Dizi; Squid Game (kalamar oyunu) neyin korkusu?

Kapitalist sistemin toplumu etkileme, algı oluşturma argümanlarından en güçlüsü geçmişte beyazperde, bugün gençler için dijital platformlar.

Bunu, 70'li yıllarda başlayan Arap terörist algısını tüm dünya izledi beyaz perdelerde.

Algı süreci olgunlaştığında sonuç, BOP… Ortadoğu kan gölü…

Kapitalizm "Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız" temeline inşa edildiği için her türlü kaynağı ele geçirmeyi mubah  görüyor. İstedikleri bu,  sistem de bunu dayatıyor, dünya kaynaklarını ele geçirmek ve insanlığın kontrolü; modern kölelik.

Katil kapital sistem, hedefine sağlam adımlarla ilerliyordu. 

Ta ki merhum Prof. Dr. Haydar Baş 2005 yılında (M.E.M.) Milli Ekonomi Modeli'ni dünyaya deklare edene kadar. Kapital sistemin temelini "Kaynaklar sınırsız, insanın ihtiyaçları sınırlıdır" diyerek yıkana kadar.

MEM'in 'Milli Para' maddesi kapitalist sistemi yerle bir etti.

"Her ülke, kendi ürettiği ürününü milli parası ile satarsa, kapital sistemin sömürüde kullandığı yeşile boyanmış kâğıdını bitirirsiniz…" sözü kapital sistemin salası oldu.

Çıkış yolu bulmayan ve bulamayacak olan kapitalist sistem, insanları algı operasyonları ile kapital sistemden başka sistem olmadığını inandırmak için her yolu deniyor. 

Şimdi diyeceksiniz ki, Squid Game  (kalamar oyunu) dizisi ile kapital sistem… Ne alaka!

BTP Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş'ın Squid Game dizisi açıklamasından sonra dikkatimi çekti ve tüm bölümleri izleme fırsatım oldu. 

Dizide açlık, sefalet ve borç batağında boğulmuş çaresizlik içinde olan karakterler canlandırılıyorlar… Tıpkı kapital sistemde kıvranan insanlık gibi…

Dizideki oyununun 1. Etabı, kırmızı ışık yeşil ışık…

Geniş bir alanda yüzlerce kişi, karşılarında kırmızı bir çizginin ortasında yapay zekâlı bir bebek maketi. Yapay zekâlı maket bebeğin direktifi ile insanlar çizgiye doğru kurtuluş için koşuyor, yine yapay zekâlı bebeğin direktifi ile olduğu yerde durmaya çalışıyor yüzlerce insanlar. Duramayan hareket eden yüzlerce insanlar yine yapay zekâya bağlı mekanizma ile vurularak ölüm ile ödüllendiriliyorlar… 

Kırmızı çizgiyi geçen insanlar kurtulduklarını sanıyorlar! Bir sonraki etaba kadar

Ölen her insan için bir kürenin içine biriken para ödül…

Yüzlerce insanın katledilmesinden sonra oyuncuların oylaması sonrasında oyunlar son buluyor ve insanlar salıveriliyor. Lakin yoksulluk, sefalet ve borçlar,  bir süre sonra yüzlerce insanları tekrar bu ölüm oyunları sahasına dönmelerine mecbur ediyor. Çeşitli etapların oynandığı,  ölümün her anında hissedilen oyuna tekrar katılan yüzlerce kişi…

Düşünelim, yüzlerce yıldır katil kapitalizmin acımasız kurallarında varlığını sürdürmeye çalışan insanlar, sistem dur diyor duruyorlar, sistem koş diyor koşuyorlar…

Sonuç: Savaş, gözyaşı, açlık, sefalet, katliamlar, kardeşin kardeşi katletmesi… acılar acılar…

Dünyanın aynası bir diziye adapte edilmiş sanki Squid Game (kalamar oyunu )…

Prof. Dr. Haydar Baş'ın yolunda yürüyen, dünyada ve Türkiye'de yıldızı parlayan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ile genç, dinamik ve gençlerin dilinden anlayan, peşinden sürüklemeye başlayan, sorgulayan soran araştıran Z kuşağın liderinden korkanların korkusu mu, bu dizi ve diziler… 

Yine yeni algı operasyonlarından bir parça mı bu… "tek yol katil kapitalizm, siz ne yaparsanız yapın para bende, dünya ile istediğim gibi oynarım. Dün sizin büyükleriniz bizim istediğimiz gibi yaşadılar, bugün ve yârin sizler bu sisteme mecbursunuz, bizim istediğimiz gibi yaşayacaksınız" demek mi istiyorlar sizce?

Nafile oyunlar bunlar… Geliyor Hüseyin Baş, o güneş doğdu…