Ülkemizde gençlerimizin uyuşturucu bağımlılığında ciddi bir artış var.
Hatta öyle ki, gece saat 24.00'ten sonra İstanbul'un sokaklarını dolaştığınızda uyuşturucu pazarlığı yapan ya da kullanan gençleri gözlemleyebiliyorsunuz.
Bu, üzerinde durulması gereken ve acil çözüm bekleyen bir sorun, çünkü gençlerimiz geleceğimiz ve gençlerimizi de geleceğimizi de kaybediyoruz.
Gençler neden uyuşturucuya yöneliyor, bunun çok iyi analiz edilmesi lazım. Sorunu bilmeden bir çözüm üretemezsiniz.
Gençlerin uyuşturucu tuzağına düşme nedenleriyle ilgili şunları sıralayabiliriz:
Gençlerde ergenlik dönemi, kimlik arayışının ve duygusal dalgalanmaların zirvede olduğu bir dönem. Bu dönemde gençler özel ilgi beklerler. İşte eğitim de buna göre olmalıdır. Gençlerimiz hem kendilerini yalnız hissetmemeliler, hem de kimlik arayışını doğru adreslerde arayabilmeliler.
Bunu tek başına aileler sağlayamaz, "Baba Devlet" anlayışıyla, bu dönemde atılan güçlü temellerle gençlerimize güçlü bir kişilik kazandırılabilir.
İmkansızlıklar, yalnızlık ve umutsuzluk gençlerin yoğun stres, kaygı ve depresyon yaşamasına neden olmaktadır. Bu durum, gençleri uyuşturucu madde kullanımına yöneltmektedir. Uyuşturucuyu kullanan genç, yaşadığı bir anlık rahatlamayı, uyuşma halini bir kurtuluş olarak görmektedir ama bu durum yaşadığı sorunların daha da derinleşmesine neden olmaktadır.
Kendini yetersiz ve değersiz hisseden gençler de maalesef uyuşturucuya yönelmektedir. Bu sebeple, gençlerin kabiliyetlerini ortaya çıkarmak, onlara değer vermek, onları anlamak çok önemlidir.
Gençlerde, özellikle de ergenlik çağındaki "merak", uyuşturucu kullanımına kapı açmaktadır. Bir anlık merak, ömür boyu uyuşturucuya mahkum olmanın başlangıcı olmaktadır. Gençler, bu tuzağa düşmeden önce, zararları ve sonuçları konusunda iyice bilgilendirilmelidir. Bu gibi konularda akıldan çıkmayacak örnekler gençlerin hafızasında yer eder, onu tuzaklardan korur.
Uyuşturucu kullanımında arkadaş ve çevre faktörü çok önemli. Atalarımız, "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" sözünü boşuna söylememiştir. Hatta belli bir yaştan sonra arkadaşın birey üzerindeki etkisi, aileden çok daha fazladır.
Aileler ve eğitimciler, gençlerin kimlerle nasıl arkadaşlık yaptığını mutlaka gözlemlemelidir. Gençlerin bu konularda başıboş bırakılmaları, çok olumsuz sonuçlara götürür. Bir toplum içerisinde sadece bir ya da birkaç bireyi korumak oldukça zor ve imkânsızdır. Bireyin zararlı alışkanlıklardan korunması, toplumun topyekûn korunmasıyla alakalıdır. Neticede o birey o toplumun bir parçası.
Aile içindeki sorunlar da gençleri uyuşturucuya itmektedir. İletişim eksikliği, ilgisizlik, şiddet ve anne babaların zararlı alışkanlıkları doğrudan gençlere yansımaktadır. Gençlerin sağlıklı bir kişiliğe sahip olması, ailelerin korunmasıyla alakalıdır. Toplumun en küçük yapıtaşı ailedir, aile düzgün olmazsa, toplum da bozulur. O toplumda gençler de doğal olarak uyuşturucu bataklığına saplanır.
Ülkemizdeki en büyük sorunlardan birisi de ekonomik koşulların kötü olması, ailelerin ve bireylerin gelir yetersizliğidir. Uyuşturucu kullanan gençlerin büyük bir bölümü, ekonomik sıkıntılar sebebiyle bu tuzağa düşmektedir. Gelir yetersizliği, gençleri kolay para kazanma yollarına yönlendirmekte, bu da uyuşturucu baronlarının, çetelerin işine yaramaktadır. Gençler, yasa dışı bahis ile borç batağına saplanmakta, uyuşturucu bağımlılığı ile de her türlü suça teşvik edilmektedir. Buna, tetikçilik, uyuşturucu kuryeliği, gasp, haraç toplama gibi suçlar da dahildir.
Son zamanlarda 15-16'lı yaşlarda işlenen suçların artması tesadüf değildir, yaşananlar, işte bu karanlık sürecin bir parçasıdır. Uyuşturucu ve sebep olduğu karanlık tablo, ülkemiz üzerindeki küresel işgal projeleri ile birleştirildiğinde, ciddi bir "milli güvenlik sorunu" olarak karşımıza çıkmaktadır.
İşte böyle bir dönemde, Bağımsız Türkiye Partisi'nin başlatacağı bir program serisi oldukça önem arz ediyor. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, yapılacak programlarla alakalı şu bilgileri paylaştı:
"Türkiye'de her dört gençten biri, ne okuyor ne çalışıyor. Tehlikeye bakın. Sonra biz oturup 'uyuşturucuya bulaştılar, bahis çetelerinin ağına düştüler' diye ağlıyoruz. Bu adam ne okuyor, ne çalışıyor! Bu ne demek? Umudu yok, hayali yok, geleceğini görmüyor, psikolojik buhranda. Ondan sonra o çetelerin ağına düşüyor, hiçbir gelecek kurgulayamıyor."
"Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak önümüzdeki pazar günü start almak üzere Türkiye'nin 81 ilinin tamamında ve eş zamanlı olarak defalarca kez tekrarlanacak 8 haftalık bir program serisi belirledik. 8 hafta boyunca Türkiye'de gençleri salonlara toplayacağız. Salonlara yüzlerce gencimizi, anne babalarını, ailelerini de getireceğiz. Onlara uyuşturucunun zararlarını anlatacağız. Onlara bahsin, kumarın bir toplumu nasıl bitirdiğini ve çürüttüğünü anlatacağız. Çetelerin onları nasıl kullanabileceğini, kullandıktan sonra nasıl köşeye atacaklarını konuşacağız."
İşte gerçek gündem bu, tebrikler…
- Gençlerimiz uyuşturucu bataklığında! / 18.09.2025
- Dünya, İsrail'in Gazze soykırımı karşısında bu kadar mı aciz? / 17.09.2025
- Terörsüz Türkiye için önce gençlerimize sahip çıkmalıyız! / 16.09.2025
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025