Doğru tartan bir kantara çıkmalı

Bizi hangi şeyin ve neden üzdüğüne dönüp bir bakmalı.

Mesela, desteklediğimiz partinin yaşadığı oy kaybına üzüldüğümüz kadar, faizlerin ay ay ve adım adım yüzde 50'ye çıkmış olmasına niçin üzülmediğimizi bir sorgulamalıyız.

Mesela, yıllardır yaşanan yolsuzluklar sebebiyle, gelir dağılımındaki adaletsizlikler nedeniyle, toplumun büyük bir kesiminin düştüğü, düşürüldüğü sefalet, yaşadığı perişanlık neden acaba hacının hocanın ilgisini çekmiyor bir türlü?

Mesela, desteklediğimiz partinin, bazı illerde ve ilçelerde belediye başkanlıklarını kaybetmesine üzüldüğümüz kadar, altı aydan beri Gazze'yi bombalayan, on binlerce masum insanın ölümüne sebep olan soykırımcı bir devlet ile ticari ilişkilerin hâlâ devam ediyor olmasına üzülmeme halimize bir göz atmalıyız.

Bir tarafta ölüm var, zulüm var, soykırım var ve katliam var ve diğer tarafta ise desteklediğiniz partinin iktidarında bu zulme, bu katliama sessizlik var, suskunluk var ve dolaylı destek var.

Bir tefekkür etmek gerek, nasıl oluyor da, bombalanan bina enkazlarının altında kalanlarla beraber elli bini çoktan geçmiş olan kitlesel ölümler, sizi, bizi, hepimizi, desteklediğimiz partinin yaşadığı oy kayıpları kadar ilgilendirmiyor ve üzmüyor?

Gördüğümüz, duyduğumuz ve bizzat şahit olduğumuz haksızlıklar karşısında bizi susturanın, bizi adeta 'dut yemiş bülbüle' çeviren şeylerin neler olduğunu ciddi bir süzgeçten geçirmeli.

Komşumuz, komşularımız kelimenin tam anlamıyla açken, adeta sefilleri oynarken, bizleri konforlu yaşantımızdan asla taviz verdirmeyen amilleri tek tek bir güzel masaya yatırmalı.

Sonlarına yaklaştığımız mübarek Ramazan ikliminden de istifade ederek, ciddi bir nefis muhasebesi, özümüzü sarsacak derecede bir vicdan muhasebesi yapmalı.

Acaba bizi biz yapan, bizi insanlık ailesinin bir üyesi kılan, içinde yaşadığımız toplumu ve fiziki çevreyi insanca yaşanacak bir ortama dönüştürme özelliklerimizden hangilerini ve ne zaman ve nasıl kaybettik ki, sefaletler ve bin bir çeşit perişanlıklar peşimizi bir türlü bırakmıyor?

Doğru tartan, şaşmaz bir kantara galiba hepimizin şiddetle ihtiyacı var.

"Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir." (Hac:46)