Düşman kardeşler Kuzey ve Güney Kore arasındaki sorunun kaynağı nedir?
Kuzey ve Güney Kore arasındaki sorun, yalnızca iki devlet arasındaki siyasi çekişme değil; aynı zamanda bir milletin geçmişine, kimliğine ve geleceğine dair büyük bir yaradır. Bu yarayı iyileştirmek, ne sadece diplomasinin ne de zamanın işi… Gerçek barış, ancak karşılıklı anlayış, güven ve empatiyle mümkün olabilir. O zamana kadar Kore Yarımadası, hâlâ yarım kalmış bir hikâyenin başrolünde kalmaya devam edecek.
30.05.2025 00:50:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Bir millet, iki ayrı ülke: Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) ve Güney Kore (Kore Cumhuriyeti). Aynı dili konuşan, aynı kültürel köklere sahip iki toplum, bugün dünyanın en keskin siyasi sınırlarından biriyle birbirinden ayrılmış durumda. Peki, bu bölünmenin ve kalıcı hale gelmiş düşmanlığın temel kaynağı nedir?

Tarihin Kırılma Noktası: 1945 ve 38. Paralel
İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde, Japonya'nın işgali altında olan Kore Yarımadası, beklenmedik bir şekilde ikiye bölündü. Savaşın galipleri olan ABD ve Sovyetler Birliği, Japonya'nın tesliminden sonra Kore'yi geçici olarak 38. paralel boyunca etki alanlarına ayırdı. Bu bölünmenin kısa süreli olacağı düşünülse de, Soğuk Savaş'ın başlamasıyla birlikte bu çizgi kalıcı hale geldi.
İdeolojik Ayrılık: Kapitalizm vs. Komünizm
Bölünmenin hemen ardından iki farklı yönetim biçimi şekillenmeye başladı. Güney Kore'de ABD destekli kapitalist-demokratik bir rejim kuruldu; Kuzey Kore ise Sovyetler Birliği desteğiyle sosyalist bir sistem benimsedi. Bu sadece iki farklı siyasi sistemin değil, iki farklı dünya görüşünün çatışması anlamına geliyordu. Bu ideolojik ayrılık, zamanla halklar arasında değilse bile, yönetimler arasında derin bir uçuruma dönüştü.
Ateşin Patladığı An: Kore Savaşı (1950–1953)
Kuzey Kore'nin 1950 yılında Güney'e saldırmasıyla başlayan Kore Savaşı, yalnızca Koreliler arasında değil, ABD, Çin ve Sovyetler Birliği gibi küresel güçlerin de dahil olduğu kanlı bir çatışmaya dönüştü. Üç yıl süren savaş yüzbinlerce insanın hayatına mal oldu ve yarımada yeniden 38. paralel civarında, bu kez dikenli teller ve askerî tahkimatlarla bölündü. Her iki taraf da savaşı kaybetmedi ama barış da kazanılmadı. Savaş, sadece bir ateşkesle sona erdi; barış anlaşması ise hâlâ imzalanmadı.
Rejimler Arasındaki Derin Güvensizlik
Kore Savaşı'ndan sonra Kuzey Kore kapalı, militarist ve otoriter bir rejime dönüşürken; Güney Kore zamanla demokratikleşti ve ekonomik olarak dünya sahnesinde söz sahibi oldu. Bu gelişmeler, iki ülke arasındaki düşmanlığı daha da derinleştirdi. Özellikle Kuzey Kore'nin nükleer silah programına yönelmesi, Güney Kore için doğrudan bir tehdit anlamına geldi.
Aileler Ayrıldı, Zihinler Bölündü
Sorun sadece siyasi ya da askeri değil; aynı zamanda insani bir trajedi. Bölünme nedeniyle milyonlarca Koreli aile parçalandı, kardeşler, ebeveynler birbirinden koparıldı. Bu derin acılar, nesiller boyu devam etti. Her iki tarafta da bir nesil, karşı tarafı "düşman" olarak tanımadan büyüdü.
Bugün Ne Değişti?
Zaman zaman diyalog kapıları açılsa da, esas sorun hala çözümsüz. Kuzey Kore'nin nükleer programı ve Güney'in ABD ile olan yakın ilişkisi, bölgeyi sürekli diken üstünde tutuyor. Ancak arada yumuşama sinyalleri de görülüyor: Sınır görüşmeleri, aile birleşimleri ve spor diplomasi örnekleri umut verici adımlar olsa da, kalıcı bir barış için daha fazlası gerekiyor.

Tarihin Kırılma Noktası: 1945 ve 38. Paralel
İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde, Japonya'nın işgali altında olan Kore Yarımadası, beklenmedik bir şekilde ikiye bölündü. Savaşın galipleri olan ABD ve Sovyetler Birliği, Japonya'nın tesliminden sonra Kore'yi geçici olarak 38. paralel boyunca etki alanlarına ayırdı. Bu bölünmenin kısa süreli olacağı düşünülse de, Soğuk Savaş'ın başlamasıyla birlikte bu çizgi kalıcı hale geldi.
İdeolojik Ayrılık: Kapitalizm vs. Komünizm
Bölünmenin hemen ardından iki farklı yönetim biçimi şekillenmeye başladı. Güney Kore'de ABD destekli kapitalist-demokratik bir rejim kuruldu; Kuzey Kore ise Sovyetler Birliği desteğiyle sosyalist bir sistem benimsedi. Bu sadece iki farklı siyasi sistemin değil, iki farklı dünya görüşünün çatışması anlamına geliyordu. Bu ideolojik ayrılık, zamanla halklar arasında değilse bile, yönetimler arasında derin bir uçuruma dönüştü.
Ateşin Patladığı An: Kore Savaşı (1950–1953)
Kuzey Kore'nin 1950 yılında Güney'e saldırmasıyla başlayan Kore Savaşı, yalnızca Koreliler arasında değil, ABD, Çin ve Sovyetler Birliği gibi küresel güçlerin de dahil olduğu kanlı bir çatışmaya dönüştü. Üç yıl süren savaş yüzbinlerce insanın hayatına mal oldu ve yarımada yeniden 38. paralel civarında, bu kez dikenli teller ve askerî tahkimatlarla bölündü. Her iki taraf da savaşı kaybetmedi ama barış da kazanılmadı. Savaş, sadece bir ateşkesle sona erdi; barış anlaşması ise hâlâ imzalanmadı.
Rejimler Arasındaki Derin Güvensizlik
Kore Savaşı'ndan sonra Kuzey Kore kapalı, militarist ve otoriter bir rejime dönüşürken; Güney Kore zamanla demokratikleşti ve ekonomik olarak dünya sahnesinde söz sahibi oldu. Bu gelişmeler, iki ülke arasındaki düşmanlığı daha da derinleştirdi. Özellikle Kuzey Kore'nin nükleer silah programına yönelmesi, Güney Kore için doğrudan bir tehdit anlamına geldi.
Aileler Ayrıldı, Zihinler Bölündü
Sorun sadece siyasi ya da askeri değil; aynı zamanda insani bir trajedi. Bölünme nedeniyle milyonlarca Koreli aile parçalandı, kardeşler, ebeveynler birbirinden koparıldı. Bu derin acılar, nesiller boyu devam etti. Her iki tarafta da bir nesil, karşı tarafı "düşman" olarak tanımadan büyüdü.
Bugün Ne Değişti?
Zaman zaman diyalog kapıları açılsa da, esas sorun hala çözümsüz. Kuzey Kore'nin nükleer programı ve Güney'in ABD ile olan yakın ilişkisi, bölgeyi sürekli diken üstünde tutuyor. Ancak arada yumuşama sinyalleri de görülüyor: Sınır görüşmeleri, aile birleşimleri ve spor diplomasi örnekleri umut verici adımlar olsa da, kalıcı bir barış için daha fazlası gerekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.