Çürüme her yerde

Çirkinlikler güzelliklere, kötülükler iyiliklere, haksızlıklar hak-hukuk hassasiyetine tebdil olsun diye hem fert planında hem de cemiyet planında bir gayret yoksa sadece dillerde dolaştırılan 'iyimserlikler' asla bir işe yaramıyor.

İyimser olmanın, ümitvar olmanın, her fırsatta umudu pompalamanın ama gereğini yapmamanın bir topluma, bir millete ve devlete ne kadar pahalıya mal olduğunu son yirmi yılda yaşayarak acı acı tecrübe ettik.

Altını tekrar çizerek söylemek gerekirse, yapılması gerekeni yapmadan sadece iyimserlikten, sadece umuttan konuşmak bir işe yarasaydı eğer, yirmi yıla yaklaşan iktidar süresince, yazılı ve görsel medyanın yüzde doksanını kendisine ram etmiş olan mevcut iktidar partisi hemen her alanda başarılı olması gerekirdi.

Her gün yayınlanan kucak kucak günlük gazetelerin manşetleri ve köşe yazarları yirmi yıldan beri bu millete iyimserlik ve umut pompaladığı halde, televizyon ekranları iktidara toz kondurmayan elemanlarla dopdolu olduğu halde memleketin hali pürmelali ortada.

Yirmi yıldan beri hep iyi olacak, gelecek ay bu aydan, gelecek yıl bu yıldan daha güzel olacak, güzel günler bizleri bekliyor tarzındaki açıklamaları, demeçleri, bu minval üzere devam eden tartışma programları ve köşe yazılarını bir araya toplasanız nice TIR'ların çekemeyeceği ağırlıkta ve hacimde yük olur.

Ekonomide, üretimde, sanayide, hizmet sektöründe, kısacası gerçek hayatta asla bir karşılığı olmayan bu tür iyimserlik ve umut pompalama faaliyetleri, şimdi üzülerek müşahede ediyoruz ki hemen her alanda nice erimeleri ve çürümeleri hızlandırmaktan başka hiçbir işe yaramamışlar.

Bugün artık geçmişte iktidar partisine oy vermiş olanlar dahi, eğer aşırı partizan değillerse, partizanlık gözlerini karartmamışsa, etrafındaki erime ve çürümeleri dile getirenlerin ve bu olumsuzluklardan yüksek sesle şikayet edenlerin sayıları günden güne artmaktadır.

Büyük büyük kitleler yavaş yavaş, yıllardan beridir kendilerine pompalanan yalancı ve karşılıksız iyimserliklerin ve boş umutların, bizzat yaşadıkları gerçek hayatla çeliştiğini fark etmeye başlamıştır.

İktidarın daha ilk yıllarında bu gerçekler ortaya çıkmaya başlamıştı ama kalabalık kitlelerin bu işi fark etmesi ne yazık ki uzun yıllar aldı, böyle olunca da memleketin uzun yılları boşa harcanmış oldu.

Olaylara objektif bakabilmeyi becerenler için hemen her alanda yoğun bir erimenin ve çürümenin olduğu ayan-beyan ortada.

Görene.

Köre ne?