Devlet adamı olmak zor bir iştir, sorumluluk isteyen bir iştir. Çünkü bir milletin ayakta durması, o millete ait devletin ayakta durmasıyla mümkündür.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 88 yaşında hakkın rahmetine kavuştu. Allah rahmet eylesin. Allah korktuğundan emin, umduğuna nail eylesin. Bir Müslüman, vefat eden Müslüman’a bu şekilde dua eder. TV haberlerinde izliyorum, toprağı bol olsun ifadesi kullanılıyor. Bizim kültürümüzde bu söz gayr–imüslimler için kullanılır.
88 yıllık bir ömür... Bunun yarıdan fazlası Kıbrıs için, vatan için kullanılmış. Bir çok yabancı ve yerli devlet adamları ile mücadele edilmiş ve Allah’ın ilahi takdiri ölüm meleği geldi ve emanetini aldı. Ayet–i Kerime’de buyruluyor ki: “Her nefis Ölümü tadacaktır.”
“Siz en sağlam kalelerde de olsanız ölüm size ulaşır.” Ayet–i Kerime. Hani derler ya “İbret istiyorsan, ölüm yeter.” Bizim kültürümüzde, inancımızda, akaidimizde, ahirette üç sınıf insan hesaba çekilecektir. 1) Devlet adamı (Padişah – Sultan – Halife – Başbakan – Cumhurbaşkanı vs.) 2) Alimler 3) Zenginler.
Bu yazıyı yazarken bir kıssayı hatırladım. Zatın birisi omuzlarda götürülen bir tabutun, cenazenin karşısına dikiliyor ve var gücüyle “Yuh olsun!” diye bağırıyor. Tabutun içindeki cenazenin oğlu bu duruma çok üzülmüş ve demiş ki: “Eğer bu adam benden önce ölürse ben de ona bu sözü söyleyeceğim demiş.” Git zaman, gel zaman bu zat vefat ediyor. Onu da omuzlarda taşıyorlar ve delikanlı yüksek sesle “Yuh olsun!” diye bağırır birden. Tabutun içindeki mefta doğruluyor diyor ki: “Baban gibi gidiyorsam bana da yuh olsun!” Cenazeden bahsettik. Burada yanlış anlaşılan bir konuyu da sizlerle paylaşmak istedim.
Bir gün Hz. Hüseyin (as) bir yerde oturuyordu. O sırada bir cenaze oradan götürülüyordu. Cenaze görülür görülmez insanlar ayağa kalktılar. Bunun üzerine İmam (as) insanların, Peygamberimizin (sav) bir cenaze geçtiği sırada ayağa kalktığını duydukları için bunun bir sünnet olduğunu düşünerek sürdürdükleri bir yanlışı düzeltme gereği duydu ve şöyle dedi: “Bir Yahudinin cenazesi geçiyordu ve Peygamberimiz (sav) Yahudinin cenazesinin, başının yukarısında olmasını istemedi ve bu yüzden ayağa kalktı.” (Prof. Dr. Haydar Baş– İmam–ı Hüseyin )
Konumuza tekrar dönersek devlet adamı sorumluluk ister. Çünkü devletin bekası, adaletin tesisi ve devlet–millet bütünlüğünün sağlanması bakımından önemlidir. İlgililere duyurulur.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 88 yaşında hakkın rahmetine kavuştu. Allah rahmet eylesin. Allah korktuğundan emin, umduğuna nail eylesin. Bir Müslüman, vefat eden Müslüman’a bu şekilde dua eder. TV haberlerinde izliyorum, toprağı bol olsun ifadesi kullanılıyor. Bizim kültürümüzde bu söz gayr–imüslimler için kullanılır.
88 yıllık bir ömür... Bunun yarıdan fazlası Kıbrıs için, vatan için kullanılmış. Bir çok yabancı ve yerli devlet adamları ile mücadele edilmiş ve Allah’ın ilahi takdiri ölüm meleği geldi ve emanetini aldı. Ayet–i Kerime’de buyruluyor ki: “Her nefis Ölümü tadacaktır.”
“Siz en sağlam kalelerde de olsanız ölüm size ulaşır.” Ayet–i Kerime. Hani derler ya “İbret istiyorsan, ölüm yeter.” Bizim kültürümüzde, inancımızda, akaidimizde, ahirette üç sınıf insan hesaba çekilecektir. 1) Devlet adamı (Padişah – Sultan – Halife – Başbakan – Cumhurbaşkanı vs.) 2) Alimler 3) Zenginler.
Bu yazıyı yazarken bir kıssayı hatırladım. Zatın birisi omuzlarda götürülen bir tabutun, cenazenin karşısına dikiliyor ve var gücüyle “Yuh olsun!” diye bağırıyor. Tabutun içindeki cenazenin oğlu bu duruma çok üzülmüş ve demiş ki: “Eğer bu adam benden önce ölürse ben de ona bu sözü söyleyeceğim demiş.” Git zaman, gel zaman bu zat vefat ediyor. Onu da omuzlarda taşıyorlar ve delikanlı yüksek sesle “Yuh olsun!” diye bağırır birden. Tabutun içindeki mefta doğruluyor diyor ki: “Baban gibi gidiyorsam bana da yuh olsun!” Cenazeden bahsettik. Burada yanlış anlaşılan bir konuyu da sizlerle paylaşmak istedim.
Bir gün Hz. Hüseyin (as) bir yerde oturuyordu. O sırada bir cenaze oradan götürülüyordu. Cenaze görülür görülmez insanlar ayağa kalktılar. Bunun üzerine İmam (as) insanların, Peygamberimizin (sav) bir cenaze geçtiği sırada ayağa kalktığını duydukları için bunun bir sünnet olduğunu düşünerek sürdürdükleri bir yanlışı düzeltme gereği duydu ve şöyle dedi: “Bir Yahudinin cenazesi geçiyordu ve Peygamberimiz (sav) Yahudinin cenazesinin, başının yukarısında olmasını istemedi ve bu yüzden ayağa kalktı.” (Prof. Dr. Haydar Baş– İmam–ı Hüseyin )
Konumuza tekrar dönersek devlet adamı sorumluluk ister. Çünkü devletin bekası, adaletin tesisi ve devlet–millet bütünlüğünün sağlanması bakımından önemlidir. İlgililere duyurulur.
Vahit Belge / diğer yazıları
- Türk Telekom'a neden ulaşılamıyor? / 01.04.2023
- Kaidesizlik / 31.05.2012
- Tek çözüm erken seçim ve Prof. Dr. Haydar Baş / 24.03.2012
- Türk - Amerikan ortak filmi / 20.03.2012
- İki eser ve sanatçılar / 13.03.2012
- Vatandaş kızıyor ama gülmesi yakın / 10.03.2012
- Hizaya gel / 07.03.2012
- Bulanık hava / 19.02.2012
- Misyoner ajanlar, ajan misyonerler / 14.02.2012
- Hikaye / 11.02.2012
- Kaidesizlik / 31.05.2012
- Tek çözüm erken seçim ve Prof. Dr. Haydar Baş / 24.03.2012
- Türk - Amerikan ortak filmi / 20.03.2012
- İki eser ve sanatçılar / 13.03.2012
- Vatandaş kızıyor ama gülmesi yakın / 10.03.2012
- Hizaya gel / 07.03.2012
- Bulanık hava / 19.02.2012
- Misyoner ajanlar, ajan misyonerler / 14.02.2012
- Hikaye / 11.02.2012