Şehirler; sadece cadde, park, yol, bina gibi fiziki yapılardan ibaret değildir.
Bunların ötesinde o şehre değer katan markalar ve armalar vardır.
Mesela Trabzon denilince ilk akla gelen Trabzonspor'dur.
Futbol takımını kentten ayrı düşünemezsiniz. Etle tırnak gibidir.
Ya Ankara… O da öyle. Ankaragücü markasıdır başkentin.
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Eskişehir de böyle… "Eti, Sarar Eskişehir'in dünya çapında markalarıdır. Ancak Eskişehirspor'un gönüllerdeki yeri ayrıdır.
Kentin en büyük markasıdır.
Bir zamanların efsane takımı. Mili takıma verdiği oyuncular… Birollar, Nihatlar, Ganiler, Burhanettinler, Fethiler, Vahaplar ve daha niceleri…
Ya amigo Orhan! Türkiye'ye örnektir.
1965 yılında Eskişehir'in bağrından çıkan ve Aziz Bolel Başkan ile başlayan yolculuk…
Eskişehirspor, mazisindeki başarıları ve müzesindeki kupalarıyla Anadolu'nun yıldızlarından birisi olmuştur.
Dillere pelesenk olan "Es-Es-Es, Ki-Ki-Ki, Eski Eski Es" sesleri maç zamanlarında yankılanır kentin dört bir köşesinde.
Futbol ustalarından dinledim, Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray Atatürk stadına çıktıklarında oyuncuların dizleri titrerdi.
Eskişehirspor'u 2004 yılında tayinle geldiğimde yakından tanıdım.
O yıllarda TFF 1.Lig'de iddialı bir takımdı.
Biz de hemen hemen her yıl bir değil iki tane kombine bilet alarak çocuklarımla maçlarına giderdik!
Hatta o zamanlar Özel İdare'den arkadaşlarım Aziz Bey ve Özcan Beyle birlikte yıllarca yan yana sayısız maçını izlemişizdir.
Güzel günlerdi.
Takvimler 2007 yılını gösterdiğinde liglerde fırtına gibi esen Eskişehirspor play-off maçında rakibi Boluspor'u yenip adını Süper Lig'e yazdırdığında büyük sevinç yaşanmıştı.
Bunları niye yazdım.
Bugün Türk futbolunun turnusolü Eskişehirspor'un geçtiğimiz gün amatör kümeye düştüğü tescillendi.
Süper Lig'den düştüğü andan itibaren küme düşme çöküşü hızlandı.
Devasa borç yükü altında kulüp batırıldı.
Batırıldı diyorum çünkü kötü niyetli yöneticilerin bir kulübü batırabildiklerinin son örneği Eskişehirspor'dur.
Kulübü bu duruma düşüren hiçbir yöneticinin hala hâkim karşısına çıkıp da ifade verdiğine henüz şahit olmadık.
Yapanın yanına kâr kaldığı bir durum anlayacağınız.
Neyse…
Genelde sporu, özelde futbolu çok ama çok severim.
Ama böylesine sevdiğim futbola gönlüm uzun zamandır küs.
İlk sebep yabancı oyuncuların işgali altında bulunan kulüp takımları. İkinci sebep yukarıda belirttiğim gibi Eskişehirspor'un düştüğü durum.
Özellikle Süper Lig takımları içerisinde bulunan yabancı oyuncu fazlalığı, içerimize saplanmış bir hançer gibi yüreğimizi kanatıyor.
Maç başlamadan okunan İstiklal Marşımızı okuyan kaç oyuncu var Allah aşkına!
Bunlara Türk takımı demek için bin şahit lâzım!
Futbol Federasyonu'nun yıllardır bu konuda bir adım bile atmamış olmasını anlamış değiliz!
On bir kişi içinde ilaç niyetine iki üç Türk futbolcu ya görürsünüz, ya görmezsiniz.
İyi de, bunca yabancı oynattıklarına göre yurt dışında bir nebzecik başarıları olsa içim yanmaz.
Tek hünerleri, bu fukara milletin dişinden tırnağından artırdığı milyonlarca dövizi yabancılara pompalamak.
Geniş imkânlara rağmen istenilen başarı yakalanamıyor.
Ondan sonrada Türk Milli Takımı Dünya Kupası'na katılamıyor.
Bu kafayla gidilirse daha çok yerimizde sayarız.
* * *
İkinci sebebim olan Eskişehirspor…
Kanı durdurulamayan bir yürek yarası içimizde!
Son yıllarda adı duyulmadık, yeri bilinmedik kasaba takımlarıyla oynadığı TFF 3.Lig maçları sonucunda 58 yıllık maziye sahip o koca çınar belirttiğim gibi Bölgesel Amatör Lige düştü.
30 sezon Süper Lig'de, 20 sezon 1.Lig'de, 6 sezon 2.Lig'de ve 2.sezonda 3.Lig'de oynayan takım artık amatörde!
İnanılır gibi değil.
Ancak yazarken yüreğim sızlıyor.
Nereden nereye…
Sezon başında bir iki kez maçlarını seyredeyim dedim, içim kaldırmadı.
O takımlar, topa değil de sanki yüreğime tekme atıyorlar.
"Anadolu Yıldızı" ve "Futbolun Kuvay-ı Milliyesi" olan bu takımı bu hallerde görmek…
Yıldız gibi kaydı yeşil sahalardan…
Eskişehir semalarını inleten "Es-Es-Es, Ki-Ki-Ki, Eski-Eski-Es", o sesler, o renkler anılarda kaldı. Adına yazılan şiirler, şarkılar da öyle.
Efsanenin hazin sonu!
Taraftarı futboldan soğuttular.
Sebep olanlar mı?
Allah bildiği gibi yapsın!
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024