Dil devrimi ve Osmanlıca

Atatürk Nutuk'ta, cumhuriyete giden yolda yaptığı devrimleri anlamayanlar hakkında şunları yazar:"Milli mücadeleye beraber başlayan yolculardan bazıları, milli hayatın bugünkü cumhuriyete ve cumhuriyet kanunlarına kadar gelen gelişmelerinde kendi fikir ve ruhlarının kavrama sınırları bittikçe bana direnmişler ve muhalefete geçmişlerdir.Ben milletin vicdanında sezdiğim büyük ilerleme kabiliyetini bir milli sır gibi vicdanımda taşıyarak, peyderpey bütün içtimai heyetimize tatbik ettirmek mecburiyetinde idim."Atatürk, Fransız Devrimi'nin yapıldığı 1789 ile cumhuriyetin ilanı olan 1923 arasında geçen 134 seneyi dahi Türk milleti için bir kayıp olarak değerlendirir.Cumhuriyetin temeli olan millet egemenliğini bir nura benzeten Mustafa Kemal, "Millet egemenliği öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taht ve taçlar yanar yok olur" diyor. (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c.3, s.179).Bu egemenliği kullanan Türk milletinin, dilini bilmesi, anlaması, okuyabilmesi ve yazabilmesi de bir egemenlik hakkıdır.Osmanlı Devleti zamanında sadece sarayın kullandığı ve halkın anlamadığı Osmanlıcanın, devletin yıkılıp gitmesinden bunca sene sonra yeniden gündem edilmesi, sizce neyle izah edilebilir?Zira II. Abdülhamit bile yalnız saray duvarları arasında kalan Osmanlıca için şunu itiraf etmiştir:"Halkımızın okuma yazma bilmemesinde şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü bizim yazımızın sırlarına alışmak kolay değildir." (Vehbi Ali, Sultan Abdülhamit, s.190).Atatürk, 1928 yılında yazı devrimini, 1932'de ise dil devrimini hayata geçirmiştir. Ve dil devrimi için, "İhmal edilen Türkçeyi kurtarma adımıdır" denilebilir.Bugün Atatürk Türkiye'sinin temel dinamikleri yerinden oynatılıyor.Üniter yapı ile etnik kimlikleri Müslüman Türk potasında eriten ölçünün yok edilmek istendiğinden bahsedilmiyor mu?Lozan'da ana şeklini bulan, sadece Müslimgayrimüslim ayrımını kabul eden; "Türküm" diyen herkesi Türk gören MüslümanTürk tarifi değiştirilmiyor mu?Yeni Türkiye, Bursa Kız Koleji'nde iki kız öğrencinin Hıristiyan olması üzerine okulu kapatan Gazi'nin tavrını takip ediyor mu sizce? Defalarca değiştirilen anayasa federatif yapıya geçiş maksadıyla yeniden yazılmak istenmiyor mu?Hatta bazı çevreler, Atatürk'ün yıllarının geçtiği Çankaya Köşkü'nün tercih edilmemesini dahi aynı mantıkla ele almıyorlar mı? Yoksa Osmanlıca da Mustafa Kemal'in eserlerine duyulan tepkinin bir yansıması mı?