cumhuriyet ile olan yönetimlerde egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesi ile "Türk ulusunun yaradılışına ve yaşantısına en uygun olan yönetim şekli Cumhuriyettir." Bu sözleri ile Türk ulusuna uygun yönetimin Cumhuriyet olduğunu belirtmiştir.

Cumhuriyet bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik gibi kavramları içinde barındırır. Özgürlük, bağımsızlık Türk milletinin karakterini yansıttığı  için, Türk milletine de zaten bir Cumhuriyet yönetimi yakışırdı. Cumhuriyete ulaşmamız elbette çok zor oldu. Cumhuriyet dışarıdaki ve içerideki düşmanlar ile savaşarak nihayetinde Kurtuluş Savaşı kazanılarak kurulabilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehit/gazi olan aziz ecdadımız verdikleri eşsiz mücadeleleri neticesinde kazandıkları mübarek zaferlerle bizlere Cumhuriyeti hediye etmişlerdir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün, şehitlerimizin ve gazilerimizin bize armağan ettikleri Cumhuriyet ile vatanımızda milletimiz bağımsız, özgür ve güven içinde bir yaşama kavuşmuştur. İşte bu nedenle ecdadımızın bizlere bıraktığı Cumhuriyetin anlam ve önemini çok iyi kavrayarak, idrak ederek Cumhuriyete ve değerlerine sonuna kadar sahip çıkmak, onları korumak zorundayız. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk bizi padişahlara kul köle olmaktan, padişahın iki dudağı arasında olan insanın yaşam ve ölümüne karar verilmesi zulmünden kurtarmıştır. 

Padişahlar halkı kulları olarak görüyordu. Halkın seçme ve seçilme hakkı yoktu. Halkın yaşamı padişahın iki dudağı arasındaydı. Padişahlık babadan oğula geçen bir sistem idi. Padişahların haremlerinde olan cariyelerin çoğu gayrimüslim ve Türk olmayan milletlerden oluşmaktaydı. Sonradan güya müslüman olmuşlar dense de taht kavgaları ve entrikalarla koskoca Osmanlıyı getirdikleri nokta ortadadır.

200 yıldır hiç yenilmeyen İngiliz donanmasına karşı 09 Mart 1916'da yüce Türk milleti 251 bin 309 nefer şehit vererek Çanakkale geçilmez demiştir. Çanakkale zaferinin üzerinden henüz üç yıl bile geçmeden padişahın fermanı ile 13 Kasım 1918'de 22 İngiliz, 12 Fransız, 17 İtalyan, 4 Yunan gemisi ve 6 denizaltıdan oluşan 61 parçalık İtilaf donanması Boğaz'a girerek İstanbul'u işgal etmiştir. 13 Kasım 1918'de İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan donanmalarından oluşan 61 parçalık bir işgal gücünün Çanakkale Boğazı'ndan elini kolunu sallayarak geçip İstanbul Boğazı'na girmesi Türk insanını derin bir yasa boğmuştur. Çünkü daha yaklaşık 3 yıl önce Türk insanı, bu işgal donanması bu boğazlara girmesin diye Çanakkale Savaşı'nda varını yoğunu ortaya koymuş, 241.000'den fazla şehit vermiş ve düşman donanmasının Çanakkale Boğazı'nı geçmesine engel olmuştu. Ama şimdi, bu büyük direnişten sadece 3 yıl sonra düşman donanması güle oynaya İstanbul'a girmişti.

Mustafa Kemal Atatürk 72 milleti bir bilek, bir yürek ederek/Türk milleti yaparak, işgalci hıristiyan batı güçlerine cihat ilan etti. Müslüman Türk milletinin komutanı olan Molla Zübeyde'nin oğlu Mustafa Kemal Müslümanların ırzını, namusunu ve imanını padişahın da teslim olduğu işgalci kafir ordularından kurtararak Türkiye Cumhuriyeti Devletini dualarla kurmuştur.

Yüce Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı mübarek olsun. Şehitlerimizi ve gazilerimiz rahmetle ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü tüm gerçekleri ortaya koyarak ülkemizde sayısız "Atatürk Vatandır" sempozyumlarını yaparak, "Hoş Geldin Atatürk" eserini yazarak bize gerçek Atatürk'ü anlatan Prof. Dr. Haydar Baş'a teşekkür etmek ve O'nu baş tacı etmek her Türk vatandaşının milli ve manevi borcudur.