Abdülhak Hamit, evindeki sohbetlerin birinde fiyatların yükseldiğinden şikayet ediyor, hükümeti eleştiriyordu. İbnülemin hiddetlenerek, "En ucuz sebze olan beğenmediğimiz bakla bile 10 kuruştan 15 kuruşa çıktı" deyince Yahya Kemal araya girer: "Beyfendi nihayet baklayı ağızından çıkardı." Mahmut Kemal susar mı: "Aslında şimdiye kadar millet baklayı ağızından çıkarmadığı için fiyatlar alabildiğine yükseliyor."
ÇARESİ VAR MI
İbnülemin dişlerini yaptırmaya gider. Üstadın çenesi dar ve kısa olduğundan dişçi büyük zorluk çekmektedir. Üçüncü defa ölçü alınıp yapılan dişler yine yerine oturmayınca dişçi kendini savunur: "Beyefendi kabahat bende değil, çeneniz yok da ondan." Bu söze sinirlenen üstad gözlerini hiddetle dişçiye çevirir: "Hadi gevezeliği bırak da işini çabuk yap. Ağzımı açarsam, çenem var mı yok mu anlarsın."
HELA VE MELA
Mahmut Kemal, Süleyman Nazif'le Sadaret Müsteşarı Ali Fuat beyin evinden dönerken Beyazıt Yenikapan sokağının başında umumi tuvalette rastlarlar. Nazif tuvalete girmeyip duvar kenarında küçük su dökünce İbnüleminden azar işitir: "Be adam işin gibi çişin de tersine. Helayı bırakıp Melaya işemenin manası var mı?"
DELİ SÖZÜ
Ali Emiri Efendi, kış mevsimi Yakacık'taki sayfiyesinde bulunan İbnülemin'i Babıali'deki makamında ziyaret eder, ancak bulamaz. Bunun üzerine şu beyti yazıp bırakır: "Yakacık'ta bulunabilse yakacak/Kış gününde bile bizden kaçacak". Yerine daha sonra gelen Mahmut Kemal şu beyitle karşılık verir: "Düşme ey dil bu sözünden eleme/Delinin kali (sözü) gelir mi kaleme."
MANASIZ İSİM
Naci Fikret Konya Mülki İdaresinde okurken arkadaşlarıyla birlikte "Ufku Ati" isimli bir mecmua çıkarır. Fecr-i Ati'ye nazire olsun diye bu isim konulmuştur. Bu anlamsız moda isimleri tenkit eden Mahmut Kemal şu beyti yazıp gönderir. "Neyli tevil ediyorsun Fikret/Nice manasız isim var fikr et."
SİRET SURET
Mükremin Halil Yınanç'ın fiziki görünüm olarak pek güzel olmayan bir vücudu varmış. Ancak ilim ve ahlakta mükemmel bir karaktere ve yüksek şahsiyete sahipmiş. Yakın dostu İbnülemin Mahmut Kemal kendisini gördüğünde takılmadan edememiş: "Gel ey suretinden çok siretini sevdiğimiz."