"Dinsel milliyetçiliğe karşı olma" safsatası

Başbakan R. T. Erdoğan, 5-6 yıldan beri "dinsel milliyetçilik" kavramını temcit pilavı gibi servis ediyor.Başbakan'ı biri oyuna getiriyor. Önüne konuşma metnini koyanlar, Erdoğan'a yeni bir "kavram türettiriyor"lar: Dinsel milliyetçilik!"Dinsel milliyetçilik", bizim medeniyetimizin kavramı değil, inanç ve kültürümüze ait değildir! Olsa olsa, Amerika'nın BOP'u ekseninde uydurulan "Ilımlı İslam" yapılanması ekseninde türetilmiş bir kavramdır. Müslümanların canlarına, mallarına, namuslarına kast edildiği ve vatanlarının işgal edildiği vahim "yeni dünya düzeni" sürecinde türetilen Medeniyetler İttifakı yalanına entegre vaziyette uydurulmuş bir kavramdır!BOP'un ve Medeniyetler İttifakı'nın eş güdümcüsü olduğunu deklare eden Erdoğan, yurtiçi ve yurt dışındaki birçok toplantıda şu nakaratı seslendiriyor: "Biz etnik milliyetçiliğe karşıyız, biz dinsel milliyetçiliğe karşıyız, biz bölgesel milliyetçiliğe karşıyız?" Hatta Belçika'da aynı nakaratı tekrar ettikten sonra şunu ekliyor Erdoğan: "Ben siz vatandaşlarımdan şunu istiyorum. Belçika'ya entegre olmakta ya da bir Avrupa ülkesine entegre olmakta sorun çıkarmayın!"Dün "meydan mücahidi" edasıyla "Minareler süngü, kubbeler miğfer!" diye meydanlarda halkı fiştekleyen Erdoğan, bugün manası kendince ma'lum "dinsel milliyetçilik"e karşı güya vaziyet alarak, Türk vatandaşlarının Belçika'ya ve Haçlı Avrupa'sına entegre olmasını istiyor. Aynı şekilde güya "etnik ve bölgesel milliyetçiliğe karşı" olmaktan söz ederken; Türk milleti arasında Anayasal ve yasal hiçbir ayrımcılığın ve eşitsizliğin bulunmadığı ve PKK terörünün adeta gün aşırı 5-6 vatan evladını şehit ettiği bir zeminde "Kürt açılımı" başlatıyor, Ermeni açılımında baş çekiyor, Ermenistan ile protokol parafe ediyor!Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?! Erdoğan, "dinsel milliyetçilik" kavramını ilk defa sarf ettiğinde, tesadüfe bakın ki, 4 hak dinden söz ediyor? Hem de Of'ta! 2002 seçimi öncesi Of'tan şöyle sesleniyor: "Birileri ırk milliyetçiliği yapıyor, birileri bölge milliyetçiliği yapıyor, birileri de dine dayalı milletçilik yapıyor. Biz bu üçünü de elimizin tersi ile itiyoruz. Türkiye'de 30'a yakın etnik grup ve 4 hak dine mensup herkesi seviyoruz, kucaklıyoruz!" (http://www.yenisafak.com/arsiv/2002/temmuz/12/p3.html). Bu haberin metni, Yenişafak'ın internet sitesinden kaldırılmadan bizzat görmenizi isterim! Erdoğan, işte o günden bu tarafa pek çok miting ve oturumda benzer "dinsel milliyetçilik" kavramını konuşup duruyor. Erdoğan'ın Of'taki bu çıkışına göre, 4 hak din var ve Erdoğan hepsini seviyor, kucaklıyor. Siyak ve sibak bu ise; "dinsel milliyetçiliğe karşı olmak", "tek hak din"in yerine "4 tane hak din" türetmek midir?! İmdi, Erdoğan'ın peşinden giden hacılar, hocalar, sarıklılar, cüppeliler, şalvarlılar, çarşaflılar? Buyurun, siz konuşun: Size göre de "4 hak din" mi vardır? İçinizden, "Hâşa ve kella?!" dediğinizi duyar gibiyim.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, Alemlere rahmet Hz. Muhammed'in getirdiği "hak din İslam" ile alakası bulunmayan ve Amerikan'ın BOP'unun ne idüğü belirsiz "Ilımlı İslam"ı ekseninde türetilmiş bu "dinsel milliyetçilik" kavramının da arka planını ortaya koyuyor; "milli bütünlüğümüzün teminatı olan dini bütünlüğümüz"e yönelik oyunları bozuyor."Dinsel milliyetçilik"ten maksat, şayet İslam dininin "hak din olduğuna inanmak ve anlatmak" ise, bu gerçeği bizzat Yüce Allah ve onun Resulü ilan ediyor. İslam dininin akaid esasında "tek hak din" vardır, o da Yüce Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed ile gönderdiği "İslam Dini"dir. Hz. Peygamber ve O'nun Saadet asrından bu tarafa gelmiş geçmiş bütün İslam kaynaklarının ve alimlerinin ifade ettiği "ebedi gerçek" budur."Dinsel milliyetçilik"ten maksat, şayet bu ilahi ve ebedi olan gerçeğe iman etmek ve anlatmak ise, ona karşı olmak, batılın ta kendisidir! Zira Alemlerin Rabbi olan Allah, Kur'an-ı Kerim'inde, pek çok ayette bu "temel iman esası"nı ayan-beyan ortaya koyuyor. Bu "ilahi beyan"ların bazılarını hatırlayalım:"Şüphesiz ki, Allah katında hak din İslam'dır" (Al-i İmran, 19). "O Allah ki, müşrikler hoşlanmasalar da, (İslam) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resûlü (Muhammed)ini hidayet ve Hak Din ile gönderendir" (Tevbe, 33). "Bütün dinlere üstün kılmak üzere, Peygamberi (Muhammed'ini) hidayet ve Hak Din (olan İslam) ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter; Muhammed Allah'ın Rasulüdür!" (Fetih, 28-29).Yüce Allah, "İslam'ın yegane hak din olduğu" gerçeğini ilan etmekle kalmıyor; bu hususta Ehl-i Kitab'ın "Müslüman'ı küfre yuvarlayacak" tuzaklarını da şöyle ikaz ediyor: "Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar" (Al-i İmran, 100).Bir elin parmağı kadar azınlıktaki istisnalar dışında topyekun Türk milletinin, Asr-ı Saadetten tevarüs ettiği "sahih iman ve sağlam itikad" budur! Bu iman ve itikad, şüphesiz bir başkasının inancını aşağılamaz, horlamaz, hakarete maruz bırakmaz; ama gayr-ı Müslimlerin batıl din ve inançlarını da asla "hak" diye tasdik etmez, ettirmeyi yutmaz! Bu bağlamda Kur'an-ı Kerim'in ölçüsü açıktır: "Dinde zorlama yoktur; hak batıldan, dosdoğru olan sapıklıktan tamamen ayrılmıştır. Allah, iman edenlerin dostudur" (Bakara, 256). "Sizin dininiz size, benim dinim de banadır" (Kâfirûn, 6)."Dinsel milliyetçilik"ten maksat, şayet bir Müslüman'ın fert ve cemiyet olarak İslam'ın güzelliklerini yaşamada, temsil ve hal edinmede yarışması, takvada ve hayırda yarışması ve bu güzellikleri yaşayan dostlarına ve aba ü ecdadına sahiplenmesi ise, bu da Yüce Allah'ın emr ü fermanıdır. "İyilikte ve takvada yardımlaşın, yarışın" (Maide, 2) ve "(Firdevs cennetinin varisi olan mü'minler) hayırda koşuşturup yarışır ve bu uğurda öne geçerler" (Mü'minûn, 61) ayetleri, bu takva yarışının ifadesidir. "Dinsel milliyetçilik"ten maksat, şayet bu takva yardımlaşması ve yarışı ise, böyle bir iman hasletine "karşı olmak" da batıldır, affedilmez yanlıştır!Herkes inancında hürdür, dilediğine inanır, dilediğini inkar eder; hiç kimse inancından dolayı, kınanamaz ve horlanamaz. Ama hiç kimsenin de, Müslüman kisvesine bürünerek, yüce dinimiz İslam'ın itikad temelleriyle ve medeniyetimizin ana kavramlarıyla kendi istediği gibi veya Amerika'nın "Ilımlı İslam"ı kapsamında kendisinden istendiği gibi oynamaya hakkı yoktur. Vesselam?!