Düşünen bir makine mümkün mü?
Günümüzde gerçekleştirilen yapay zekanın insanların yerini almaya başlaması, makinelerin düşünüp düşünemeyeceği tartışmasını da beraberinde getirdiğini söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Aysun Aydın, kendisinin makinelerin düşünemeyeceği fikrini savunduğunu ifade etti





Düzce Üniversitesi Fen edebiyat Fakültesi'nin sürdürdüğü Popüler Bilim Seminerlerinde bu hafta, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Aysun Aydın "Makineler Düşünebilir mi? Yapay Zeka ve Felsefe Tartışmaları" konu başlıklarında bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
Fen Edebiyat Fakültesi Kutadgu Bilig Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen seminere; fakülte Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Emrah Evren Kara, öğretim elemanları ve öğrenciler katılım gösterdi.
Günümüzde gerçekleştirilen yapay zekanın insanların yerini almaya başlaması, makinelerin düşünüp düşünemeyeceği tartışmasını da beraberinde getirdiğini söyleyen Aysun Aydın, Fizikalizmde insan bedeninin bir makine olduğu kabul edilirken, bugün ise makineler düşünebilirler mi düşüncesinin tartışılmaya başlandığını dile getirdi.
Düalist görüşte zihin ve bedenin iki farklı varlık olduğunu, aralarında doğrudan bir etkileşimin olmadığı savunulurken, Fizikalizm'de zihnin beyne özdeş olduğunu, zihnin; beynin fiziksel-kimyasal etkileşimleri sonucu ortaya çıktığı düşüncesinin hakim olduğunu söyleyen Dr. Aydın, Alan Turing'in 1936 yılında ürettiği Turing makinesinin ilk düşünen makine olarak kabul edildiğini ifade etti.
Önemli olan insanın düşünüp düşünmediği
Güçlü yapay zeka savunucularının makinelerin; hesaplamalı zihin kuramları, üretkenlik, sistematik, rasyonel erişilebilirlik, hesaplanabilirlik ve gözlenebilirlik gibi koşullar sağlandığında düşünen bir makinenin de mümkün olacağını söylediklerini katılımcılarla paylaşan Öğretim Üyesi Aydın, Davranışcılık'ta da sorunun makinelerin düşünüp düşünmediği değil, insanların düşünüp düşünmediği gibi fikirlerin olduğunu dile getirdi.
İşlevselcilikte; zihinsel durumların, tekil ve hesaplanabilir durumlar olduğunu dolayısıyla makinelerin düşünebildiğini, beynin bir bilgisayar, zihnin ise bir yazılım olduğunun savunulduğunu söyleyen Aysun Aydın, İşlevselciliğin 1960'lardan bu yana düşünmenin bir işlevsel organizasyon olduğunu ve insanın zihinsel durumları olarak kabul edilen; inanma, isteme, umut etme, arzu etme ve imgelemenin zihnin bir işlevi olarak tasarlanabilir ve hesaplanabilir olduğunu iddia ettiklerini ifade etti.
'Bence makineler düşünemez'
Makinelerin düşünemezler savunucularının ise; eylemin çerçevesi, beceri, özgür istenç, canlılık, yönetimsellik, bilinç, çevre ile ilişkilendirme ve anlam gibi kavramları makinelerin algılamayacakları düşüncesine hakim olduklarını katılımcılarla paylaşan Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcımız ve Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Aysun Aydın, kendisinin de makinelerin düşünemeyeceği fikrini savunduğunu dile getirdi.
İHA