Darbe hayalcileri ve karşı darbeciler
Balyoz davası kararı vesilesiyle Türkiye’nin sürüklendiği vahim sürece dikkat çeken akl-ı selim sahiplerine, “darbe yanlısı” yaftası yapıştırılmaya çalışıyor.
Onlara şunu hatırlatmakta fayda var:
Darbe yanlısı olanlar, 28 Şubat’ın mahsuller olanlardır.
Darbe yanlısı olanlar, Suriye’deki idareye başkaldıran terör gruplarına silah ve mühimmat sağlayan, onlara kucak açanlardır.
Amerikan BOP şefleri, orada darbeye destek görevi verdiler, onu yapıyorlar; burada da “darbe hayali kuranlara balyoz” görevi verdiler, balyoz indiriyorlar!
* * *
Darbeye ve hayaline eksik teşebbüs
Balyoz davasında aralarında emekli orgeneral ve korgenerallerin de bulunduğu 365 sanıktan 325’ine ceza kesiliyor. Bunlardan 78 sanığa 18, 214 sanığa ise 16 yıl hapis cezası veriliyor.
Suçun bilfiil sübutu ve adil yargılama konusu, ta ilk günden beri tartışılıyor.
Darbe hayali yapmışlar, bazıları bu hayallerini kağıt üstüne çiziktirmişler vs… Darbe hayal, kağıt üstüne yansımış!
“Darbe fiili”ne dair somut bir vaziyet konuşulmuyor!
Darbe hayali kuranlara ibret-i alemlik bir cezayı tattırtmak isteyen F tipi “Neo-Amerikancı karşı darbe” ekibi, kağıt üstündeki “darbe hayali”ni somutlaştırmak üzere sahte CD’ler bile türetmişler.
Dolayısıyla Balyoz davasını “eksik darbe hayali teşebbüsü” olarak tanımlamak daha hakkaniyetli olur.
Hukuken “eksik teşebbüs” diye ifade edilen “darbenin hayali”ne veya “darbe hayalinin kağıda yansıtılmış hali”ne, şu kadar ceza veriliyorsa, balyoz indirliyorsa; “darbenin fiili durumu”na verilmesi gereken cezayı varın siz düşünün!
AKP’nin asıl büyük sınavı bundan sonra başlıyor!
* * *
AKP’nin darbe sınavları
Balyoz davasıyla AKP hükümeti, iki büyük sınavı yüklenmiş vaziyettedir:
1- 28 Şubat darbecileri,
2- Suriye darbecileri.
28 Şubat süreci, darbe hayali filan değil, “darbeye bil fiil teşebbüs”tür. Bu bağlamda şayet “eksik darbe teşebbüsü” denecekse, 28 Şubat’a denebilir.
AKP’nin en ağır yükü 28 Şubattır. AKP, iğneyi kendisine batırmak durumundadır.
* * *
Kurtulmuş’a göre AKP 28 Şubat darbesinin devamı
Numan Kurtuluş’u karga-tulumba etmesi transfer edilmesi veya Kurtuluş’un AKP’ye kapak atması, AKP hükümetinin “28 Şubat’ın devamı olma” niteliğini telafi etmez!
Başkası değil, bizzat Kurtulmuş’un kendisi geçtiğimiz 28 Şubat’ta, 7 ay önce şunu diyor:
Nasıl 12 Eylül olmasaydı Anavatan Partisi kurulamaz idiyse, 28 Şubat olmasaydı da Adalet ve Kalkınma Partisi kurulamazdı… Birileri bu “Parlamentonun önünü kessin, Türkiye’de yeni bir siyasi iklim doğsun” demek demokrasiye ihanettir, Türkiye’ye ihanettir, millete ihanettir.
Aynı günlerde Kurtulmuş’ın has kurmaylarından İstanbul İl Başkanı Prof. Dr. M. Bekaroğlu net konuşuyor:
AKP’nin 28 Şubat’ın ürünü olduğu tartışılıyor. Ürünü değil de sonucu demek gerekir… AKP’nin önemli aktörleri olan bazı kişiler FP’nin kapatılması için kulis yaptı. Birinin ismi verdim; diğerlerini veremem, tazminat davalarının sayısı arttı avukatlara para yetiştiremiyorum!
“Darbe hayali”ne balyoz indiren AKP, “darbeye bil fiil teşebbüs olan 28 Şubat”ın yükünü ve “28 Şubat darbesinin devamı olma” vaziyetini omuzlarında taşıyor.
Dolayısıyla AKP, gerçek demokrasi için “bir balyoz da kendi başına” indirmelidir!
* * *
AKP darbecilerle kolkola olamaz
AKP’nin 28 Şubat’tan daha ağır mesuliyeti ve yükü ise Suriye darbecilerine olan “vahim desteği”dir.
Yanı başımızda, Suriye idaresine karşı “en ağır vahşet ile bil fiil darbe” girişimini sürdürmeye ve “ölüm kusmaya” devam eden bir darbe ve isyan güruhu söz konusudur.
AKP hükümeti, Suriye halkına vahşet ve ölüm kusan bu darbeci ve isyancı terör odaklarına sağladığı desteğin hesabını ne dünyada, ne de ahirette ödeyemez.
Dolayısıyla AKP, ikinci balyozu Suriye konusunda kendi başına indirmeli, ki belki ayıkırlar.
Son balyoz davası, AKP’nin bu iki darbe ile olan, yani 28 Şubat ve Suriye darbesi ile olan vahim darbeci bağlantılarını örtmeye, vaziyetini telafi etmeye yetmeyecektir…
Türk Milleti, artık başına darbe almak istemiyor, gerçekten kendi başına ve Müslümanların başına “Amerikan balyozları”nın inmemesini istiyorsa, bu darbe bağlantılı politik yapıdan kurtulmalıdır.