Eğer o ihanet olmasaydı!

Paralel Yapı ile bağlantılı şirketlere kayyum atanıyor, kanalları uydudan çıkarılıyor.Daha farklı adımların sırada olduğu ifade ediliyor.Peki, gerekçe ne?Gerekçe Paralel Yapının ihaneti!Cumhurbaşkanı Erdoğan bu durumu, "Şahıs olarak onlar beni çok iyi tanıyor. Ben de onları çok iyi tanıyorum. Onlar Tayyip Erdoğan'a ihanet ettiler. Ben onlara ihanet etmiyorum. Ben sadece milletin hakkını onlardan geri alma mücadelesi veriyorum. Bu ülkenin hakkını onlardan geri alma mücadelesi veriyorum" şeklinde açıkladı.* * *Peki, milletin hakkını Paralel Yapıya kim verdi?Soruya cevap yine Erdoğan'dan geldi."Ne istediler de vermedik" diyen Erdoğan 24 Mart 2014'te Trabzon'da düzenlenen mitingde şunları söylüyordu, "17 üniversite kurmak için geldiler hepsini onadım. Okullar için yer istedi verdik. Uluslararası camiada devlet ve hükümet başkanlarına biz bunları refere ettik."* * *Şimdi ortaya ilginç bir durum çıkıyor.Demek ki Paralel Yapıya gösterilen tepki dini, milli ve vicdani bir tepki değil tamamen nefsi bir tepki.Neden?Çünkü Erdoğan'a ihanet ettiler!Eğer o ihanet olmasaydı;1- Erdoğan'ın ifadesiyle milletin malı bunlarda kalacaktı.2- Ergenekon ve Balyoz kumpaslarına ses çıkarılmayacaktı.3- Kaset şantajları devam edecekti.4- Uyduruk ses kayıtları, uyduruk delil ve haberlerle karalama kampanyaları devam edecekti.5- Emniyet ve yargı başta olmak üzere devletin her kademesi paralel çete istilasında kalmaya devam edecekti vs.* * *Evet? Bunlar Paralel Yapıya gösterilen tepkinin milli bir hassasiyetin sonucu olmadığını gösteriyor.Ortada dini bir hassasiyet olmadığı da aşikâr.Zira Paralel Yapının başımıza bela ettiği ve devlet politikası haline getirilen tüm itikadi sapkınlıklar aynen devam ediyor.Mesela;1- Vatikan'ın Hıristiyanlığı yaymak için geliştirdiği Dinlerarası Diyalog çalışmaları sürüyor.2- Kilise ve sinagog açılışları ve restorasyonları tüm hızıyla devam ediyor.3- 3 hatta 4 hak din safsatası camilere kadar girdi.4- Din dersi kitaplarından sonra devletin kanalı TRT dizisinde (Yunus Emre) Kelime-i Şehadet'in ikinci kısmı makaslandı.5- Peygamber efendimizin dünyayı şereflendirdiği günün yıl dönümü olan Mevlid Kandili'nde Başbakan Davutoğlu tarafından Dolmabahçe'de sözde İbrahimi sofra kuruldu. Gayrimüslim temsilcilerinin katıldığı toplantıda Hz. Muhammed (sav) efendimiz bir kenara itilerek İbrahimi sofra vurgusu yapıldı. Oysa Cenab-ı Allah Al-i İmran Suresi 67. ayette şöyle buyuruyor, "İbrahim ne Yahudi idi ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah'ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir Müslüman'dı. Allah'a ortak koşanlardan da değildi."* * *Ortada onlarca örnek var. Anlayana bu kadarı kâfi sanırım.Yazımızı bir Hadis-i Şerif ile noktalayalım;Peygamber efendimiz, "Ameller niyetlere göredir" buyuruyor.Hal bu iken milli ve dini bir hassasiyet olmadan tamamen nefsi kaygılarla atılan adımlar velev ki doğru olsun hiçbir anlamı yoktur. Zaten Paralel Yapının İslam itikadıyla taban tabana zıt diyalog zihniyetinin aynen devam ettirilmesi ortada bir samimiyetin olmadığının en büyük kanıtı değil mi!Saygılar?