Döviz kredisinde risk doğru paylaşılmalı
18.12.2011 00:00:00
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Sıtkı Yılmaz, döviz cinsi kredi mağduriyetinde bankaların göz ardı edildiğini söyledi
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Sıtkı Yılmaz, döviz cinsi kredi mağduriyetinde bankaların göz ardı edildiğini söyledi. Bu kredilerin kullanılmasında bankaların yönlendirmesi olduğunu ifade eden Yılmaz, ayrıca kur yükselişlerinin krediye yansıtılırken, düşüşlerin yansıtılmadığını belirtti. Döviz cinsi kredi kullanan Safiye Yaşa ile birlikte kameralar karşısına geçen TÜDEF Başkanı Yılmaz, bankaların 2006 ve 2008 yılları arasında tüketicileri düşük faizli ve yatay seyreden Japon Yeni ve İsviçre Frangı cinsinden kredi kullanımına teşvik ettiklerini söyledi. Bu şekilde Türkiye çapında 40 ila 50 bin arasında mağdur aile olduğunun tahmin edildiğini aktaran Yılmaz, son olarak Denizli'de bir mahkemenin dövizzede lehine verdiği kararın mağdur tüketicilere umut ışığı doğurduğunu ifade etti. Tüketicilerin yasal haklarını bilmediği için şartlar ne olursa olsun bu borcu ödemek zorunda olduğunu düşünerek taksitlerini yatırmaya çalıştığını anlatan Yılmaz, şunları söyledi: "Tüketici, değişen olağanüstü koşullar nedeniyle Tüketici Mahkemesi'nde 'uyarlama davası' açabilir. Ancak bazı bankalar ileride karşılaşılacak her türlü riski kurum adına güvence altına almak adına sözleşmelerine, kriz dönemlerinde tüketicinin 'uyarlama davası' talebiyle dava açamayacaklarına dair şart koydukları konusunda şikayetler almaktayız. Sözleşmelere konan bu tür şartlar haksız şarttır. Tüketici yasasının 6. maddesinin 2. fıkrasına göre 'taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu ve her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Olağanüstü koşullarda sadece tüketici zarar görüyor. Kurun yükselmesinden zarar gören tüketici, kurun düşüşünden yarar görmemektedir. Oysa riskin de taraflar arasında paylaşılması gerekir. Tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan bu durumdan nedeniyle tüketici, mutlaka Hakim Müdahalesi'ni talep etmelidir. Bu konuda tüketicimiz her zaman tüketici derneklerimizden hukuki destek alabilir."
Evi satsalar kredi borcu bitmiyorEv almak için Japon Yeni cinsinden kredi kullanan Safiye Yaşa ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "2006'de bir bankadan 45 bin 836 TL karşığılı Japon Yeni cinsi konut kredisi kullandık. Bize, 'Türk Lirası olarak kredi çıkmaz' dediler ve Japon Yeni olarak kredi verdiler. İlk ödeme planında taksit tutarı 635 TL idi. Ayrıca bize, 'Taksit miktarı 800'ün üzerine asla çıkmaz' dediler ama şimdi 1.425 TL ödüyoruz. Japon yeni olarak aldığımızı kredi, Ekim 2011'de 97 bin 88 TL oldu. Kredi ile Mudanya'dan 50 bin TL'ye ev aldık. Kredinin 3,5 yılını ödedik, 3,5 yılı kaldı. Şimdiki taksidi ödeyemiyoruz. Evi satsak bile karşılığı olmuyor. Nasıl altından kalkacağımızı bilemiyoruz. Bu nedenle tüketici derneğine başvurduk. Tek çözüm bankaya dava açacağız. Eşim fabrikada çalışıyor, ben işsizim."
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Sıtkı Yılmaz, döviz cinsi kredi mağduriyetinde bankaların göz ardı edildiğini söyledi. Bu kredilerin kullanılmasında bankaların yönlendirmesi olduğunu ifade eden Yılmaz, ayrıca kur yükselişlerinin krediye yansıtılırken, düşüşlerin yansıtılmadığını belirtti. Döviz cinsi kredi kullanan Safiye Yaşa ile birlikte kameralar karşısına geçen TÜDEF Başkanı Yılmaz, bankaların 2006 ve 2008 yılları arasında tüketicileri düşük faizli ve yatay seyreden Japon Yeni ve İsviçre Frangı cinsinden kredi kullanımına teşvik ettiklerini söyledi. Bu şekilde Türkiye çapında 40 ila 50 bin arasında mağdur aile olduğunun tahmin edildiğini aktaran Yılmaz, son olarak Denizli'de bir mahkemenin dövizzede lehine verdiği kararın mağdur tüketicilere umut ışığı doğurduğunu ifade etti. Tüketicilerin yasal haklarını bilmediği için şartlar ne olursa olsun bu borcu ödemek zorunda olduğunu düşünerek taksitlerini yatırmaya çalıştığını anlatan Yılmaz, şunları söyledi: "Tüketici, değişen olağanüstü koşullar nedeniyle Tüketici Mahkemesi'nde 'uyarlama davası' açabilir. Ancak bazı bankalar ileride karşılaşılacak her türlü riski kurum adına güvence altına almak adına sözleşmelerine, kriz dönemlerinde tüketicinin 'uyarlama davası' talebiyle dava açamayacaklarına dair şart koydukları konusunda şikayetler almaktayız. Sözleşmelere konan bu tür şartlar haksız şarttır. Tüketici yasasının 6. maddesinin 2. fıkrasına göre 'taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu ve her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Olağanüstü koşullarda sadece tüketici zarar görüyor. Kurun yükselmesinden zarar gören tüketici, kurun düşüşünden yarar görmemektedir. Oysa riskin de taraflar arasında paylaşılması gerekir. Tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan bu durumdan nedeniyle tüketici, mutlaka Hakim Müdahalesi'ni talep etmelidir. Bu konuda tüketicimiz her zaman tüketici derneklerimizden hukuki destek alabilir."
Evi satsalar kredi borcu bitmiyorEv almak için Japon Yeni cinsinden kredi kullanan Safiye Yaşa ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "2006'de bir bankadan 45 bin 836 TL karşığılı Japon Yeni cinsi konut kredisi kullandık. Bize, 'Türk Lirası olarak kredi çıkmaz' dediler ve Japon Yeni olarak kredi verdiler. İlk ödeme planında taksit tutarı 635 TL idi. Ayrıca bize, 'Taksit miktarı 800'ün üzerine asla çıkmaz' dediler ama şimdi 1.425 TL ödüyoruz. Japon yeni olarak aldığımızı kredi, Ekim 2011'de 97 bin 88 TL oldu. Kredi ile Mudanya'dan 50 bin TL'ye ev aldık. Kredinin 3,5 yılını ödedik, 3,5 yılı kaldı. Şimdiki taksidi ödeyemiyoruz. Evi satsak bile karşılığı olmuyor. Nasıl altından kalkacağımızı bilemiyoruz. Bu nedenle tüketici derneğine başvurduk. Tek çözüm bankaya dava açacağız. Eşim fabrikada çalışıyor, ben işsizim."
