Milli iradenin, milli hakimiyetin ve hükümranlığın en önemli göstergelerinden ve sembollerinden olan TL'ye gereken değerin verilmesi istenilen hutbede "Bugün insanlığın yaşadığı problemler başka gezegenlerden taşınmış değildir. Bütün problemler, dünyada yaşayan akıllı canlıların, yani biz insanların eseridir. Kuranıkerim, Rum Suresi'nin 41. ayetinde İnsanların bizzat kendi yaptıkları yüzünden karada ve denizde düzenin bozulduğunu vurgulayarak bu gerçeği en açık şekilde tasvir etmektedir" deniliyor.
Huzur ve huşu içinde ibadet etmenin bile ekonomik hayat ile yakından ilgili olduğu ifade edilen hutbede, ekonomik sorunlar içerisinde kıvranan ve ezilen insanların, huzurlu bir manevi hayat sürmelerinin zor olduğuna dikkat çekiliyor.
Hutbede "Milletler camiasında devletler, sahip oldukları ekonomilere göredeğer ve muamele görmektedirler. Bir ülkenin milli parası ise o ülkenin diğer devletler nezdindeki milli onurunun sembolüdür. Artık uluslararası ekonomik hayatta, yabancı paralar karşısında milli paranın paritesinin yüksekliği, o ülkenin itibarının da göstergesi kabul edilmektedir. Üzülerek müşahede etmekteyiz ki; milletimiz 30 yıldır ağır bir enflasyonist baskı altında yaşıyor. Ekonomimiz ciddi problemler ile karşı karşıya. Bu bağlamda döviz dengesinin istikrara kavuşamaması, döviz kurlarının aşırı derecede yükselmesi, milli paramızın değerinin gittikçe düşmesine ve sonuç olarak da vatandaşlarımızın her geçen gün biraz daha fakirleşmesine sebep olmaktadır.
Artık maalesef milli paramız yerine evler, yabancı paralar ile kiralanmakta, çarşı pazarda insanımız döviz ile alışveriş yapmaktadır.Ülkede emek-sermaye-istihdam ve üretim dengesi, yerini sadece döviz alınıp satılan bürolara bırakmıştır. Bu gidiş doğru değildir. Biz daha büyük sıkıntıları da yaşadık ve aştık, yoksulluklar içinde İstiklal Savaşı verdik. Milli irademiz ile bugün karşı karşıya olduğumuz bu ekonomik problemleri aşacağımızdan da kuşkumuz yok. Ancak; önce milli irademizin, milli hakimiyetimizin ve hükümranlığımızın en önemli göstergelerinden, sembollerinden biri olan milli paramıza, Türk Liramıza gereken değeri vermeliyiz" deniliyor.
Huzur ve huşu içinde ibadet etmenin bile ekonomik hayat ile yakından ilgili olduğu ifade edilen hutbede, ekonomik sorunlar içerisinde kıvranan ve ezilen insanların, huzurlu bir manevi hayat sürmelerinin zor olduğuna dikkat çekiliyor.
Hutbede "Milletler camiasında devletler, sahip oldukları ekonomilere göredeğer ve muamele görmektedirler. Bir ülkenin milli parası ise o ülkenin diğer devletler nezdindeki milli onurunun sembolüdür. Artık uluslararası ekonomik hayatta, yabancı paralar karşısında milli paranın paritesinin yüksekliği, o ülkenin itibarının da göstergesi kabul edilmektedir. Üzülerek müşahede etmekteyiz ki; milletimiz 30 yıldır ağır bir enflasyonist baskı altında yaşıyor. Ekonomimiz ciddi problemler ile karşı karşıya. Bu bağlamda döviz dengesinin istikrara kavuşamaması, döviz kurlarının aşırı derecede yükselmesi, milli paramızın değerinin gittikçe düşmesine ve sonuç olarak da vatandaşlarımızın her geçen gün biraz daha fakirleşmesine sebep olmaktadır.
Artık maalesef milli paramız yerine evler, yabancı paralar ile kiralanmakta, çarşı pazarda insanımız döviz ile alışveriş yapmaktadır.Ülkede emek-sermaye-istihdam ve üretim dengesi, yerini sadece döviz alınıp satılan bürolara bırakmıştır. Bu gidiş doğru değildir. Biz daha büyük sıkıntıları da yaşadık ve aştık, yoksulluklar içinde İstiklal Savaşı verdik. Milli irademiz ile bugün karşı karşıya olduğumuz bu ekonomik problemleri aşacağımızdan da kuşkumuz yok. Ancak; önce milli irademizin, milli hakimiyetimizin ve hükümranlığımızın en önemli göstergelerinden, sembollerinden biri olan milli paramıza, Türk Liramıza gereken değeri vermeliyiz" deniliyor.