'Du bakali nolcek' mankurtluğu

Kendisinde millî sorumluluk hisseden Türk aydınlarının en büyük mücadelesi, milletimizde sarî bir hastalık halinde yayılmış olan "du bakali nolcek" mankurtluğunu yok etmek temeli üzerine kurulmuştur.Maalesef "Du bakali nolcek" diyenler, çok büyük bir toplama ulaşmış durumdadırlar. Bunlar dışarıda dura dura, karşıdan baka baka yok olup gidecekler. Bağımsız millî Türk devleti bütün değer, sembol ve kurumlarıyla tasfiye ediliyor, Türk milleti kademe kademe siliniyor, eritiliyor, itiliyor kakılıyor, her türlü saldırı, zulüm, haksızlık, hırsızlık, arsızlık artarak devam ediyor; ama büyük bir kesim hâlâ "du bakali nolcek" aymazlığında. Ne olacak? Elinin körü olacak. Bunlar, millî ve toplumsal sorumluluk almazlar, ellerini taşın altına koymazlar, her zaman kenarda beklemeyi ve olan biteni sadece seyretmeyi tercih ederler. Kendi varlığı, hayatı, işi, durumu ile ilgili olan bitene, yapılana edilene müdahil olmazlar. Oyun kuran değil, başkasının kurduğu oyunda rol almak mecburiyetinde bırakılanlar, ama bu durumu değiştirmek ve inisiyatif almak için mücadeleye girmeyenlerdir. Bekle gör politikası takip ederler ve bu tavırları ölünceye kadar devam eder. Hiçbir zaman bekleyip gördükten sonra kötü gidişat varsa onu değiştirmek ve durumlarını iyileştirmek için sorumluluk alarak işe ve mücadeleye girmezler. İnsan olmak, insan fıtratının var oluş sırrına ihanet etmemek, hele hele Türk milletine mensup olup da bu milletin mukadderatını kendi sorumluluk alanı içinde hissetmek, en üst bilinç düzeyine ermek ve hayatı değerli kılan bir meşguliyetle ilgilenmek demektir. Onurlu bir Türk tavrı, "Du bakali nolcek" değil, "bak gör ne yapacağız" tavrıdır. "Du bakali nolcek" ibişliğine karşı "bak gör ne yapacağız" şahsiyetini ortaya koymak gerçek Türk olmaktır. Haysiyetli, şahsiyetli, insanî, İslamî ve millî var oluşuna saygılı olan, oyun kurucu tavrını benimseyen sahih Türk aydınları, hayatlarına anlam katan öncülerdir.