YARI FİYAT
Halil Lütfi'nin yemeğini yiyebilen nadir insanlardan biri de Cemal Kutay'dır. Yazarını iki defa matbaasının altındaki köfteciye götüren Dördüncü, köfte ve piyazı uzun uzun över. Bundan sonrasını Kutay'dan dinleyelim: "Olayın içyüzünü, çok sonra, yanında yetişenlerden birinden dinledim. Meğer, Halil Lütfi Bey'in, kiracısı olan köfteciyle anlaşması varmış. Çok seyrek olmakla birlikte, eğer bir misafirini oraya getirirse, hesabın yarısını ödermiş. Tabii, bundan ucuz nerede yemek yedirebilirdi?.."
ÖLÜMLÜ DÜNYA
Mithat Sertoğlu, Vala Nureddin'den bir Halil Lütfi nüktesi naklediyor:
"Bir gün Sirkeci'deki Hüdadan lokantasına gittim. Baktım, Halil Lütfi de bir masada oturuyor. Onun lokantaya gelmesine şaşmıştım. Sonradan öğrendim ki, sahibi ahbabı imiş. Halil Lütfi sefertasıyla yemeğini getirir, orada ısıttırırmış. Kendisine su ve ekmek verir, yalnız bu ikisinin parasını alırlarmış. Ogün, ekmek 60 para, su da 10 para tuttu. Halil Lütfi çıkarıp 2 kuruş para verdi. Garson ceplenini aradı, 10 para bulamadı. 'Sonra versek olur mu?' dedi. Ben yemeğimi bırakmış, onlara bakıyordum, Halil Lütfi 'kalsın evlarım , kalsın... 'dedi. Sonra bana döndü: "Ne olacak Vala! Ölümlü dünya bu.."
ÖNCE DÜŞÜN
Tahir Kutsi Makal, Halil Lütfi Dördüncü'nün yanında çalışmakta ve gazetecilik yapmaktadır. Makal masasına abanmış yazı yazıyor. Patron bakar ki, Tahir Kutsi kalemi mürrekkep hokkasına batırdıktan sonra bekliyor. Yanına gider, sorar: "Ne yapıyorsun , niçin yazmıyorsun?" Cevap: "Düşünüyorum efendim!" Patron fazla düşünmeyi seven yazarını azarlar: "Önce düşün, sonra kalemi hokkaya batır. Bak mürrekkep boşuna kuruyor, yazık!"
Halil Lütfi'nin yemeğini yiyebilen nadir insanlardan biri de Cemal Kutay'dır. Yazarını iki defa matbaasının altındaki köfteciye götüren Dördüncü, köfte ve piyazı uzun uzun över. Bundan sonrasını Kutay'dan dinleyelim: "Olayın içyüzünü, çok sonra, yanında yetişenlerden birinden dinledim. Meğer, Halil Lütfi Bey'in, kiracısı olan köfteciyle anlaşması varmış. Çok seyrek olmakla birlikte, eğer bir misafirini oraya getirirse, hesabın yarısını ödermiş. Tabii, bundan ucuz nerede yemek yedirebilirdi?.."
ÖLÜMLÜ DÜNYA
Mithat Sertoğlu, Vala Nureddin'den bir Halil Lütfi nüktesi naklediyor:
"Bir gün Sirkeci'deki Hüdadan lokantasına gittim. Baktım, Halil Lütfi de bir masada oturuyor. Onun lokantaya gelmesine şaşmıştım. Sonradan öğrendim ki, sahibi ahbabı imiş. Halil Lütfi sefertasıyla yemeğini getirir, orada ısıttırırmış. Kendisine su ve ekmek verir, yalnız bu ikisinin parasını alırlarmış. Ogün, ekmek 60 para, su da 10 para tuttu. Halil Lütfi çıkarıp 2 kuruş para verdi. Garson ceplenini aradı, 10 para bulamadı. 'Sonra versek olur mu?' dedi. Ben yemeğimi bırakmış, onlara bakıyordum, Halil Lütfi 'kalsın evlarım , kalsın... 'dedi. Sonra bana döndü: "Ne olacak Vala! Ölümlü dünya bu.."
ÖNCE DÜŞÜN
Tahir Kutsi Makal, Halil Lütfi Dördüncü'nün yanında çalışmakta ve gazetecilik yapmaktadır. Makal masasına abanmış yazı yazıyor. Patron bakar ki, Tahir Kutsi kalemi mürrekkep hokkasına batırdıktan sonra bekliyor. Yanına gider, sorar: "Ne yapıyorsun , niçin yazmıyorsun?" Cevap: "Düşünüyorum efendim!" Patron fazla düşünmeyi seven yazarını azarlar: "Önce düşün, sonra kalemi hokkaya batır. Bak mürrekkep boşuna kuruyor, yazık!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.