Hamit, insanın huzur ve saadeti bakımından zenginlik fakirlik arasında bir fark görmezdi. Dostlarının sorgu dolu bakışları üzerine de şu açıklamayı yapardı: Zenginin derdi bin türlü iktisadi gaile, fakirin derdi besleyemediği ailesidir. Onun için zenginlikle züğürtlük arasında hiç bir fark yoktur, ikisinin de derdi çoktur."
Kocamış vücut
Hamit'in evinde bir sohbet sırasında konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılmıştı. Yaşı gecikince bir hanım, şaire "Efendim, 'gönül kocamaz' derler" deyince Hamit şu cevabı verir: "Kocamaz ama kocamış bir vücut içinde oturmak da istemez."
İsim değişikliği
Hamit, yeni harflerin kabulünden sonra isminin "Hamid" değil de "Hamit" şeklinde yazılmasından dolayı çok kızıyormuş. Bir gün bu üzüntüsünü, zekasını çok beğendiği Necip Fazıl'a şöyle açıklar: "Ömrümün sonunda, ismimin sonuna bir 'it' ilave ettiler!"
Gitti kafiye
Abdülhak Hamit, bir şiir üzerine çalışırken hizmetçisi içeri girer. O sırada şiir yazmakta olduğu için bulduğu kafiyeyi unutuverir. Adı "Nafiye" olan hizmetçisine şöyle der: "Geldi Nafiye, gitti kafiye!"
Şairane tezat
Hamit, Süleyman Nazif'le birlikte Hanım'ı Şişli'deki evinde ziyareti sırasında gülerek der ki: "Hanımefendi, sizin hakikaten şair olduğunuza delalet eden bir hali daha evvel oğullarınızda müşahade etmiştim. Küçük oğlunuz Keramet Bey'i Viyana'da fesle gezerken, büyük oğlunuz Münir Bey'i de Ramazan günü Boğaziçi vapurunda sigara içerken gördüm. Bu, şairane bir tezattır."
Okumak yazmak
Şair-i azam'ın şiir, nesir, tiyatro, hatıra türlerinde perçok eseri vardır. Bir gün Hamit'e sorarlar: "Efendim hangi kitapları okudunuz?" Şair-i azam tebbessüm ederek ve açık sözlülüğüyle cevap verir: "Ben yazmaktan okumaya fırsat bulamadım."
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM