Ehl-i Beyt Üniversitesi Her gün biraz daha

Kartopu yuvarlandıkça nasıl büyürse, büyüdükçe nasıl ağır ağır yuvarlanırsa ve önüne çıkan kar yığınları ile sarmaş-dolaş olup yoluna devam ederse Ehl-i Beyt Üniversitesi de aynen öyle büyümesini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor.Her hafta sonu bir öncekine göre mezkûr üniversitenin hem hoca sayısında hem de öğrenci-dinleyici sayısında müthiş artışlar kaydediliyor.Anadolu'nun dört bir tarafında, her hafta sonu, kar yığınlarını yara yara beyler, bayanlar, çocuklar hatta pir-i fani dedeler ninenler? Herkes bir tarafa doğru, bir panele doğru yürüyor.Her panelde en az üç konuşmacı var, son haftalarda panel sayısı yaklaşık üç yüzlere ulaştı, dolayısıyla bu üniversitenin ortalama dokuz yüz hocası hafta sonu yollarda? Dinleyici kitlelerini varın siz hesap edin.Ehl-i Beyt üniversitesinin hocaları arasında benim gibi tek-tük altmışa merdiven dayamışlar varsa da çoğunluğu delikanlı çağında, gür sesleri ile salonları inleten, mesajlarını kitlelere dinleten enerji dolu gençlerimiz.Enerji ve bilgi dolu gençlerden Ehl-i Beyt konusunu dinlerken, adı profesöre çıkmış koca koca adamların bu konudaki cehaletleri daha bir sırıtıyor. Yani on yılardan beri, Talim-Terbiye kurullarının başında bulunup da mesela imam-hatip müfredatlarına Ehl-i Beyt konusunu koymayan, Gadir-i Hum Hutbesinden bir satıra yer vermeyen sözde eğitimcilerin de bu genç hocalardan öğrenecekleri çok şeyler var elbette."On iki İmam inancı Zerdüştlükten gelmiştir" diyen ilahiyat profesörlerine inat, "Ehl-i Beyt kavramına her halde Peygamberin bütün eşleri, çocukları, torunları ve akrabaları girer" diyen koca koca müfessirlere inat, Ehl-i Beyt Üniversitesinin genç, enerjik ve dinamik hocaları "Sekaleyn Hadisi" deyip bir çırpıda izah ediyorlar. "Sefine Hadisi" deyip, yani "Benim Ehl-i Beytim Nuh'un gemisi gibidir, binenler kurtulur, binmeyenler helak olur" şeklindeki Peygamber buyruğunu birkaç cümlede izah ediyorlar.Ehl-i Beyt Üniversitesinin genç ve bilgili hocaları Anadolu'yu adım adım dolaşarak; "Hamse-i Âl-i Aba" kavramını izah edip, bu kavramın içine sadece beş kişinin, Peygamberin, kızı Fâtıma, damadı Ali ve torunları Hasan ile Hüseyin'in girdiğini (hepsine de sonsuz salat ve selam olsun) kulaklara küpe olacak şekilde açıklıyorlar."Sana gelen bu gerçek bilgiden sonra, kim seninle bu gerçekler hakkında tartışırsa de ki: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, biz siz hepimizi çağıralım, sonra hepimiz birden gönülden yalvaralım ve Allah'ın lanetinin, O'nun rahmetinden uzak olmanın, aramızdan yalan söyleyenlerin üzerine olmasını dileyelim." (Âl-i İmran: 61) ayetinin emri gereğince Necran Hıristiyanları ile mübahaleye, lanetleşmeye giderken de Peygamberimizin kızını, damadını ve iki torunun yanına aldığını hiçbir kuşkuya meydan vermeyecek şekilde açıklıyorlar.Bütün bir Anadolu'yu Ehl-i Beyt nefesi ile kuşatan Ehl-i Beyt Üniversitesinin hem hocaları hem de talebeleri haftadan haftaya kartopu gibi büyüyor hatta dikkatle dinleyen talebeler kısa zamanda hocalığa terfi ediyorlar.Bu üniversitenin rektörünü söylemeye gerek yok hepiniz tanıyorsunuz; Prof. Dr. Haydar Baş.